Manisa'nın Gördes İlçesinde doğdu. Varlıklı bir ailenin tek kızıydı. Babası Ustazade Abdullah Bey çiftçilikle uğraşıyordu. Ağabeyi Yemen Cephesinde şehit oldu. Babası Dünya Savaşında şehit olduğunda 12 yaşındaydı Makbule...
Gördesli Makbule küçük yaşta ata binmeyi, silah kullanmayı öğrendi.Ünlü Efe Parti Pehlivan'ın düğününde Halil Efe'yle tanıştı. İlk görüşte birbirlerine vuruldular. Halil Ağa'yla evlendiğinde 19 yaşındaydı Gördesli Makbule.
Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı, Batı cephesinde bütün şiddetiyle devam ediyordu.Ankara Hükümeti Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem (Akıncı) Bey'e bir talimat göndererek toplayacağı müfrezeyle dağa çıkmasını ve düşmanla savaşmasını ister.
İbrahim Ethem Bey acilen Parti Pehlivan ve Halil Ağa'ya Ankara'nın talimatını iletir.Kısa zamanda hazırlıklar tamamlanarak , Demirci Akıncıları ''' adıyla kurulan müfreze dağa çıkmaya başlar. Dağa çıkma hazırlığında olan bir kişi daha vardır. Gördesli Makbule...
Ancak ne var ki gerek eşi Halil Ağa, gerekse Parti Pehlivan bu isteğe sıcak bakmaz , karşı koyarlar. Makbule evleneli daha iki ay olmuştur. Avuçlarındaki kına hala yerindedir.
Kahrolur Makbule . Kaymakam İbrahim Ethem Bey'in yanına çıkar, yalvarır;
''Bey amca, beni bırakmak istiyorlar, ben kalmayacağım, nerede siz ölürseniz ben de orada öleceğim; fakat kalmayacağım.Piyade yürüyeceğim, karlar içinde, çamurlar içinde yatacağım, fakat ayrılmayacağım.Beni tazyik etmesinler, isterlerse öldürsünler, kalıp da düşman eline esir düşmektense dağlarda ölmek benim için hayırlıdır.Bunun için söyle de beni bırakmasınlar''
İbrahim Ethem Bey dayanamaz.Efeleri ikna eder. Makbule'yle birlikte dağa çıkarlar.Demirci Akıcıları 16 Ağustos 1921 günü Yağcı Dağı'nda istiklal yemini eder. Akıncılar düşman gerisinder kalıp, baskınlarla düşmanı yıpratır, düşman nakil yollarını tahrip eder, iletişimini bozar.
Defalarca pusuya düşerler, kahramanca savaşırlar. Gördesli Makbule Efe büyük cesaret örneği gösterir.Bozulan birliklerin yeniden düşman üzerine gönderilmesini sağlar. Doru bir ata binmekte, kısa bir Japon filintası kullanmaktadır.Üzerinde siyah bir pantalon,siyah bir ceket başında başlığı, ayağında çizmeleri vardır.
Demirci Akıncıları Akhisar Sındırgı hattında pusuya düşer bu kez. Takvimler 17 Mart 1922'yi göstermektedir.Şiddetli çatışmada Gördesli Maköbule Efe alnından vurularak şehit olur. İbrahim Ethem Bey o anı 'Demirci Akıncıları' kitabında şöyle yazar;
'''Nasıl ağlanmaz ki 22 yaşında olan genç Gördes kızının gür ve kumral saçları başından ileri yere uzanmış, zalim düşman kurşununun akıttığı beyni bu uzun saçlar üzerine nur gibi akmış, hayata doymak değil, hayatın zevkini henüz tatmaya başlamış ve görmüş, gözleri yarı açık,süzgün ve ağlar bir vaziyette...''
Makbule Efe oracıkta Koca Yayla'da kanlı elbisleri ve kanlı çizmeleriyle ve avucundaki kınayla bir siperde toprağa verilir. Mezarının yeri düşmanın eline geçmemesi amacıyla uzun süre gizlenir...
Gördesli Maklbule Efe'nin hikayesi kısaca böyle. Bu hikaye Efe olmanın günümüzdeki gibi kolay olmadığını gözler önüne sermekte.Dosyayla-borsayla , güçlünün himayesine sığınmakla Efe sıfatının alınamayacağının açık bir göstergesi. Efelik; cesaret, mertik, yiğitlik ve vatan sevgisi taşır. Şimdi bakıyorum da topuklayan efe, takunyalı efe, tabanları yağlı efe gibi sıfatlar veriliyor oy hırsızlarına. Efe sözcüğünü kirletmeyelim; Yalnızca topuklayan, Takuınyalı veya tabanları yağlı yaratıklar dememiz yeterli olacaktır.Kanlı elbisleri ve çizmeleriyle cephede kefensiz yatan bir kahramanla,altı metrekarede yatamam diyen kişiye aynı sıfatları vermek büyük bir insafsızlık olur.