Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partinin geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet gazetesinden Işık Kansu ve Sertaç Eş'e konuşan Özel, hem 30 Haziran'da görülecek kurultay iptal davası hem de CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son dönemdeki açıklamaları hakkında net bir tavır sergiledi.
Kılıçdaroğlu'nun "Partiyi kayyuma bırakmam" sözlerine yanıt veren Özgür Özel, "Siyasi Partiler Kanunu’nda kayyum değil, Çağrı Heyeti var. Onda da ‘40 gün içinde seçim yapılır’ yazıyor. Kayyum dediğiniz yapı partiyi yönetmiyor zaten, seçimleri yapıyor. Biz kayyuma da partiyi bırakmayız, butlana da bırakmayız" ifadelerini kullandı. Bu sözler, CHP'nin, olası bir mahkeme kararı karşısında dahi, parti içi demokrasiyi işleteceğini ve partiyi seçimsiz bir yönetime teslim etmeyeceğini vurguluyor.
Özel, "Seçmen siyasetçinin, delege genel başkanın eline bir bayrak verir. O bayrağı taşımayı bilmezseniz size de kurumunuza da güven kalmaz" diyerek, liderliğin emanet bir görev olduğunu ve bu emanete sadık kalacaklarını belirtti. Bu açıklamalar, parti içinde son dönemde artan liderlik tartışmalarına ve Kılıçdaroğlu'nun olası bir geri dönüş sinyallerine karşı verilmiş güçlü bir yanıt olarak değerlendirildi.
'AKP'nin oyununa gelmemek gerekir'
Özgür Özel, kurultay iptal davasının sadece hukuki bir süreç olmadığını, aynı zamanda siyasi bir boyut taşıdığını da ima etti. "Sayın genel başkan kayyum meselesini yanlış biliyor olabilir ama CHP’yi, kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez. 81 il başkanı ve belediye başkanları da buna karşı. AKP'nin oyununa gelmemek gerekir" diyen Özel, bu sürecin iktidar tarafından CHP'yi karıştırmak için kullanılabileceği uyarısında bulundu.
Özel, geçmişte yaşanan benzer olaylara da atıfta bulunarak, "Bursa’da bir meczup, il başkanımıza iftira ettiğinde, il başkanımız ona dava açtı. Erdoğan 3-4 ayda bir bu konuyu yokluyordu. Manisa’nın bir ilçesinde Tayyip Erdoğan’ın onay vermediği ilçe başkanı aday bile olamıyor. İlçe kongrelerine kadar bu noktaya gelmiş birisi, mahalleden itibaren delegelerini seçerek inşa edilen kurultaya şaibeli diyorlar. Bu tuzağa düşen arkadaşlarımız oldu. Bunu takip edenler oldu. Ben ‘Tayyip Erdoğan’ın bizi çekmeye çalıştığı çukura düşersek oradan çıkamayız’ dedim" ifadelerini kullandı. Bu sözler, CHP içindeki bazı isimlerin, farkında olmadan iktidarın siyasi oyunlarına alet olabileceği yönündeki endişesini dile getirdi.
"Butlan kararı çıkacak olursa takınılacak hatalı bir tutum tarihsel olarak vebal doğurur. Butlandan sonra görev kabul etmek tarihsel bir hata olur. CHP de bunu hak etmez" diyen Özel, olası bir mahkeme kararı sonrası parti içinde yaşanabilecek bir bölünmeye veya gayrimeşru bir yönetime asla izin vermeyeceklerini net bir şekilde ifade etti.
"Seçim kazanmadan kimseye partiyi bırakmayız"
Parti içinden gelen eleştirilere de yanıt veren Özgür Özel, "47 yıl sonra birinci olunmuş, belediyelerin yüzde 65’i alınmış, tüm anketlerde birinciyken ve tarihinin en büyük saldırısıyla mücadele veriyorken ‘CHP iyi yönetilemiyor. Ekrem İmamoğlu’na fazla sahip çıkılıyor’ eleştirilerini doğru bulmam. Zaten sahada da tutumuzun karşılığı var, eleştiri yok" dedi.
Olası bir çağrı heyeti ve seçim sürecine de değinen Özel, "Parti birinci partiyken, partinin başına seçimsiz gelip, milletvekillerini ihraç edip, 2 yıl partiyi yönetmek falan... Çağrı heyeti olsun, demokratik bir yarışın önü açılsın, delege bütün iradesini Türkiye’nin gözü önünde tazelesin. Çok daha doğru bu" diyerek, her türlü senaryoda demokratik süreçlerin işletileceğini vurguladı.
Özgür Özel, liderlik konusundaki kararlılığını ise şu sözlerle özetledi: "Ben böyle bir seçime girip kaybedersem de partinin neferi olarak çalışırım yine... Önceki genel başkanı olarak. Ama seçim kaybetmeden ya da biri seçim kazanmadan kimseye de partiyi bırakmayız." Bu ifade, mevcut yönetimin, 31 Mart yerel seçimlerinde elde edilen başarının ardından, parti içi demokrasi dışı bir müdahaleye izin vermeyeceğinin en net göstergesi olarak yorumlandı.
Erdoğan'ın dış politika eleştirisi ve Avrupa mesaisi
Özgür Özel, sadece iç politikaya değil, dış politikaya dair de önemli değerlendirmelerde bulundu. "Erdoğan hükümeti, Trump rejimine esir düşmüş durumunda" diyen Özel, hükümetin dış politikada bağımsız hareket edemediğini ve özellikle ABD ile ilişkilerde ciddi sorunlar yaşandığını savundu. İran-İsrail çatışması ve Türkiye'nin savunma sanayindeki eksikliklere de değinen Özel, "Son 12 yıldır bir tek uçak bile envantere girmedi. F-35 programından S-400 beceriksizliği yüzünden atılındı. Tepemizde füzeler uçarken S-400’leri kullanamıyoruz" diyerek, hükümetin savunma politikalarını eleştirdi.