Türkiye, güne Adana, Antalya ve Adıyaman büyükşehir belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda ismin gözaltına alındığı haberiyle uyandı. Henüz İzmir'e yönelik büyük operasyonun yankıları sürerken, dalganın diğer CHP'li belediyelere de sıçraması, ana muhalefet partisinde kırmızı alarm verilmesine neden oldu. Gelişmeler üzerine, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin en yetkili organı olan Merkez Yönetim Kurulu'nu (MYK) olağanüstü toplantıya çağırdı.
Yaklaşık 3,5 saat süren ve tüm gelişmelerin masaya yatırıldığı kritik toplantının ardından kameraların karşısına geçen Özgür Özel, son derece sert ve kararlı bir konuşma yaparak, yaşananları bir "hukuk süreci" olarak değil, doğrudan bir "siyasi darbe girişimi" olarak nitelendirdi.
‘Sandığın olmadığı rejimin provasını yapıyorlar’
Özgür Özel, konuşmasının en başında, yapılan operasyonların asıl amacının, 31 Mart yerel seçimlerinde sandıkta tecelli eden millet iradesini yok saymak olduğunu savundu. İktidarın, artık ülkeyi halkın rızasıyla yönetmek istemediğini iddia eden Özel, şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
"Artık bu ülkeyi milletin rızasıyla yönetmek istemedikleri çok açık. Milletin elinde kalan tek şeyi, sandığı ortadan kaldırmak istiyorlar ve bunun provalarını yapıyorlar. Seçimsiz, denetimsiz, tek sesli bir rejime doğru ülkeyi sürüklemeye çalışıyorlar. Bu, muhalefeti topyekün sindirme girişimidir."
Bu sözler, CHP liderinin, yaşananları sadece belediyelere yönelik bir yolsuzluk soruşturması olarak görmediğini, aksine Türkiye'nin yönetim sistemini ve demokratik geleceğini hedef alan, planlı bir hamle olarak okuduğunu gösteriyor. Özel, bu girişimlere karşı halkla birlikte sonuna kadar direneceklerini ve sandığa da, milletin iradesine de sahip çıkacaklarını belirtti. "Gözaltılarla, tehditlerle, kumpaslarla ne bu halk susturulur ne de biz geri adım atarız" diyerek, iktidara net bir mesaj gönderdi.
Operasyonların odağındaki tek isim: ‘Bu adam kimdir?’
Özgür Özel, konuşmasında sadece siyasi bir suçlama yapmakla kalmadı, aynı zamanda operasyonların arkasındaki teknik bir detaya da dikkat çekerek, tüm soruşturmaların odağında tek bir ismin olduğunu iddia etti. Bu ismin, yargı kararlarıyla "suç örgütü lideri" olarak tescillendiğini söylediği Aziz İhsan Aktaş olduğunu belirtti.
Özel, "Gözaltına alınan üç belediye başkanımızın da, İzmir'de yapılan operasyonun da ortak bir noktası var. Bir suç örgütü lideri var, adı Aziz İhsan Aktaş. Bunu ben demiyorum, yargı diyor. Bu şahsın adı hangi belediyeyle anılıyorsa, o belediyeye operasyon düzenleniyor" dedi. Bu iddia, operasyonların birbirinden bağımsız olmadığını, aksine tek bir merkezden ve belirli bir isim üzerinden yürütüldüğü algısını güçlendirdi. Özel, bu kişinin faaliyetlerinin, neden sadece CHP'li belediyelerle sınırlı tutulduğunu sorgulayarak, meselenin bir "çifte standart" sorunu olduğunu ima etti.
AK Parti’nin ‘kir göstermez’ kuralı mı işliyor?
CHP lideri, Aziz İhsan Aktaş ismini gündeme getirmesinin ardından, eleştiri oklarını doğrudan iktidar partisine yöneltti. "Bu adam başka belediyelerle hiç çalışmamış mı?" diye soran Özel, aynı kişinin veya şirketlerinin, birçok AK Partili kurum ve belediye ile de iş yaptığını iddia etti.
"Biz istisnayız, kaide AKP" diyen Özel, şu kurum ve belediyelerin isimlerini sıraladı: "Türk Hava Yolları (THY), kamu hastaneleri, AK Partili Kocaeli, Kahramanmaraş, Ordu Büyükşehir Belediyeleri ve yine onlarca AK Partili ilçe belediyesi..." Bu iddialarının ardından, "Eğer bu belediyeler CHP'li olsaydı, hepsi şu an içerideydi. Peki, onlar niye değiller?" sorusunu yönelten Özel, bu durumu "AK Parti'nin 'kir göstermez', her türlü işin AK Parti içinde çözülür, yargıya intikal etmez kuralından kaynaklı" diyerek açıkladı.
Geri adım yok: CHP yarın adliyede
Konuşmasının sonunda, parti olarak izleyecekleri yol haritasını da açıklayan Özgür Özel, bu hukuksuzluk olarak nitelendirdiği duruma karşı sessiz kalmayacaklarını belirtti. Gözaltına alınan belediye başkanlarına destek olmak ve yaşananlara karşı kamuoyunun tepkisini ortaya koymak amacıyla, tüm örgütleriyle birlikte harekete geçeceklerini duyurdu.
Bu çerçevede, ilk olarak, İzmir'deki operasyona karşı bir duruş sergilemek üzere, yarın (4 Temmuz Cuma) saat 11:00'da, tüm ilçe başkanları, milletvekilleri ve partililerle birlikte İzmir Adliyesi önünde kitlesel bir basın açıklaması yapılması kararı alındığı bildirildi.