Böyle bir Mayıs günü başlamıştı AKP'nin kabusu, Gezi Direnişi. 27 Mayıs 2013 sabahı Taksim Gezi Parkı'nda 5 ağacı kesen inşaat işçileri bir yana, ülkeyi yönetenler de asla böyle bir sonuç beklemiyorlardı.
Ne diyordu dönemin başbakanı;
Evet bu alana da cami de yapacağız. Ben bunun iznini birkaç çapulcudan alacak değilim. Bize oy verenler bunun yetkisini de verdi zaten.”
Anlayamamışlardı konunun üç-beş ağaç olmadığını.Taksim'de başlayan başkaldırının zulme karşı direnmek, cumhuriyete sahip çıkmak, laikliği korumak, Atatürk devrimlerini sahiplenmek olduğunu anladıklarında ise vakit çok geçti.
Bezmi Alem Valde Camii'nde kurdukları komplolar, Kabataş yalanları hiçbir işe yaramadı. Direniş aylarca sürdü, yurdun dört bir yanına yayıldı. Orantısız güç kullandılar, onlarca şehit, binlerce yaralı verildi. Engelleyemediler. Karşılarında orantısız bir zeka buldular. Direniş boyunca atılan sloganlar, duvar yazıları direnişin ruhunu daha seçik ortaya koyuyordu;
Kim tahmin ederdi bir ağaç bu kadar meyve verecek” diyerek özetlemişlerdi eylemlerini.
Her yer taksim, her yer direniş”, “Direne, direne kazanacağız.” diyorlardı.
Meydanlarda atılan gaz fişeklerinin haddi-hesabı yoktu. Biber gazı, Gezi olaylarının simgesi haline gelmişti. Sloganlar mizah şaheseriydi;
Biberi bal eyledik, meydanları dar eyledik.”
Sıkma demiyorum, hobi olarak yine sık.”
Sen o biber gazını, kebabıma sık, şalgamıma sık, acı bize atadan kalmadır. Biz Adanalıyık.”
Piknik tüpünü çakmakla kontrol eden millete biber gazı işlemez.”
Duvar yazıları adeta bir mizah sayfasından fırlayan ince zekanın ürünleriydi;
Alkolü yasakladın, millet ayıldı.”
Eylemin herhangi bir siyasi partinin güdümünde olmadığını, halkın gücünü gösterdiğini şöyle ifade etmişlerdi;
Biz AKP'siz dine, CHP'siz Ata'ya, MHP'siz vatana, BDP'siz Kürde sahip çıkarız. Biz halkız.”
Eyleme giden öğrencilerin sınıfta kara tahtaya yazdığı not da unutulmazdı;
Direnişe gittik hocam. Gelicez. Yok yazmayın.”
Taksim Meydanı yakınlarındaki bir apartmanın kapısına yazılan yazı halkın yakın desteğini göstermekteydi;
Direniççiler bu eve sığınabilir. Daire: 6”
Hamile bir kadının tişortuna yazdığı “Bekle Gezi Parkı, geliyorum.” yazısı da unutulmazlar arasındaydı.
Gezi parkı direnişinde evlerinde börek yapıp getiren anneler, eylemcilere limon ve sirke ile yardıma koşan esnaf, beyaz önlükleriyle koşuşturan doktorlar, tıp öğrencileri, toplu taşım araçlarında alkış tutan babalar, dizi setlerinde saattlerce çalıştıktan sonra meydanlara koşan sanatçılar, özetle cumhuriyete sahip çıkan bir halk vardı.
Onlar zalim bir iktidara sandıktan çıkmanın her şey demek olmadığı gösterdiler. Dünyaya demokrasi dersi verdiler.