Onunla yedi yıl birlikte futbol dünyamızda dolaşırken ondan öylesine güzel, öylesine olumlu gelişmeleri teker teker belliğime alırken anılarını unutmam mümkün değil. Merak edilecek insan ve sahaların gol kralı Metin Oktay’dan söz ettiğimi anladınız herhalde…
Milliyet’te onun söylediklerini kaleme almak sürekli bana kalırdı. Zaman içinde maçın gidişini bana aktarırken de zorlanır ama ona da parmaklarını çıtlatarak yanıt verirdi. Zaman gençlere yavaş, yaşlılara hızlı geçerken ben Metin Oktay’ın zamana karşı umursamaz olduğunu bilirdim.
Baba sırlarını pek açmasa da gençlik yıllarında kalbini saran ve sevgi seline dönüştüren takımını söylemişti. Bu yanıt beni gerçekten şaşırtmış olsa da rahmetli okul arkadaşı, eski futbolcu Gürcan Berk’i tanık göstermesi inanmamı sağlamıştı.
Şimdi sizlerde merak edersiniz diye yazıyorum, onun iki takımı Altay ve Beşiktaş’tı. Kader ağlarını örerken bir anda kendisini Galatasaray’da bulup krallık tacına oturuverdi. Yıllar içinde Metin Oktay ile birlikte bazı seyahatlerimiz de olurdu. Bir tarihte yolumuz Çanakkale’ye düşünce bana, ‘Bizim Tarık burada onu görelim’ deyince araştırırken Tarık Kevver’in evinin altındaki restoranda buluştuk.
İki Galatasaraylı sohbete girerken Metin Oktay, Tarık’a rakı kadehini uzatınca ‘Tarık kaptan ben senin yanında rakı içmem’ diyerek eliyle kadehi iteledi. Metin bu kez ‘Olur mu? Kaptanlık bitti artık’ diye üstelese de Tarık belki de ilk kez Metin Oktay’a karşı geliyordu.
Bu olay üzerine saygı ve sevginin yıllar geçse de unutulmayacağına tanıklık edip Dardanel’in maçına yöneldik. Maça girerken de belleğimdeki o ilişkiyi hiçbir zaman unutmadım.