Oxford Üniversitesi’nde baş araştırmacı ve dünyanın önde gelen veri platformlarından Our World in Data’nin baş editör yardımcısı olan Hannah Ritchie, çığır açan kitabı “Not the End of the World” (Dünyanın Sonu Değil) ile palm yağıyla ilgili yanlış inanışları detaylı biçimde çürütüyor.

Gözaltına alınanlardan 172 şüpheli tutuklandı Gözaltına alınanlardan 172 şüpheli tutuklandı

Palm yağının onlarca yıldır, ormansızlaşmanın en büyük sebebi ve çevresel zararların baş sorumlusu olarak haksız yere kötülendiğini belirten Dr. Ritchie, veriye ve derinliğe dayalı taze bir bakış açısı sunuyor. Dünyanın tüm bitkisel yağ ihtiyacı palm yağından karşılanırsa, şu ankinden 4 kat daha az bir tarım alanına ihtiyaç duyulacak

"Not the End of the World", palm yağının ormansızlaşmanın en büyük suçlusu olmadığını ve palm yağı yetiştirilen bölgelerde ormansızlaşmanın düşüşte olduğunu ortaya koyarken, palm yağının alternatif yağlara kıyasla son derece verimli bir şekilde üretildiğini de gösteriyor.

Bitkisel yağlara olan talep artarken, palm yağının hektar başına yüksek verimi sayesinde daha az arazi kullanımına ihtiyaç duyulması, ormanların korunması için umut vadediyor.

Dr. Ritchie’nin sunduğu verilere göre, dünyada şu anda 322 milyon hektarlık (Hindistan büyüklüğünde) bir alanda yağ bitkileri yetiştiriliyor. Ancak bu ihtiyacın tamamının palm yağından karşılanması durumunda, sadece 77 milyon hektarlık bir alana yani dört kat daha az araziye ihtiyaç duyulacak.

Buna karşılık, tüm yağın zeytinyağından karşılanması durumunda 660 milyon hektar yani iki Hindistan büyüklüğünde bir alana ihtiyaç duyulacak.

Palm yağının yerine başka yağların geçmesi, mevcut tarım arazisi ihtiyacını 5 ila 10 kat artırabilir ve bu da daha fazla ormansızlaşmaya yol açabilir

Kitap ayrıca, palm yağına karşı ani ve tepkisel tepkilerin risklerini de gözler önüne seriyor.

Palm yağını boykot etmenin büyük bir hata olacağını belirten Dr. Ritchie, “Çünkü alternatif yağlar çok daha fazla arazi gerektirir. Bunun yerine, sürdürülebilir şekilde sertifikalandırılmış palm yağını tercih etmek en iyi seçimdir. Bir hektarlık araziden 2,8 ton palm yağı elde edilirken, aynı alandan sadece 0,3 ton zeytinyağı veya 0,26 ton hindistancevizi yağı elde edilebiliyor. Alternatif bitkisel yağlara geçilmesi, mevcut tarım arazisi ihtiyacını 5 ila 10 kat artırabilir ve bu da daha fazla ormansızlaşmaya yol açabilir.” dedi.

Bu arada Türkiye'nin ⁠Malezya’dan en fazla palm yağı ihraç eden ikinci ülke konumunda yer aldığı, 2024 yılında Malezya, Türkiye’ye 905.020 ton palm yağı ihraç ettiği belirtilirken, 2023 yılında ihraç edilen 884 bin 1 tona göre yüzde 2’lik bir artış ve 2020’deki 615 bin 872 tona göre yüzde 37’lik bir artış anlamına geldiği kaydedildi.

Kaynak: İGF