Sivas Madımak katliamı suçlularından ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum Ahmet Turan Kılıç... Hizbullah Terör Örgütü askeri sorumlusu, 3 kişiyi işkence ile öldürmekten hükümlü Mehmet Emin Alpsoy... Ve kasten adam öldürme, gasp, yaralama, hürriyeti tahdit suçlarından hükümlü çok sayıda kişi...
Hepsi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından affedilen hükümlüler. Bir de 28 Şubat hükümlüsü var; Emekli Korgeneral Çetin Saner. Anayasa’nın 104. maddesinin Cumhurbaşkanına verdiği yetki sonucu cezaevinden tahliye edilmişler.
Peki şu anda cezaevinde çok zor koşullarda çile dolduran eski generaller ne olacak? Eski Orgeneral Çetin Doğan 85 yaşında. Fevzi Türkeri 84, eski Korgeneral Yıldırım Türker 80, eski Tümgeneral Temel Özkaynak 80, Eski Tümgeneral Erol Özkasnak ise 79 yaşında. Kiminin kalp, böbrek, prostat, kiminin şeker, hipertansiyon, demans, omurga rahatsızlıkları bulunmakta. Adli Tıp raporlarına karşın, yaşamları vatana hizmetle geçen bu komutanlar cezaevinde adeta ölümlerini bekliyorlar. Eski Korgeneral Vural Avar ise 2022 Aralık ayında 83 yaşında demans ve zatürre hastalıkları sonucu cezaevinde yaşamını yitirdi.
Adli Tıp Kurumu’nun bu askerler hakkında 'Sağlık nedeniyle tahliye edilmeleri gerektiğini' belirten raporlarına karşın dilekçeler 9 aydır Cumhurbaşkanı’nın masasında beklemekte.
Eski komutanların suçları çok ağır(!) 28 Şubat 1997'de gerçekleştirilen Post Modern Darbe'de(!) görev almaları. Ne menem bir şeyse bu post modern darbe, ilk defa Radikal Gazetesi’nde Türker Alkan bu terimi kullanmış. Şimdilerde TİP Milletvekili olan Cengiz Çandar da yabancı basına servis etmiş. O günden sonra da başına 'Post Modern ' terimini ekleyerek, hareketi darbe olarak nitelemişler. Olaya konu olan eylem, 28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik Kurulu bildirisi...
HHH

28 Şubat'a gelirken yaşanan süreci özetlersek neler var? Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın Libya ziyaretinde, Kaddafi tarafından bir çadırda ağırlanması ve Libya liderinin küçük düşürücü sözlerine sessiz kalması var. Erbakan'ın tarikat liderleri ve şeyhlerine Başbakanlık konutunda verdiği davet var ki cübbeli, sarıklı, sakallı şeyhlerin katıldığı, bu davete katılmamasına karşın Fethullah Gülen'in de davet edildiği var. Ve nihayet Ankara Sincan'da düzenlenen 'Kudüs Gecesi’nde yapılan laiklik karşıtı gösteriler ve geceye katılan İran Büyükelçisinin Türkiye'yi şeriata davet eden konuşması var…
Bu ve buna benzer bir dizi olaydan sonra Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu bazı kararlar almış. Kararlarda şeriat hukukuna dayalı bir İslam Cumhuriyeti kurmayı hedefleyen grupların, Anayasa’nın tanımladığı laik, demokratik, sosyal hukuk devletine karşı bir tehdit oluşturduğu belirtilmiş. Kararlarda laiklik ilkesinin büyük bir titizlikle ve hassasiyetle korunması için mevcut yasaların hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanması istenmiş. Milli Güvenlik Kurulu kararlarında ayrıca tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okulların devletin denetimi altına alınması talep edilmiş.
Sonra neler mi olmuş? Görevine 4 ay daha devam eden Refahyol Hükümeti istifa etmiş, yeni hükümet kurulmuş. Aradan 35 yıl geçmiş. Necmettin Erbakan'ın ölümü beklenmiş ve 2012 yılında ''28 Şubat’ta Türkiye Cumhuriyeti’ni cebren devirmeye ve darbeye teşebbüs ettikleri’’ gerekçesiyle biri sivil, diğerleri asker 103 kişi için ağırlaştırılmış müebbet isteyen bir iddianame hazırlanmış. Sıkı durun! İddianameyi hazırlayan kim? Ünlü FETÖ savcısı Mustafa Bilgili. Hani şu ünlü Kozmik Oda'yı basan savcı... Bilgili 15 Temmuz'dan sonra firar etmiş, Ankara'da kılık değiştirmiş bir vaziyette sahte kimlikle yakalanarak cezaevine gönderilmişti.
HHH

28 Şubat bir hassasiyetin belirtilmesi mi? Bir darbe girişimi mi? Modern bir darbe mi? Yoksa post modern bir darbe mi? Kararı tarihe bırakarak, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yıllar sonra yaptığı açıklamaya kulak verelim;
''Şimdi 28 Şubat'a darbe diyorlar. Neresi darbe? Ne olmuş 28 Şubat'ta? Parlamento fesh mi edilmiş? Siyasi partiler mi kapatılmış? Bunlar yapılmamış. 28 Şubat'ta MGK toplanmış, kararlar alınmış .Bunları herkes imzalamış ve sonra da uygulanmış. Hükümet görevinin başında kalmış, 3-4 ay sonra istifa etmiş. Anayasa’ya göre yenisi kurulmuş. Buna darbe denilemez.''