Ali Babacan, Türkiye'deki tüm taksilerin TOGG marka elektrikli araç olmasını ve ÖTV ile KDV'den muaf şekilde taksitle satılmasını önerdi.
Ali Babacan, Türkiye'nin F-35 savaş uçağı projesinde program ortağı olduğunu ve uçakları alamadığını belirtti.
Ali Babacan, Türkiye'nin İHA-SİHA konusunda dünyada kendinden söz ettirdiğini ve bu alanda önemli atılım yaptığını ifade etti.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gazeteci Hakan Çelik'in Youtube'da yayınlanan programında İHA-SİHA'lardan yerli otomobil TOGG'a savunma sanayinden teknolojideki son gelişmelere kadar iç siyasetin dışı olarak görülen konularda önemli açıklamalar yaptı.

F-35'lerin Türkiye'nin hakkı olduğunu vurgulayan İHA-SİHA ve savunma sanayinde Türkiye'nin önünde çok büyük fırsatlar olduğunu belirten Ali Babacan, KAAN'ın Endonezya'ya satışından gurur duyduğunu söylerken Eurofighter savaş uçağı alımına destek verdi.

Toggdan Cinli Yatirimci Iddialarina Yanit 5 Ortak Olarak Yola Ciktik Tzoz Cover
Savunma sanayinin ülke bağımsızlığı için önemli olduğunu söyleyen DEVA Partisi lideri Ali Babacan, bu alanda çalışma yapan devlet ve özel sektör kuruluşlarından "milli gururlarımız" diye bahsetti. Ali Babacan, yerli otomobil markası TOGG'a ilişkin çarpıcı bir öneride bulundu ve hükümete çağrı yaptı.

ALİ BABACAN'DAN "TOGG TAKSİ PROJESİ"
Ali Babacan, Türkiye'deki bütün taksilerin TOGG olmasını ve ÖTV'siz, KDV'siz şekilde taksitle satılmasını önerdi. Babacan, "Kendi markamıza gözümüz gibi bakıp yaygınlaştırmalıyız. Onlar yapmazsa yetki aldığımız gün biz yaparız" diyerek açıkladığı "TOGG TAKSİ" denebilecek projeyi şöyle açıkladı:

"Şu anda benzinli, dizel, LPG'li bir taksi için aşağı yukarı 100 lira arabanın gerçek fiyatı ise, 100 lira vergi ödemek gerekiyor, bu yüzden taksiler yenilenemiyor, ÖTV de alınamıyor. Devlet zaten alamadığı ÖTV'nin peşinde. Dolayısıyla devletin alamadığı ÖTV'yi 'elektrikli otomobilden de almayayım' deyip sadece takside kullanmak üzere ÖTV ve KDV'den muaf uygulama uygun finansman paketiyle birlikte gerçekleştirilebilir. Böylece hem kendi markamızı teşvik etmiş oluruz. Türkiye'ye gelen insanlar nereye başlarını çevirse yerli marka araç görecekler. Dünya tanıtımı için iyi olur. Hem biz kendi markamıza güveneceğiz ki başkaları da güvensin."

Ali Babacan Deva

ŞARJ İSTASYONLU TAKSİ DURAKLARI
Babacan ayrıca "Taksi duraklarına bu elektrik şarj istasyonları rahatlıkla kurulabilir. Dolayısıyla taksi durağında araçlar beklerken şarjını yaparlar. Hem çevreyle dost, hem bakım onarım masrafının, yakıtın çok düşük olduğu bir taksi ulaşımı Türkiye'de gerçekleşebilir. Ticari araçlarda, özellikle de taksilerde bu elektrikli araçların özellikle yerli markamız olan TOGG'un yaygınlaştırılması ben çok önemli görüyorum. Kendi markamıza gözümüz gibi bakmalıyız" ifadelerini kullandı.

"YERLİ MARKAYI ELEKTRİKLE BAŞLATMAK AKILLICA OLDU"
Ali Babacan, TOGG'a ilişkin düşüncelerini soran Hakan Çelik'e şunları söyledi: " Türkiye'de gerçekten bu yerli markayı elektrikle başlatmak çok akıllıca bir adım oldu. Yani onun için TOGG projesi ilk günden bu yana benim hep desteklediğim ve çok önemli bir proje oldu. Burada yerli marka, fiyat politikasını kontrol edebildiğimiz, tasarımını kontrol edebildiğimiz, tabii ki otomobil piyasasında biliyorsunuz %100 yerli diye bir şey yok. Yani illaki bir teknoloji paylaşımı gerekiyor. İllaki uluslararası bir teknoloji dayanışması gerekiyor. Yerlilik oranı ne kadar yüksek olursa o kadar da iyi. Ama önemli olan marka yönetimi, koordinasyonu, fiyat politikasının ve tasarımının kontrolünün elinizde olması. Yani tasarım derken %100 yerli tasarım olabilir, hedeflenir. Ama icabında öyle bir kritik bir şey olur ki, bir ülkede iyidir, onu da geçici olarak getirirsin. Sonra kendiniz iyileştirmeye başlarsınız."

Togg T10X

"İLK ELEKTRİKLİ OTOMOBİLİ 2012'DE KULLANDIM"
Ali Babacan, ilk elektrikli otomobili Amerika'da 2012 yılında kullandığını ve bir saat şehir iç ve dışında test sürüşü yaptığını söyledi. Dünyada elektrikli otomobil alanında büyük değişimleri de aktaran Babacan, Çin'de satılan 28 milyon otonun yarısının elektrikli olduğunu, Japonya'da şarj süresini kısaltan teknolojilerde büyük ilerleme sağlandığını aktardı.

"F-35'LERE PARA VERDİK, HAKKIMIZDAN NİYE VAZGEÇELİM Kİ?"
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye'nin proje ortağı F-35'i almaya hakkı olduğunu söyledi. "Ya şimdi orada bizim hakkımız var ya" diyen Babacan, "Hakkımızdan niye vazgeçelim ki? Alın terimiz var, akıl terimiz var. Dört program ortağı olan ülkeden bir tanesiyiz. Para vermişiz. Niye almayacağız? Niye vazgeçeceğiz ki? Niye vazgeçelim? Yani bizim hakkımız. Onlar hakkımızı gasp etti. Şimdi karşılıklı bakın bir yanlışlar zinciri var, karşılıklı bana göre. Ama düğmeyi ilk yanlış ilikleyen. Düğmeyi ilk yanlış ilikleyen Türkiye değildi bakın" dedi.

Türkiye'nin proje aşamasında F-35'in ortağı olan ilk dört ülkeden biri olduğunu söyleyen Ali Babacan, "Program ortağıydık. Para verdik, uçakları alamadık. Faturasını, ruhsatını aldık elimize fakat uçağın kendisini alamamadık; CATSA yaptırımları nedeniyle. Ciddi teknik sıkıntıları olan bir uçak. Belki de Türkiye işin içinde olsaydı o sorunlar yaşanmayacaktı. O da ayrı mesele. Çünkü böyle ortak değiştirince, büyük stratejik değişiklik yapınca projelerde de sıkıntılar çıkar. F-35 de tam böyle sorunlarından aranılmış bir uçak değil hâlâ bugün için. Evet, çok ileri bir teknoloji ama hâlâ sorunlu. O sorunların çözülmesi gerekiyor" diye konuştu.

"TÜRKİYE İHA, SİHA KONUSUNDA KENDİNDEN SÖZ ETTİRİYOR"
"Savunma sanayiide Türkiye'nin dışa bağımlılığını hızla azaltması gerekiyor, hızla" sözlerini sarf eden DEVA Partisi Genel Başkanı, "Bu uzun vadeli hedef. Mesela İHA-SİHA konusunda gerçekten çok önemli bir atılım yaptı Türkiye. Dünyada artık kendinden söz ettiriyor. Ve dedim ya teknolojide belli alanlar bulup o alanlarda Türkiye'nin sıçraması gerekiyor. İHA-SİHA da tam o alanlardan birisi oldu. Bu çok çok önemli. Çünkü ben Dışişleri Bakanıyken o ilk Kandil operasyonlarına başladığımızda kendi İHA-SİHA'mız yokken F-16 uçaklarının başka bir ülkenin İHA'sının görüntülerine muhtaç olarak o operasyonu yapmak zorunda kaldıklarını yaşadım. Çok üzüldüm yani. Ne zaman ki kendi araçlarımızı geliştirdik, o zaman o dışa bağımlılık azaldı" dedi.

Trump Iyi Niyetli Alim Icin Gorusmeler Suruyor Erdogan F 35 Ve Eurofighter Icin Olumlu Gelismeyi Acikladi 1750866833196

"F-35'LERİN TEKNOLOJİSİ HALEN SORUNLU"
Ali Babacan, F-35 alımında yaşanan sıkıntılar, Eurofighter alımına ilişkin soruları da cevaplandırdı. "Türkiye daha proje aşamasındayken, daha kâğıt üzerindeyken F-35'in ilk dört ülkesinden birisiydi. Program ortağıydık. Para verdik, uçakları alamadık. Faturasını, ruhsatını aldık elimize fakat uçağın kendisini alamadık; CATSA yaptırımları nedeniyle. Ciddi teknik sıkıntıları olan bir uçak. Belki de Türkiye işin içinde olsaydı o sorunlar yaşanmayacaktı. O da ayrı mesele. Çünkü böyle ortak değiştirince, büyük stratejik değişiklik yapınca projelerde de sıkıntılar çıkar. F-35 de tam böyle sorunlarından aranılmış bir uçak değil hâlâ bugün için. Evet, çok ileri bir teknoloji ama hâlâ sorunlu. O sorunların çözülmesi gerekiyor."

Ali Babacan, gazeteci Hakan Çelik'in "F-35 alınmalı mı?" sorusuna şu cevabı verdi: "Ya şimdi orada bizim hakkımız var ya. Hakkımızdan niye vazgeçelim ki? Alın terimiz var, akıl terimiz var. Dört program ortağı olan ülkeden bir tanesiyiz. Para vermişiz. Niye almayacağız? Niye vazgeçeceğiz ki? Niye vazgeçelim? Yani bizim hakkımız. Onlar hakkımızı gasp etti. Şimdi karşılıklı bakın bir yanlışlar zinciri var, karşılıklı bana göre. Ama düğmeyi ilk yanlış ilikleyen. Düğmeyi ilk yanlış ilikleyen Türkiye değildi bakın.

"İLK YANLIŞI PATRİOT'U BİZE VERMEYEN MÜTTEFİKLER YAPTI"
İlk yanlış ilikleyen, Patriot'ları bize vermeyen bizim sözüm ona güvendiğimiz NATO müttefiklerimizdi. Yani yanlış yaptılar orada. Çünkü müttefiklik uzun vadeli bir ilişki ya. Sen bugünkü hükümete bakma yani. Ülkenin uzun vadeli şeyine bak. Müttefiklik, uzun yol arkadaşlığı. Müttefiklik, kader ortaklığı. Biz böyle biliriz yani müttefikliği. Ama bizim müttefiklerimiz "size güvenmiyoruz arkadaş" dediği anda o ilişki başka yere doğru evrilir gider yani. Ondan sonra bir sürü teori üretilir. 'Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütüne mi girsin? Türkiye Rusya ile Çin'e ittifak kursun' diye gereksiz teoriler üretilir."

Korkutan iddia; Muazzez Abacı öldü mü?
Korkutan iddia; Muazzez Abacı öldü mü?
İçeriği Görüntüle

"EUROFİGHTER İYİ TERCİH OLDU"
Ali Babacan, Eurofighter alımının Türkiye için iyi olup olmadığı yönündeki soruya da şu cevabı verdi: "Bizim eskiden beri kullandığımız, alışık olduğumuz en büyük filomuz F-16. Ama yavaş yavaş artık yıpranıyor. Değişim, motor, uçak değişim zamanı geliyor. Fakat orada da yine Amerika'nın sınırlamalarına takılıyoruz. Şimdi tam bu açıdan baktığımızda aslında, bu Typhoon, Eurofighter meselesi, iyi bir çıkış noktası oldu Türkiye için bana göre. Doğru ve iyi bir tercih. Çünkü en azından yumurtanın hepsini bir sepete koymuyorsunuz. Riski dağıtıyorsunuz yani. Kimseye böyle yüzde yüz bağımlı kalmamak lazım. Üstelik bu Eurofighter Typhoon'un en önemli özelliği belki de açık platform oluşu. Kaynak kodlarıyla ilgili Türkiye'nin daha çok hakka sahip olması. Kendi savunma sanayii teknolojisiyle bu uçakları buluşturma konusunda sağladığı esneklik."

Trump Turkiye Ye Ek Vergi Dozunu Artirdi

"TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE KORKUNÇ FIRSATLAR VAR"
Trump'ın ABD Başkanı olması ile birlikte Amerika'nın NATO müttefiki olarak Avrupa savunmasının arkasında durmayacağını açıklamasının Türkiye için büyük bir fırsat doğurduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti: Trump, Avrupa'ya "Ben sizin savunmanızı, parasını ödemem arkadaş" dedi. NATO'ya %5 hedef kondu, biliyorsunuz. Şimdi bütün NATO ülkeleri, savunma harcamalarını milli gelirlerinin %5'ine çıkaracak. Avrupa çok büyük bütçeler ayırmaya başlayacak bu işe. Ama bu kadar büyük besleyebilecek bir savunma sanayi Avrupa'da yok henüz. Tam da bu noktada Türkiye'nin önünde şimdi korkunç bir fırsat var. Yani Avrupa'nın yüz milyarlarca euro yapacağı savunma harcamasına, Türkiye'nin savunma sanayisi neler katabilir? Biz neye ihraç edebiliriz oraya? İşte buna özel bir çalışma gerekiyor. Özel bir çalışma. Avrupa fon topluyor. O fondan Türkiye istifade edebilir. Bu da çok önemli bir konu."

"TÜRKİYE'NİN EKONOMİ KADERİNİ DEĞİŞTİRİR"
150 milyar euro olarak telaffuz edilen bu savunma fonunda Yunanistan'ın Türkiye'ye çıkardığı engelin aşılması gerektiğini söyleyen Babacan fondan pay alınması halinde Türkiye'nin ekonomik kaderinin değişeceğini belirtti.

Ali Babacan, yerli teknolojiye sahip olmanın bir ülkenin bağımsızlığı için önemine işaret ettiği programda hükümette yer aldığı dönemden örnek verdi: "Dışişleri Bakanlığı döneminde 8 yıllık Milli Güvenlik Kurulu üyeliği döneminde bunları yaşadım, gördüm. Yani Türkiye bağımsız olmalı. Türkiye'nin caydırıcı gücü yüksek olmalı. Ama Türkiye her zaman barıştan yana olmalı yani. Ve bu barıştan yana olmayla savaş çığırtkanlığı yapmak arasında ince bir çizgi vardır."

"KAAN'IN ENFONEZYA'NIN SATIŞINDAN GURUR DUYDUM"
Ali Babacan, Endonezya ile savunma sanayii alanında yapılan anlaşmayı soran Hakan Çelik'e, "Gurur duydum ya. Yani 40 uçak gelmiş Endonezya'ya basmış imzayı. HÜRJET ile ilgili yine öyle. İspanya geldi bastı imzayı. 'Ben alacağım' diyor. Bunlar 20 sene önce hayal edilemeyen şeylerdi Türkiye için" cevabını verdi.

Savunma sanayiinde bu noktaya gelen Türkiye'ye karşı müttefiklerin tutumunu eleştiren Babacan, fazla üzmemesi gerektiğinin de altını çizen Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: "Müttefikliğe yakışmaz. Müttefikliğin ruhuna uymaz. Müttefik miyiz, değil miyiz? Bir karar versinler… Yani ikircikli bir ilişki olmaz yani. İnşallah düzelir ya inşallah düzelir. Bu biraz da şeye de bağlı yani. Türkiye'nin de öngörülebilir bir ülke olması lazım. Türkiye'nin zikzak yapmaması lazım. Yani Türkiye'nin durup dururken hiçbir ülke tarafından tehdit olarak algılanmaması lazım."

BAYKAR'DAN DAVET ALSA GİDER Mİ?
Ali Babacan, TUSAŞ, ASELSAN gibi devlet ve BAYKAR gibi özel kuruluşlardan davet alması halinde buraları ziyarete gidip gitmeyeceğini soran gazeteci Çelik'e şu cevabı verdi: "Saydığınız kuruluşların hepsi bizim milli gururumuz. Hepsiyle kıvanç duyuyoruz gerçekten ve bu kuruluşlarımızın sayısının daha da çoğalmasını istiyoruz. Bu kuruluşlarımızın hem teknolojide hem verimlilikte dünya birincisi olmasını arzu ediyoruz. Bu kuruluşlardan davet gelirse tabii ki giderim; hangisi olursa olsun, ben ara sıra ziyaret de ediyorum. Geçenlerde Ankara'da küçük jet motoru üreten bir fabrikayı ziyaret ettim."

"TÜRKİYE BÖLGESEL GÜÇ VE BÜYÜK POTANSİYELE SAHİP"
Ali Babacan, Türkiye'nin nüfusu, toprak büyüklüğü, stratejik konumu ile bölgesel güç olarak büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Babacan, Türkiye'nin potansiyeli konusunda şu açıklamaları yaptı: "Yüzden fazla ülkeyi görmüş bir insan olarak aslında dünyanın en güzel ülkesi ve stratejik konumu bulunduğu coğrafya itibariyle de gerçekten ileriye doğru korkunç büyük bir potansiyeli olan bir ülke. Ve aslında bu potansiyelini Türkiye pek çok sayıyla, veriyle gösteriyor. Mesela bilen insan çok azdır. Türkiye, yabancı misyon sayısı açısından, yani büyükelçilik ve başkonsolosluk sayısı açısından dünyada Amerika ve Çin'den sonra üçüncü ülkedir. Yani Amerika, Çin gibi, artık bundan 10 sene sonra, 20 sene sonra da dünyadaki iki büyük rakibin hemen arkasından gelen bir ülke.

Bakıyoruz Türk Hava Yolları, dünyada en çok ülkeye uçuş yapan havayolu. Afrika'daki büyükelçilik sayımız şu anda bizim 43. Yani 53 ülkenin 43'ne büyükelçiliğimiz var. Ben Dışişleri Bakanı olduğum gün 12 büyükelçiliğimiz vardı, sessiz bir şekilde 12 büyükelçilikten 43 büyükelçiliğe çıkmanın planını, hazırlığını yaptık. Sessiz bir şekilde Türk Hava Yollarıyla konuştuk, TİKA ile konuştuk ve entegre bir şekilde Afrika'da çalışmaya başladık. Ve bugün Afrika, Türkiye'nin en büyük ticaret ortaklarından birisi oldu. Türkiye hem Asya'da hem Avrupa'da toprağı olan, Afrika'ya kolayca ulaşabilen bir ülke. Türkiye hem bir Karadeniz ülkesi, hem bir Akdeniz ülkesi, hem bir Hazar Denizi havzası ülkesi. Türkiye hem bir Balkan ülkesi, hem bir Kafkas ülkesi, hem bir Orta Doğu ülkesi. Yani bu ortak noktaları buluşturan ve bütün bu kümelerin kesişim noktası olan bir başka ülke de yok dünyada. Zaten onun için büyük bir potansiyelimiz var. Bunu çok iyi bilmek gerekiyor."

"ÖĞRENCİLİĞİMDEN BERİ SAVUNMA FUARINA GİTTİM"
Gazeteci Hakan Çelik'in programında Ali Babacan'ın savunma sanayiine öğrencilik yıllarından beri ilgi duyduğu da ortaya çıktı. Ankara'da öğrenci iken her sene İDEF Fuarı'na gittiğini söyleyen Babacan, üniversite stajının bir bölümünü de ASELSAN'da yaptığını söyledi: "Savunma sanayi fuarı. TAI'de F-16'lar üretilirdi ta rahmetli Özal döneminden gelen. Ben öğrenciyken, TAI'ye gittim, fabrikayı gezdim. O üretim hattından çıkan F-16'ların test uçuşlarını izledim. Ama bunlar 1980'li 90'lı yıllar bakın. Ve gurur duyuyordum o zaman. Biz Ankara'da F-16 üretiyorduk bakın. Aradan geçmiş neredeyse 35 sene. Şimdi 35 sene sonra hâlâ Amerika'dan 'F-16 alalım almayalım, verdiler vermediler. Motorunu bize verdiler vermediler.' Gerçekten üzülüyorum. Bu Türkiye bu durumda olmamalı."

Kaynak: AJANSLAR