İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümetin, Gazze Şehri üzerinde kontrolü tamamen devralmayı hedefleyen planı İsrail Güvenlik Kabinesi tarafından resmen onaylandı. İsrail basınına ve uluslararası haber kaynaklarına yansıyan bilgilere göre, plan askeri ve siyasi hedefleri içeren beş temel ilkeye dayanıyor. Bu adım, “Netanyahu Gazze’yi işgal mi edecek?” sorusunu yeniden dünya gündemine taşıdı.

Özellikle “işgal” kelimesinden resmi açıklamalarda kaçınılması, dikkatleri planın hukuki boyutuna ve uluslararası tepkilere çekti. İsrail, “işgal” ifadesi yerine “devralma” terminolojisini kullanarak diplomatik baskıdan ve uluslararası hukuk yaptırımlarından kaçınmayı amaçlıyor.

Güvenlik Kabinesi'nin beş ilkesi: Hamas sonrası Gazze planı

İsrail Güvenlik Kabinesi tarafından onaylanan planın temelinde şu beş ilke yer alıyor:

  1. Hamas’ın askeri ve siyasi varlığının tamamen yok edilmesi

  2. İsrail vatandaşlarını rehin tutanların serbest bırakılması

  3. Gazze’nin tamamen silahsızlandırılması

  4. İsrail’in güvenlik kontrolünün sürdürülmesi

  5. Yeni, sivil ve İsrail karşıtı olmayan bir yerel yönetimin kurulması

Bu ilkeler doğrultusunda hareket edecek olan İsrail yönetimi, askeri operasyonların süresini en az altı ay olarak planlıyor. Uzun vadeli stratejide ise Gazze’nin sadece askeri değil, aynı zamanda yönetsel ve siyasi yapısının da kökten değişmesi hedefleniyor.

Devralma değil işgal mi? Hukuki ve diplomatik ince hesap

İsrail'in “devralma” ifadesini tercih etmesi, yalnızca söylemsel bir tercih değil. Ynet ve Axios gibi kaynaklara göre, bu kelime seçimiyle uluslararası hukuktaki “işgal güçlerinin sorumluluğu”na dair yükümlülüklerin dışında kalmak hedefleniyor. Bu tercih, İsrail’in özellikle sivillerin yaşam koşulları, altyapı sorumluluğu ve insani yardımlar konusunda uluslararası toplumdan gelebilecek eleştirileri hafifletmek istemesinden kaynaklanıyor.

Muğla’da üç ilçede plansız su kesintisi: Bazı bölgelerde saatlerce su yok
Muğla’da üç ilçede plansız su kesintisi: Bazı bölgelerde saatlerce su yok
İçeriği Görüntüle

Bazı hukukçular, Gazze’nin fiili olarak “işgal edilmesi” durumunda, İsrail’in 1949 Cenevre Sözleşmeleri çerçevesinde ciddi yükümlülüklerle karşı karşıya kalabileceğini belirtiyor.

Askeri plan: Terör merkezlerinden mülteci kamplarına doğru

The Jerusalem Post’a konuşan üst düzey bir İsrailli yetkili, operasyonun ilk aşamasında Gazze kent merkezinde “terör kaleleri” olarak tanımlanan alanlara odaklanılacağını söyledi. İkinci aşamada ise Gazze Şehri içindeki mülteci kampları hedef alınacak. Bu noktada İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) daha önceki operasyonlardan farklı olarak şehri kuşatma değil, doğrudan kontrol altına alma stratejisi izlediği aktarılıyor.

Aynı yetkili, operasyonun nihai hedefinin “Gazze’nin artık İsrail’e karşı tehdit oluşturamayacağı bir yapıya dönüştürülmesi” olduğunu belirtti.

Rehineler ve iç kamuoyu baskısı Netanyahu’yu zorluyor

İsrail’in Gazze planı, yalnızca dış politik dengeler açısından değil, iç kamuoyu baskısı bakımından da önem taşıyor. Hamas’ın elinde tuttuğu İsrailli rehinelerin akıbeti, Netanyahu hükümeti için büyük bir siyasi baskı unsuru oluşturuyor.

KAN Haber Ajansına göre, Güvenlik Kabinesi toplantısı yaklaşık 10 saat sürdü. Toplantıya katılan bakanların çoğu, Hamas’a karşı daha yumuşak stratejilerin başarısız olacağı görüşünde birleşti. Alternatif senaryoların ne Hamas’ı yok edebileceği ne de rehinelerin kurtarılmasını sağlayabileceği ifade edildi.

Uluslararası tepkiler ne olabilir?

İsrail’in bu adımı, özellikle Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Arap Birliği gibi aktörlerden gelecek tepkilerle karşı karşıya kalabilir. İsrail’in Gazze üzerindeki doğrudan kontrolü, uluslararası toplumun gözünde bir işgal olarak nitelendirildiği takdirde, ekonomik yaptırımlar ve diplomatik izolasyon ihtimali gündeme gelebilir.

Ayrıca ABD yönetimiyle olan ilişkiler de bu süreçte önemli rol oynayacak. Biden yönetimi, İsrail’in güvenlik endişelerini desteklemekle birlikte, sivil kayıpların artmasına ve insani krizin derinleşmesine karşı çekincelerini daha önce defalarca dile getirmişti.

Kaynak: HABER MERKEZİ