O Hal tamam. Peki bundan sonra yaşayacaklarımız ne hal?
Kuşkuluyuz, tedirginiz, endişeliyiz.
Darbe üzerinden demokrasiden daha da ağır ödünler verileceğinden kaygılıyız.
OHAL önlemlerinin yalnızca Fetullah Terör Örgütü'yle mi sınırlı kalacağından, yoksa tüm muhalif görüşleri mi kapsayacağından emin olamıyoruz.
Erdoğan Fransa örneğini veriyor;
“Ülkemizin yaşadığı tehditle mukayese edilemeyecek derecede küçük terör olayları karşısında benzer tedbirler alan Avrupa ülkelerine ses çıkarmayanların, Türkiye'yi eleştirmeye kesinlikle hakları yoktur. Aldığımız bu kararı eleştirmeye hakları yoktur. Önce onlar kendilerine baksınlar.”
Evet Paris'te 130 kişinin öldürüldüğü IŞİD terör örgütünün saldırısından sonra ilan edilen OHAL üçüncü kez uzatıldı. Fransa Başbakanı Manuel Vails, olağanüstü halin IŞİD tamamen yenilinceye kadar devam edebileceğini söyledi. Ancak bu ülkedeki önlemler oldukça sınırlı. Buna karşın hem ülke içinden hem de batı dünyasından ağır eleştiriler var. Ev hapsi, polislerin ev baskınları ve yoğun kimlik kontrolü olarak görülen uygulamaların özellikle Müslümanları ve Afrika kökenlileri kapsadığı belirtilerek bunun bir ayrımcılığa yol açtığı öne sürülüyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ise özgürlüklerin korunması ile güvenlik arasında adil bir denge kurulması gereğine vurgu yapıyor.
İşte bütün sorun burada. Bizde de özgürlüklerin korunması ile güvenlik arasında adil bir denge kurulabilecek mi?
Hatırlayınız 12 Mart Faşist Cunta'sının Başbakanı Nihat Erim ne diyordu o karanlık günlerde;
“Özgürlüklere bir şal örtülmesi gereği duyulmaktadır.”
Neler çıktı o şaldan; Yargısız infazlar, işkenceler, tutuklanan aydınlar, gençler ve idamlar...
O şal ülkede ne kadar sol görüşlü insan varsa hepsinin üzerine bir balyoz gibi indi.
Ne hal dememiz bundandır. Sınırsız yetkilerle donatılan vali ve polisler bu yetkilerini nasıl kullanacaklar? Daha şimdiden arka arkaya gelen kanun hükmündeki kararnameler, darbeye direnmede örnek ve ortak bir tutum gösteren Meclis'i hukuken by-pass mı edecek? Özgürlüklerin kısıtlanması yetkileri nasıl kullanılacak? Kitaplar, dergiler, gazeteler, afişler toplatılacak mı? Sahne oyunları, filmler denetlenip, yasaklanacak mı? Toplantı ve gösteri hakları kısıtlanıp yasaklanacak mı? Sosyal medya üzerindeki tutumları ne olacak?
Sakın ola ki “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” demesinler. AKP iktidarı 14 yıllık dönemde demokrasiden sınıfta kalmış bir iktidardır. Darbe üzerinden getirecekleri müdahaleler ülkede büyük sıkıntılar yaratır.
Endişelerimizde yanılmış olmayı ümit ediyoruz.