Dışarıda yağmur yağıyor. Radyoda Nil Burak'ın sesi:

"Yalnızım ben, çok yalnızım

Buymuş benim alın yazım

İster uzak ister yakın

Anılar beni rahat bırakın"

Çağan Irmak'ın "Issız Adam"ı ile Nil Burak yeniden dinlenir oldu. Sadece o değil Ayla Dikmen, Semiramis Pekkan, Sibel Egemen, Hümeyra... Bu film ve diğerleri sayesinde bir kenara atılan plaklar ve o plaklara can verenler yeniden gündeme geldi. Genç kuşak onları tanıdı.

Kimi plaklar piyasada az olduğundan çok yüksek fiyatlardan alıcı bulmaya başladı. Son olarak Netflix'teki "Bir Başkadır" adlı diziyle ölümünde 7 yıl sonra Ferdi Özbeğen yeniden hayatımıza girdi. Kaybedenler Kulübü'nün yapamadığını 'Bir Başkadır' yaptı...

Ferdi Özbeğen’in Şan Tiyatrosu’nda verdiği konserlerin görüntüleri büyük bir beğeni kazandı. Özbeğen’in 1983 yılında Şan Tiyatrosu’nda verdiği konserin görüntüleri internette izlenme rekorları kırdı. Bu sevgi rüzgarını gören Yaşar Plak, “Ferdi Özbeğen 20. Sanat Yılı Şan Konseri” ismiyle bir uzunçalar çıkardı.

Albüm piyasaya çıkar çıkmaz, ilk günde 2 bin adet sattı. Hal böyle olunca sanatçının fırtınalı yaşam öyküsünü anlatan, Ali Rıza Türker'in kaleme aldığı “Şöhret Dediğin” adlı kitap da yeniden basıldı.

***

Dışarıda yağmur yağıyor. Radyoda...

"Gözleri aşka gülen / Taze söğüt dalısın

Gel bana her gece sen / Gönlüme dolmalısın

Tatlı gülüş pek yaraşır / Gözlerin ömre bedel

Ah ne güzel ne güzel / Seni sevmek / Ah ne güzel ne güzel"

Şarkı bilindik ama kimin söylediğini çıkaramıyorum. Sonradan öğreniyorum opera sanatçısı Efruze Elif'miş söyleyen. Assolist adlı albümden bir şarkıymış... Sesi kulağa ne güzel geliyor...

O an Akademik Bakış programında Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Müdürü ve sanatçı Dr. Güldeniz Ekmen'in söylediği sözler düşüyor aklıma; "Türk Sanat Müziği desteklenmiyor". Haklı! Bunun için bir ülke politikası oluşturulmalı. İnsanlara yeniden sevdirmek için projeler yarıştırılmalı. Üniversiteler buna destek çıkmalı ve kültürümüz için çok önemli olan bu müzik yok olmamalı... Ama bunları söylerken de Güldeniz Ekmen gibi rap de kötülenmemeli... Bence o da yaşamalı...

Bilmiyorum, "Çemberimde Gül Oya" adlı dizisini hatırlar mısınız? Bir bölümünde anne kızına "Türkiye'yi sevmeyi anlat, birileri hep yanlış anladı" der... (Ne güzeldi, yeniden izleyesim geldi)

***

Bugün sanatın herhangi bir dalının tam olarak desteklendiğini göremiyorum. Sanatçı yokluktan var etmeye çalışıyor, kimi zaman yok olmak pahasına. Ve bunu yaparken de hayatın kendisi dışında diğer sanat dallarından besleniyor.

Bu da yeniden doğuşlara sebep oluyor. İyi olan zamanı gelince yeniden canlanıyor. Acı olan sanatçının çoğunlukla buna ömrünün yetmiyor oluşu.

Eminim, Oğuz Atay da yayınevlerine bastırmak için çok uğraştığı "Tutunamayanlar" romanının ölümünden sonra satmaya başladığını ve bugün herkes tarafından bilindiğini, okunduğunu bilmek isterdi...

Dışarıda yağmur yağıyor. Radyoda...