Yıllar sonra televizyon ekranında tekrar gündeme gelen bir cinayet dosyası var: Hande Çinkitaş cinayeti.
Vallahi azıcık zekası ve gören iki gözü olan biri bile bu cinayeti kimin işlediğini anlayabiliyor.
Ama işte kanıt yok.
Neden? Çünkü zamanında o kadar baştan savma bir araştırma yapılmış ki, insan gerçekten hayret ediyor!
Olay günü eve gelen polislerden birine soruyorlar "Siz geldiğinizde ölüm katılığı başlamış mıydı?" diye, polis soruyu defalarca tekrarlattırıyor.
Çünkü sonradan anlaşılıyor ki bu polis "ölüm katılığı" diye bir şeyi ilk defa orada duyuyor ve dolayısıyla ne demek olduğuyla ilgili en ufak bir fikri yok!
***
Küçücük bir kız. Daha 18 yaşında. Sevgilisiyle sokak ortasında tartışırken; iddiaya göre çekmiş tetiği, kendisini göğsünden vurmuş.
İntihar etmiş yani. Öyle söylüyorlar. Sevgilisi de polismiş bu arada.
O filmlerde, CSI dizilerinde gördüğümüz olay yeri inceleme ekipleri, bizde sadece bir isimden ibaret.
Genç kızın kendini vurduğu yere gelen ekipten bir polis; ağzında sigarası, elini kolunu sallaya sallaya, silahı eldivensiz, çıplak elleriyle alıp götürüyor.
***
Tam olarak koca bir dağda yaşadığımızın göstergesi bu.
Ne kural biliyoruz, ne intizam. Ne de insan hayatının en ufak bir değeri var.
Adalet sistemi desen "Allah'ım beni o sisteme ne olur düşürme" diyecek kadar haksızdan yana.
Şimdi 18 yaşındaki o kızcağız canıyla uğraşıyor. Hande Çinkitaş'ın katili ise yıllardır elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Başkalarının canını tehdit etmeye devam ediyor.
***
Kendini vurduğu iddia edilen genç kız ölürse, kelimenin tam anlamıyla kim vurduya gitmiş olacak. Canını kimin aldığı kimsenin umrunda olmayacak.
Çünkü o ağzı sigaralı emniyet görevlisi, delilleri tarumar etti.
Sadece bu olayda değil ki; bir yerde bomba patlar, her birimin görevlisi çatır çutur delillerin üzerinde gezinir.
Bizdeki olay yerlerinde tam olarak ne işe yaradığı belli olmayan bir kamyon resmi görevli; ellerini arkalarına kavuşturup, öyle bilmiş bilmiş laflar edip etrafta sadece kalabalık yapmaya yararlar.
***
İki yıl önce evime hırsız girdiğinde yapılanları hatırlıyorum da...
Hırsız artık nasıl bir çalışma uyguladıysa; evde sadece onun değil, bizim bile parmak izlerimiz çıkmamıştı!
Dostlar incelemede görsün diye yalandan şöyle bir çalışma yapıldı ve gidildi.
Hatta neredeyse ayak üstü orada beni sorgulayıp kendi evimi soyduğumu bile iddia edeceklerdi. "Yalnız mı yaşıyorsunuz? Akşam evde kimler vardı? Erkek mi, kadın mı vardı? İçki içmiş miydiniz?" gibi saçmasapan sorularla çok yardımcı olmuşlardı sağolsunlar.
Her zaman söylüyorum ve çok korktuğum için de başıma gelmez umarım diyorum:
Bu ülkede gerçekten adaletin eline düşmek istemiyorum. Özensiz, insan sevmez, saygısız, kuralsız ve haksız bir sistem çünkü bu!