Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, parti kamuoyunda ve siyaset kulislerinde büyük yankı uyandıran olağanüstü kurultay kararına ilişkin merak edilen soruları yanıtladı. Kararın, parti içi bir güç mücadelesi veya siyasi bir restleşme olduğu yönündeki yorumları kesin bir dille reddeden Özel, atılan adımın tamamen hukuki bir zorunluluğun ve parti üzerindeki yargısal baskının bir sonucu olduğunu vurguladı. İstanbul İl Kongresi'nin iptal edilmesiyle başlayan sürece dikkat çeken Özel, "Bu tamamen teknik ve hukuki bir hamledir. Geçen seferki (değişim kurultayı) siyasi bir hamleydi" diyerek, 21 Eylül'de toplanacak kurultayın amacının, partiyi dışarıdan gelebilecek bir kayyum müdahalesine karşı korumak ve delege iradesini teyit etmek olduğunu belirtti.

İzmir’den kayyum tepkisi: “Kararı tanımıyoruz”
İzmir’den kayyum tepkisi: “Kararı tanımıyoruz”
İçeriği Görüntüle

'Yargı eliyle kurguların ardı arkası kesilmiyor'

Özgür Özel, düzenlediği basın toplantısında, özellikle son dönemde parti üzerinde yoğunlaşan yargısal baskılara dikkat çekti. "Parti üzerindeki yargı eliyle yapılmaya çalışılan birtakım kurguların ardı arkası kesilmediği gibi, en sonunda İstanbul İl Kongremizi iptal ettiler" diyen Özel, bu kararın hukuki dayanaktan yoksun ve siyasi bir müdahale olduğunu savundu. 15 Eylül'de, kurultayın iptaline ilişkin davanın duruşmasının görüleceğini hatırlatan CHP lideri, bu davadan çıkabilecek olumsuz bir karara karşı partinin kendi meşruiyet zeminini güçlendirmek zorunda kaldığını ifade etti. Bu noktada, partinin gerçek sahibi olan delegelerin devreye girdiğini belirten Özel, "Türkiye'deki tüm delegeler kendi imzalarıyla noterlere giderek, seçimin kendi iradeleriyle yenilenmesini istiyorlar. Dün itibarıyla Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararından sonra biz de bu talebi resmiyete dökerek başvurumuzu yaptık" şeklinde konuştu.

'Kayyumun ömrü 6 gün olur'

Özel, konuşmasının en dikkat çekici bölümünde ise, mahkemenin olası bir kayyum atama kararına karşı partinin nasıl bir yol izleyeceğini net bir şekilde ortaya koydu. Böyle bir ihtimali beklemediğini ancak her senaryoya hazırlıklı olduklarını belirten Özel, "15'inde bir karar olup partinin Genel Başkanlığı'na, hiç tahmin etmiyorum ama, tut ki İstanbul'daki mahkemenin kararı gibi burada partinin Genel Başkanlığı'na bir kayyum atansa, o kayyum orada 6 gün durur" dedi. Bu iddiasının hukuki dayanağını ise, delege imzalarıyla başlatılan olağanüstü kurultay sürecinin, genel başkanın veya herhangi bir mahkeme kararının durduramayacağı bir süreç olmasına bağladı. Özel, "Çünkü partinin Genel Başkanı'nın durduramadığı bir süreçtir bu. Ve 6 gün sonra parti, seçilmiş Genel Başkanı'nı yeniden seçer" diyerek, delege iradesinin her türlü yargısal müdahalenin üzerinde olduğunu ve partinin kendi kaderini yine kendisinin çizeceğini vurguladı.

Delege iradesi en üstün güç

Özgür Özel'in açıklamaları, CHP'nin bu krizden çıkış stratejisinin temelini "delege iradesine" dayandırdığını açıkça gösteriyor. Olağanüstü kurultay kararının, delegelerin salt çoğunluğunun talebiyle alınmış olması, bu sürecin meşruiyetini ve hukuki gücünü pekiştiriyor. CHP yönetimi, bu hamleyle, parti içi demokrasi mekanizmalarını işleterek, dışarıdan gelen ve siyasi olduğu iddia edilen yargı kararlarına karşı en güçlü yanıtı vermeyi amaçlıyor. Bu strateji, aynı zamanda parti içinde genel başkanlık veya yönetim değişikliği arzusunda olan çevrelere de bir mesaj niteliği taşıyor. "Partinin sahibi delegedir" vurgusu, her türlü iddianın ve talebin meşruiyet kazanacağı tek yerin kurultay sandığı olduğunu hatırlatıyor.

Kurultay, bir güven tazeleme referandumu olacak

21 Eylül'de Ankara'da toplanacak olan 22. Olağanüstü Kurultay, sadece hukuki bir zorunluluğu yerine getirmekle kalmayacak, aynı zamanda Özgür Özel ve ekibi için bir güven tazeleme referandumu niteliği taşıyacak. Kurultay gündeminde, genel başkan, parti meclisi ve yüksek disiplin kurulu için ayrı ayrı güven oylaması yapılması ve ardından seçime gidilmesi planlanıyor. Bu, yönetimin, delegeden tam yetki alarak, hem parti üzerindeki hukuki tartışmalara son noktayı koymayı hem de önümüzdeki döneme daha güçlü bir meşruiyetle girmeyi hedeflediğini gösteriyor. Özgür Özel'in "Bu bir restleşme değil, hukuki bir hamle" sözleri, partiyi bir iç kavgadan uzak tutarak, süreci bir "demokrasi şöleni" ve "parti iradesinin teyidi" olarak yönetme niyetini ortaya koyuyor. Türkiye siyaseti, önümüzdeki günlerde, CHP'nin bu kritik kurultay sürecini ve sonuçlarını yakından takip edecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ