CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Özel, ziyaretin ardından cezaevi önünde açıklama yaptı. Özel, şunları kaydetti: "İçimiz buruk olarak ayrılıyoruz. Bir gün gelecek, buradan Ekrem Başkanı ve arkadaşlarımızı alacağız ve iktidara yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. O güne kadar büyük kararlılıkla, büyük umutla ve büyük inatla adaleti talep etmeye devam edeceğiz.

TİP'tn 'tatil hakkı gaspına' tepki
TİP'tn 'tatil hakkı gaspına' tepki
İçeriği Görüntüle

Aki̇n Gurlek

Kararın, olabilecek en kötü karar olmadığını değerlendiriyorum

Bugün mahkeme Akın Gürlek’in olmayacak alınganlıkla kendi kendine yarattığı bir mağduriyete geçit vermedi. Kendisine, ‘Bize bu kötülükleri yapıyorsunuz. Gençlik Kolları Genel Başkanımızı sabahleyin evinden almışsınız. Bizim çocuklarımıza siz bunu yapıyorsunuz ama biz ileride sizin çocuklarınızın başına bu gelmesin diye iktidar olacağız’ lafından ‘Çoluğumla çocuğumla tehdit etti’ dedi. ‘Terörle mücadelede görev almış kişiyi hedef gösterdi’ dedi. Bu hedef gösterme yönünden beraat etti. Ama tehdit suçundan iki aylık bir ceza verdiler. Ve onun dışında hakaret suçundan bir yılın üzerinde bir ceza vererek siyasi yasak getirmek üzere niyetlenilen mevzuda siyasi yasak meselesi istinafa, istinaftan sonra Yargıtay’a; yani ileri zamanlara kaldı. Bu yönüyle bu kadar organize kötülüğün içinde, geldiğimiz noktada, siyasi yasak meselesinin çıkmamış olması benim açımdan olumlu. Ama bu kadar saçma sapan bir durumda üç suçlamadan ikisinden ceza verilmesi elbette son derece ayıplı bir durum. Ben içinde bulunduğumuz berbat atmosfer içinde bu kararın, olabilecek en kötü karar olmadığını değerlendiriyorum.

Imamoglu-29Bugün bize bu zulmü yapanların yarın burada yargılanmayacağının bir garantisi yok

Ekrem Başkan ‘Burada yargılama mı yapılıyor’ gözüyle bakıyor meseleye. Yargılama yapılacaksa Çağlayan Adliyesi’nde yapılacak. Doğal olarak her bir tarafı hak ihlali olan, FETÖ’cülerin kurduğu, sonra kendi başlarına bela olan o mahkeme salonu bize nasip oldu. Oysaki FETÖ’cüler onu bir kumpas davasıyla Atatürkçüleri ordudan temizlemek için kurdular bu salonu. Yargılamayı burada yapıyorlardı, korkuyorlardı, şehrin içine gitmek istemiyorlardı. Bu olmayacak salonda arkadaşlarımızın nasibine yargılanmak ve cezalar almak düşüyor. Ama herkes bilsin ki o FETÖ’cüler burada. Örneğin Özese. Beni 13 yıl önce bu salondan dışarı attırmaya çalışan, onun benden, benim ondan şikayetçi olduğumuz, Ergenekon’un hakimi Özese kendi burada yargılandı, şimdi burada hapis yatıyor. O yüzden bugünün kudretlileri, bugünün kendilerince şımartılmışlarının bu işin ilerisini düşünmeleri lazım. Herkes devrin Zekeriya Öz’ü gibi, sınırdan kaçıp gidemiyor. Burada kalıp burada yatanlar da var. O günün iftiracıları vardı, gizli tanıkları vardı hepsi burada yatıyor. Bugün bize bu zülmü yapanların yarın burada yargılanmayacağının garantisi yok. O yüzden herkes aklını başına alarak işini yapacak.

Recep Tayyip Erdogan Aa 2239361Kimlere ne işler yaptırıyorsunuz?
Geçen gün söyledim, alınmış. Dedim ya ‘Saçını toplayıp aklını başına toplamayan biri var’ diye, o birine söylüyorum: O biri, bütün bu mala çökmelerde, herkesin şirketine el koymalarda pek mahir. Ama başka maharetleri varmış. Artık mala çökme meseleleri falan Allah muhafaza bunun da önceden haberi olanlar oluyormuş. Çökülmeden kendini kurtaranlar oluyormuş. Buralarda maharetli işler yapanlar varmış. Dokümante ediyoruz bunları. Bugüne değil, tarihe bırakıyoruz bunları. Ama hesabını gerçekten mahkemelerde görüleceği gün, teker teker çıkacak o malına çökme tehdidiyle ‘gel gel’ yapmalar. Ne diyordu Sayın Erdoğan evveli gün, ‘Beyaz Toroslar PKK’nın güçlenmesini sağladı.’ Senin masanın üstündeki beyaz Toros‘u bilmeyen mi var? Bir sürecin içindeyiz. Erdoğan bir süreç götürüyor. Devlet Bey, ‘Terörsüz Türkiye’ diyor. DEM’in yaptıklarını kıymetlendiriyor. O beyaz Toroslar; bugün görüşmeleri yapan heyetteki kişilerin eşlerini alıp, götürüp geri getirmeyen beyaz Toroslar, sen kime, neyi gösteriyorsun masaya beyaz Toros koyarak? Kimlere savcılık yaptırıyorsunuz? Kimlere ne işler yaptırıyorsunuz?

Ekrem İmamoğlu Ve Mansur YavaşMala çökme işlerinde de marifetlenen arkadaşın neler yaptığına bakacağız
Bu adamı böyle şımartınca çağırıyor kadıncağızı, ‘Çocuk kaç yaşında?’ ‘13.’ ‘Çok da küçükmüş. Ağlar o şimdi. Benim dediğim gibi ifade ver.’ Kadını çocuğuyla tehdit ediyor. ‘Silivri’ye değil, evine git.’ İfadeyi beğenmeyince böyle demiyor musun? Akşam buraya bir geliyor. ‘Kişi doktor kontrolünde.’ ‘Niye?’ ‘Sevki var.’ ‘Nereye?’ ‘Afyon’a. Düzce’ye. Buca’ya. Türkiye’nin dört bir yanına.’ Peki sen bu mahareti nereden kazandın maharetli savcı? Çünkü cezaevlerini biliyormuş. Biliyor ki Düzce‘deki cezaevinde 40 kişilik koğuşta 60 kişi yatıyor, evladından kopardığı arkadaşımızı oraya yollayıp yerde yatırıyor. Neden? ‘Dayanamasın, teslim olsun, gelsin iftira atsın.’ Kaç kez söyleyecek kadın sana? ‘Biz ihaleleri işimizin gereği şekilde en iyi şekilde yaptık. Ona göre çalıştık. Kimseden talimat almadık.’ ‘Söyle, Ekrem’den talimat aldım. Çık, git evine.’ Ne o onurlu bir direniştir o kişilerin bu kadar tehdide rağmen... Mansur Başkan anlatıyor: ‘Bir kişiyi tutuklamayla tehdit ettikten sonra her ifadeyi alabilirsin’ diyor. Dedim ya ‘Akın Bey’i birazcık dinlendirmeye alacağız.’ Onun da yaptıklarını tek tek... Toplamdan sorumlu zaten. Ama kendisiyle birlikte buraya getirdiği ve teknik işleri onlara yaptırdığı, zülüm işlerini ona yaptırdığı, mala çökme işlerinde marifetlenen arkadaşın neler yaptığına bakacağız.

Ozgur Ozel Den Silivri Cikarmasi Cezaevindeki 7 Ismi Ziyaret Edecek 7741

Birbirlerinin de yüzlerine bakıyorlar, benim de gözümün içine bakıyorlar. Hepimiz bir aradayız. Akşam Kartal’da yine milletin gözünün içine baka baka masumiyeti... Peki bunların bu yaptıklarını kim, nasıl savunacak yarın? Küstah herif. Beyaz Toros’u koymuş oraya, sen kimi tehdit ediyorsun? Onun malına çök, bunun malına çök... Ne diye yetiştirdiler sizi: ‘Bir masum yanlışlıkla içeride duracağına, 99 suçlu dışarıda gezsin. Tutukluluk tedbirini buna göre verin’ diye öğrettiler. Ne yapıyorsun sen? Ne diye herkesin anasının, babasının emeğiyle kurulmuş 60 yıllık şirketlere pat diye çöküyorsun? Kul hakkı yemiyor musun? Nasıl vereceksin hesabını? Bugünkü kudret yok. Bir gün gelip de bilmem kaç yaşında, bilmem nerede yalvarırsın yattığın yerde ‘Canım çıksın’ diye, Allah almaz canını, çektirir sana. Millete bu çektirilir mi? Biz kimsenin saçına başına bakmıyoruz. ‘Aklını başına al’ diye dedim sana. Gidenlere diyormuş, ‘Genel Başkanınız bana böyle yaptı. Ben size kötü davranacağım.’

Aklınızı başınıza toplayacaksınız

Her şeyin bir sınırı var. Bir gün çıkarım. İsim isim, tane tane anlatırım. Bakalım, sen çocuklarının yüzüne bakabilecek misin? O ne havalar ya öyle? Siz ne sandınız kendinizi? Aklınızı başınıza toplayacaksınız. Kabusunuz olur, rüyanıza girerim. Bugüne kadar Özgür Özel’in geçmişten bir şeyi kafaya takıp da yapmadığı bir şey var mı, söz verip de yapmadığı bir şey var mı? 87 Soma davası takip etmişim ben. Para mı dağıtıyorlar orada. Sizin gibi paranın mı peşindeyim ben? O 301 eşin, ananın, babanın, 130 çocuğun içeride yanan babasının adalet talebi yerde kalmasın diye. Ben size mi bırakacağım arkadaşlarımın namusunu, haysiyetini? Kaç yaşında adamın tarlasını köstebek gibi kazdın. Hayal görüyor. Kendi hayallerinde inandıkları, bu üç isimlinin, zevzeğin Akın Bey’i, Akın Bey’in Tayyip Bey’i inandırdığı hayali bir kasanın peşinde kazıp da duruyorlar. Yok kardeşim yok. Kişi kendinden bilir işi. Biz çalmadık, çaldırmadık, çırptırmadık. Bir tane çıktı baklavacı. Bastık ensesine tokadı. Arkasında da durmadık. Sonra ne çıktı? Baklavacıya kumpas kurdurmuşsunuz. Baklavanın üstünden altı ok yapışmadı ama ampul çıktı.

Özgür Özel-22O zaman siz insan içine çıkabilecek misiniz?
Bu dava boş, bomboş. Ekrem Başkan’a iftira atmasını istediğiniz herkes metinlerin altına imza atsa eninde sonunda yazmayacak mısın o iddianameyi? Tel tel dökülmeyecek mi? İspatlamayacak mıyız? Eninde sonunda masumiyet çıkacak ortaya. Siz ne yüzle çıkacaksınız o gün ortaya? Bana bugüne kadar şahsıma 43 dava açılmış. Birinin hakimine, savcısına laf etmiş miyim? Yine haklı çıkacağız. O zaman siz insan içine çıkabilecek misiniz? Hasta adamı kapı kapı gezdirdiniz. Şimdi koymuşlar Metris’e. ‘Ölecek. Kanseri nüksediyor’ diyor doktorlar. Şu kadar vicdan var mı sizde, şu kadar insaf var mı? Zeydan Karalar’ı aldın, buraya koydun. ‘11 yıl önce suç işlenmiş’ diyorlar. O zaman bu örgüt mü vardı, yok. ‘O zaman bırak Adana’da yargılanayım.’ ‘Rüşvete sokarım, yine seni salmam.’ Lafa bak. Demedin mi? ‘Demedim’ de. O katip, o mübaşir, o odacı yarın şahitlik yapacak. Yalancı değil, tertemiz vatan evlatları onlar. Sen kimsin? Ekrem Başkan’a diyor: ‘Başkan ileride cumhurbaşkanı olunca sen de beni yargılarsın.’ Nasıl vermiş cevabını: ‘Seni, bizi mi var? Ben senden adalet bekliyorum. Burada siyaset mi yapıyoruz? Burada ben bunu yapmam, yaptırmam’ diyor adam sana. Ama bu mantıkta adamlarsınız. Yazıklar olsun her birinize. Siz bu insanların çoluğuyla çocuğuyla uğraştıkça vallahi billahi dar edeceğim size. Kitapta yazdığı gibi yap oğlum savcılığını. Devletin senden beklediği görev için yap savcılığını. Niye tehdit ediyorsun, niye şantaj yapıyorsun?

Ahmet Ozer

hmet Özer ‘PKK’lı olmaktan’ beraat etti. CHP’li olmaktan tutuklu
Ahmet Özer’in 260 gündür burada boşu boşuna yattığı ortaya çıktı. 260 gün önce Türkiye’de Abdullah Öcalan İmralı’dayken ‘Ahmet Özer kıymetli biridir’ demesi, PKK’lı olmayı gerektiriyordu. 260 gün önce Ahmet Özer taziye telefonu açmış birine, ‘Anneniz sizin gibi kıymetli evlatlar yetiştirdi’ demiş. Kardeşlerinden biri dağdaymış diye teröriste ‘kıymetli evlat’ dedin diye tutukladılar Ahmet Özer’i. Ahmet Özer ‘Barış’ diye kitap yazmış, ondan tutukladılar Ahmet Özer’i. 260 gün sonra Ahmet Özer’e -ki kıymetli bir paylaşım, eleştirmek için demiyorum- Sayın Feti Yıldız Ahmet Özer’in bilge kişiliğine atıf yapar oldu. Atmosfer buraya geldi. Ahmet Özer ‘PKK’lı olmaktan’, ‘terörist’ olmaktan beraat etti, tutuksuz. CHP’li olmaktan tutuklu şimdi içeride. O bomboş dosyayı yedeklemek için bambaşka bir iftirayı hem de Ahmet Özer’in hiç etkisi olmayan, yani 10 kişi tutuklu bir kişi dememiş ki ‘Ahmet Özer bize bu firmayı söyledi, bunu yaptı.’ Ahmet Özer’le ilişkilendirip tutuklama yapmışlardı. Ve o dosyada bile Sayıştay emekli kontrolörü bilirkişi, ‘Ahmet Özer’in hiç suçu yok’ diyor. İçişleri başkontrolü bilirkişi, ‘Ahmet Özer’in suçu hiç yok’ diyor. Adı Satılmış Büyükcanayakın olan bilirkişi dahi, ‘Olsa olsa Ahmet Özer’e görevi ihmal suçu verilir’ diyor. Görevi ihmalin de tutuklaması yok. Öbür dosyadan 255 gün boşu boşuna ‘Barış’ demiş diye, taziye vermiş diye yatırdığınız kişiyi; göreve ihmalden ceza verseniz yatmayacağı kadar içeride tuttunuz. Bunu onu içeride tutmaya çalışanlara, operasyonu çekenlere değil; itiraz dilekçesini değerlendirecek hakime şunu söylüyorum: Elinizi vicdanınıza koyun. Kendinizi onun yerine, onun çocuklarının yerine koyun ve lütfen artık bu hakkaniyetsizliği ortadan kaldırın. Millet bunu bekliyor. Ahmet Özer’in içeride tutuklu olmasının savunulacak en küçük, en olabilecek bir tarafı yoktur. Onu içeriden artık bugünden tezi yok çıkarmak vicdanın da gereğidir adaletin de gereğidir ahlakın da gereğidir.

Adama mı zulmediyorlar, uzak mı tutuyorlar, ne yapıyorlar ona da bir bakmak lazım
İdari yargıda diploma iptal davasıyla ilgili yapması gerekeni yaptı diye; üniversiteye bilgi belge sordu, iyi bir ara karar kurdu diye heyeti dağıttılar Türkiye’nin dört bir yanına. Büyükçekmece’de bin gündür beşinci kez savcı mütalaa vermiyor ki dava bitmesin diye. Tutuyor elde. Veremiyor kararı çünkü yıllar önce olmuş bitmiş bir şeyi canlandırdılar, ilk başta bir umut buradan yapar mıyız diye, rezil oldular. Ahmak davası istinafta. Normalde bir yıllık iş iki buçuk yıla doğru yürüyor. Halen daha görülmüyor. Neden? Yargıtay’a gidip de Yargıtay bozmasın, bu ahmak davası nereden çıkmış? Süleyman Soylu ‘ahmak’ demiş, o da demiş ki ‘Sensin ahmak. İstanbul seçimini iptal ettiren ahmak’ demiş. YSK’ya karşı işlenen suç diye dava açıp ceza vermeye çalışıyorlar. Dördüncüsü; bizim bu operasyonları yapan, hani her yerden paralar çıkacaktı diye gazlayıp bir kör kuruş bulunmadı ya operasyonda. Hakan’ın belediye kasasından mühür çıktı, dolar çıkar gibi gösterdiniz. Aradım TRT’yi, ‘Ne yapıyorsunuz siz?’ ‘Stok video. Anadolu Ajansı yolladı.’ Onu aradım, ‘Elimizde yoktu, stok video.’ Bulamadın mı başka stok video? Kertenkele göster stok videodan. Stok videodan göstereceksen maymun göster. Niye dolar gösteriyorsun? Sanki evden para çıkmış gibi, yalancı sahtekârlar. O yüzden mali şubedeki adam, İstanbul mali şubenin başından aynı gün iki gün arayla önce Başakşehir’e, ilçe emniyet müdürlüğü, oradan Mersin’e. Neden? Çünkü işlerine geldiği gibi, istedikleri gibi, talimatlandırdıkları gibi bir sonuç çıkartamadılar buradan. Adama mı zulmediyorlar, uzak mı tutuyorlar, ne yapıyorlar ona da bir bakmak lazım.

Ekrem Imamoglu Cumhurbaskani Adayligina Aday Oldugunu Duyurdu

Ama niye Ekrem Başkan’a? Çünkü acelesi var
28 kişinin diplomasını birlikte iptal ettiler. Bir tanesi ki Galatasaray Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı’nı, Ekrem İmamoğlu ile sınıf arkadaşı olma suçundan lise mezununa çevirdiler. Sorbonne’dan doktoralı profesörü lise mezununa çevirdiler. Ekrem Başkan’ın davayı ayırmış 28 kişiden. Tek başına onun diploma iptal davası için, evrakta sahtecilik. Bundan 34 yıl önce 17-18 yaşındaki Ekrem, Allah muhafaza cinayet işlemiş olsa zaman aşımı. En ufak bir suçu olmadığı o gün üniversitenin verdiği belgelerle gelmiş, buraya kaydolmuş. 34 yıl sonra, 31 yıl önce aldığı diplomaya evrakta sahtecilik suçundan dava açıyor. Aman ellemesinler, diğer 27’sine açmıyor. Ama niye Ekrem Başkan’a? Çünkü acelesi var. Tam da suçüstü durumu budur.

Bu kadar iftiraya rağmen hiçbir şey bulamayınca döndü yine diplomaya
Bu yaptıklarının hiçbirinden sonuç alamayınca o kasaları masaları bulamayınca, havaya atacak bir kör kuruş rüşvet bulamayınca, bu kadar iftiraya rağmen hiçbir şey bulamayınca döndü yine diplomaya. ‘Eyvah eyvah bir seçim olursa bu diplomayı iptal etmezler. İptalini iptal ederlerse karşıma aday olursa bu beni yenecek.’ Dünyadaki modern hukuk sistemlerinde yeni bir kazanım var. Biz de bunu savunuyoruz. İktidarımızda bunu en kuvvetli şekilde yazacağız. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz. Bakın Sivas’ı, o tarihlerde Madımak yandı. Zaman aşımından beraat ettirdiler, saldılar. O tarihteki diploma meselesinde zaman aşımı yok, 35 sene sonra hesap soruyor. Çünkü Türkiye’de insanlığa karşı işlenen suçta zaman aşımı uygulayan akıl, Erdoğan’a karşı işlenilen suçta ‘Zamanaşımı yok’ diyor. Suç ne? Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı görevinden indirme suçu, sandık yoluyla. Erdoğan’a karşı üst üste dört seçim kazanma suçu. Erdoğan’ı siyaseten korkutma suçu. Erdoğan’ın uykularını kaçırma suçu. Bu suçun zaman aşımı yok. Biz böyle bir atmosferde, arkadaşlarımızla birlikte bu mücadeleyi veriyoruz. Hepsinin morali benden iyi, bu da size dert olsun. Çünkü haklılar, masumlar moralli olur. İftiracılar, şantajcılar, kumpasçılar moralsiz olur. O Özese’yi de hep çok moralsiz görüyordum duruşmalarda, yatıyor şimdi burada.”

Ozgur Ozel Tablo Cok Vahim Uzucu Haberler Alacagiz 1

Siyasi yasak tehlikesi ortadan kalktı
Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Genel Başkan Özel, siyasi yasakla ilgili soruya şöyle yanıt verdi:

“Eğer tehdit suçundan yüksek miktarda ceza alıp da tehdit suçunun Yargıtay aşaması olmadığı için, istinafta onaylansa çok kısa sürede siyasi yasak gelebilirdi. Ama oradan iki ay 15 günlük bir ceza verildiği için, bu ceza siyasi yasak sınırına girmediği için bu tehlike ortadan kalktı. O yüzden şimdi bu kararı birkaç ay içinde istinafta onaylatıp siyasi yasak getiremezler. Bir başka suç iddiasıyla, hakaretle iki yılın üzerinde ceza verdiler. Bir yılın üzerindeki cezalarda siyasi yasak geliyor. Bunun kesinleşmesi için önce istinaf, sonra Yargıtay gibi seçime kadar yetişmeyecek şeyler var. O yüzden Tayyip Beyin dönüp diplomaya yeniden saldırması bundan. Ama daha bin yol; ahmak davası var. İstinafta onaylansa Yargıtay’a gidecek. Yargıtay’da görülmesini isteyeceğiz. Yani zaten görülecek. Buradan hırsızlıktan, yolsuzluktan elleri boş döndüler.

TRT’den canlı yayın istiyoruz
Son olarak da ‘Dışarıda ne söyleyeyim’ deyince ‘Canlı yayın önemli Genel Başkanım’ dedi Ekrem Başkan. Biz tabii TRT’den tamamının canlı yayınlanmasını bir kanaldan ve isteyen tüm televizyon kanallarına frekans, link verilmesini ve herkesin, isteyen televizyonların davayı canlı olarak yayınlamasını istiyoruz, bekliyoruz. Bu konuda da Melis’e vermiş olduğumuz kanun teklifimizin Meclis kapanmadan kanunlaşmasını istiyoruz.”

Bu kadar kötülük olur mu ya? Bu kadar hedef gözeterek ateş edilir mi ya?
Özel, “‘Seçime yetişmez’ dediğiniz tarih hangi tarih” sorusuna ise “Ben 2 Kasım’ı söylüyorum da gelecek sene nisanda yapsa da gelecek sene kasımda yapsa da yetişmez. Yargıtay’da ne kadarda çıkıyor. Yetişmez. Ondan tasalanıp diplomaya saldırıyorlar” şeklinde yanıt verdi.

Özel, İmamoğlu’nun karara ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları söyledi:

“Aldığı her cezaya elbette tepki duyuyor ve beş başlıkta başına gelenleri saydı. Mahkemede de hatırlatmıştı. ‘Onları sayalım. Bu mahkemelerden adalet çıkar mı, ona bakalım’ dedi. Elbette ki bir gün dahi ceza olsa böyle bir suçtan çok ağır cezadır. Ama ben kumpası gördüğüm için, yani basit bir suçtan istinafta onaylayıp siyasi yasak getirme. Akın Gürlek’in bütün hesabı o. Çünkü onun görevi o. Mahkemeye nasıl yazı yazıyor İstanbul Başsavcılığı, İstanbul Üniversitesi’ne? ‘Diplomanın iptali için işlemleri derhal yap’ diye zorluyor. Fakülte bakıyor, burada bir şey yok. 15 kere fakülte ‘Olmaz’ demiş. Üniversiteye yazıyor, ‘İptal et. Bu çeşitli resmi kurumlara verilebilir.’ Parantez içinde ‘Yüksek Seçim Kurulu’ yazmış. YSK, üniversite diplomasını bir şartla istiyor: Cumhurbaşkanı adayıysanız. Bu kadar kötülük olur mu ya? Bu kadar hedef gözeterek ateş edilir mi ya? Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adaylığından etme görevini taşeron, daha doğrusu götürü usulü almış. İster diplomayı iptal ettirerek yap. İster ahmak davasından yap. İster buradaki davada ‘Beni, ailemi tehdit etti’ diye yap, istinaftan onaylat. Ama Ekrem Başkan Cumhurbaşkanı adayı olmasın. Yüklenici firma: Akın A.Ş. Akın A.Ş. bu işi yüklenmiş. Anahtar teslim yapacak.

C A L İ K-1

Çalık’ın tahliyesinin bir an önce gerçekleşmesini ümit ediyoruz
Özel, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın sağlık durumuna ilişkin ise şöyle konuştu:

“Mehmet Murat Çalık’ın maalesef doktorların vermiş olduğu, ‘Hastalığı nüksedebilir…’ Ben tabii sağlık durumu açıklamalarını avukatlarına bırakıyorum. Mehmet Murat Çalık’ın izin verdiği kadar açıklanıyor. Kimseyi de üzmek istemeyiz ama geçmişte geçirmiş olduğu iki kanserin nüks tehlikesinin olduğu ve birtakım yaptıkları tetkiklerde de buna ilişkin şüpheli bulgular elde ettiklerinden ‘Cezaevinde kalması uygun değil’ denmişti. Hızla başvuru yaptılar avukatları, reddedildi. Şimdi İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. Oradaki muayenesi yapıldı. Metris Cezaevi’ne konmuş. Biliyorsunuz Metris Cezaevi aslında dağıtım cezaevi, bir yönüyle de öyle kullanılıyor bir kısmı. Bu gece de İzmir’e geri yollanabilir. Bu da zaten sağlığı elverişsiz olan kişiye bir zulüm daha demek. Bir an önce mahkemenin kararını vermesini ümit ediyoruz, hak yerini bulacak. Adli Tıp Kurumu’nun kararına bakarak mahkemenin bir an önce tahliyesinin gerçekleşmesini ümit ediyoruz. Mehmet Murat Çalık için hepimiz dua ediyoruz.”

Kaynak: AJANSLAR