Türkiye siyasetinin nabzı, bugün Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun önünde, bir diğer adıyla Silivri Cezaevi'nde attı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, yaklaşık 5 aydır "yolsuzluk" ve "terör" soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunan partisinin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etmek için sabah saatlerinde cezaevine geldi. Sadece İmamoğlu'nu değil, aynı zamanda aralarında Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve eski milletvekili Aykut Erdoğdu gibi isimlerin de bulunduğu tutuklu partililerle görüşen Özel, ziyaretin ardından cezaevi kapısında Türk siyasetini sarsacak, son derece sert ve iddialı bir basın açıklaması yaptı. Bu ziyaret, sadece bir dayanışma gösterisi olmanın ötesinde, muhalefetin iktidara karşı yürüttüğü mücadelenin yeni ve daha keskin bir faza girdiğinin de ilanı oldu.
Siyasi deprem yaratan iddia: 'Ya içeri atıl, ya partime katıl'
Özgür Özel'in açıklamalarının en sarsıcı ve gündemi belirleyecek olan bölümü, son günlerde siyasi kulisleri meşgul eden Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun AK Parti'ye geçeceği iddialarına ilişkindi. Özel, bu iddiaların basit bir parti değiştirme meselesi olmadığını, arkasında doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a uzandığını iddia ettiği bir şantaj mekanizması olduğunu öne sürdü. Özel, "Topuklu Efe" lakaplı Çerçioğlu'na, bir süredir devam eden ve iş insanı Aziz İhsan Aktaş'ın da adının geçtiği bir soruşturma dosyası üzerinden baskı yapıldığını iddia etti.
Özel'in iddiasına göre, Çerçioğlu'na sunulan seçenek son derece netti: "Aziz İhsan Aktaş ile çalışmışsın, ya içeri atıl ya da partime katıl". Bu sözler, siyasi arenada bir parti değiştirmenin ardındaki olası kirli pazarlıkları ve yargının bir sopa olarak kullanıldığına dair muhalefet eleştirilerini en üst perdeden dile getiriyordu. Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek, "Sen Aydın'ı Aziz İhsan Aktaş üzerinden almakla oluyorsa ben sana ne diyeyim? Bu mu mertlik? Bu mu siyasi gücün? Bir dahakine yine alacağım Aydın'ı. Böyle mi alacaksın Aydın'ı? Yazıklar olsun" ifadelerini kullandı. Çerçioğlu'nun yarın AK Parti'yi "aydınlatacağı" yönündeki haberlere atıfta bulunan Özel, "Olmaz olsun öyle aydınlanma. O, AK Parti'nin kara düzenidir" diyerek, bu olası geçişe en sert tepkiyi gösterdi. Bu iddialar, CHP'li belediyelere yönelik operasyonların siyasi bir hedef taşıdığı ve muhalif belediye başkanlarını saf değiştirmeye zorlamak için kullanıldığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Muhalefete düşecek AKP'ye sert uyarı: 'Tek güvenceniz bizim rövanşist olmamamız'
Özgür Özel, konuşmasında sadece mevcut durumu eleştirmekle kalmadı, aynı zamanda geleceğe yönelik olarak iktidar partisine son derece sert bir uyarıda bulundu. İktidarın, siyasi rakiplerini hukuk dışı yöntemlerle tasfiye etmeye çalışarak geleceğe tehlikeli bir miras bıraktığını belirten Özel, "Geleceğin müstakbel muhalefet partisine soruyorum: Bu işi geleceğe miras olarak bırakırsan, aynısını biz yapmayız da, başkası yaparsa ne olacak?" sorusunu sordu. AK Parti'nin muhalefete düştüğünde, bugün kurmaya çalıştıkları düzende hiçbir il başkanının veya belediye başkanının güvencesinin olmayacağını ifade eden Özel, "Sizin tek güvenceniz Özgür Özel'in rövanşist olmamasıdır. Hadi Özgür Özel'e bir şey oldu gitti, ne yapacaksınız?" diyerek, mevcut iktidar mensuplarının gelecekteki tek güvencesinin, kendilerinin kurduğu bu "zulüm" düzenini CHP'nin devam ettirmeyecek olması olduğunu vurguladı. "Aileleriniz, çoluğunuz çocuğunuz bize emanet. Ama siz bugün yapılanları miras olarak bırakınca nasıl çıkacaksınız bu işin içinden?" sözleriyle, rövanşist bir politika izlemeyeceklerinin altını çizerken, kurulan düzenin tehlikelerine dikkat çekti.
Dizleri titreyen bir rejim ve 'Ak Toroslar' benzetmesi
Özel, hükümetin tutumunu bir güç gösterisinden çok, bir zafiyet ve korku işareti olarak yorumladı. "Herkes, bu koca güçlü, kendince muktedir ama dizleri titreyen rejimin ne hale düştüğünü görsün" diyen Özel, iktidarın gücünü gencecik insanları veya siyasi rakiplerini hapse atmakla gösterdiğini savundu. İktidarın gücü varsa, bunu uluslararası arenada göstermesi gerektiğini belirterek, "Git Netanyahu ile hesaplaş, Trump ile konuş. Büşra ile Irmak ile ne işin var?" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında, geçmişin karanlık anılarını canlandıran "Ak Toroslar çetesi" benzetmesini kullanan Özel, bu yapının üzerine gideceklerini ve Türkiye'de kimseye huzur vermeyeceklerini söyledi. Bu ifade, 90'lı yıllarda faili meçhul cinayetler ve kaçırmalarla anılan "Beyaz Toros" araçlarına gönderme yaparak, mevcut adalet ve güvenlik sistemindeki bazı unsurların benzer bir yapıya büründüğü imasını taşıyordu. Bu sert benzetme, Özel'in iktidara yönelik eleştirilerinin dozunu ne denli artırdığını gösteren en çarpıcı anlardan biri oldu.
Saraçhane'den Silivri'ye: tutuklu gençlere özgürlük çağrısı
CHP lideri, konuşmasının önemli bir bölümünü de "100 kara gün" adıyla düzenlenen Saraçhane eylemlerinin ardından gözaltına alınıp tutuklanan genç kadınlara ayırdı. 2007-2008 doğumlu, 18-19 yaşlarındaki çok sayıda genç kadının, "bir kişinin bile burnu kanamamışken" sadece diğer gençlere gözdağı vermek amacıyla aylardır cezaevinde tutulduğunu belirten Özel, bunun kabul edilemez bir hukuksuzluk olduğunu söyledi. 3 Eylül'de mahkemeye çıkacak bu gençlerin bir gün bile "yatarlarının" olmadığını vurgulayan Özel, "18-19 yaşındaki gencecik kadınları, evlatları yaz boyunca burada tutmanın Tayyip Bey'e, Akın Gürlek'e, AK Parti'ye ne faydası var?" diye sordu. Bu tutuklamaların, rejimin gençlerden ve muhalif sesten ne kadar korktuğunun bir kanıtı olduğunu belirterek, sandıkta milletin bunun hesabını soracağını ifade etti.