"Aklı bir karış havada" derler ya...

Bugünlerde biraz öyleyim. Sanırım aklımın yerinde olmasındansa havada olmasını tercih ediyorum. Ülkemin gündemi o kadar yoğun, o kadar karışık ve bir o kadar iç bunaltıcı ki... Ben havadaki aklımla, kendime gündem yaratıyorum. Bazen kendim de bana yetmeyince üç beş kişiyi daha yanımda sürüklüyorum. Hep birlikte daha önce duyulmamış, kaleme alınmamış bir hikayenin peşinden gidiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde böyle bir grupla çıktığımız yol, bizi Buca'nın Karacaağaç Köyü'ne çıkardı.

Ekip olarak İzmir'in güzel köylerinden birinde olmanın heyecanını yaşadık. Küçük bir köy meydanın etrafında 2 köy kahvesi ve güzel bircami. Her şey olması gerektiği gibiydi.

***

Tabi aklı bir karış havada bir grup insan olarak köyü gezerken kendimize eşlik edecek, yeni oyun ortakları aramaya başladık. Yanımıza o köyde oturan ve insanları tanıyan bir ağabeyimizi de alarakneredeyse ev ev gezdik. İnsanlarla konuştuk.

Onlara bir film çekeceğimizi ve içinde yer almak isteyip istemediklerini, evlerini kullanıp kullanamayacağımızı sorduk.

Yanımızda kendi köylerinden biriyle gitmemize rağmen başta çoğu bize şüpheye yaklaştı. Biraz sohbetten sonra onların bir kısmı olumlu baktı, bir kısmı ise istemedi.

Kadınların ise büyük çoğunluğu filmde yer almak istese de eşleri buna izin vermedi ve her zamanki düşmanımız "el alem ne der?" burada da karşımıza çıktı.

Teyze 80 yaşında hala "El alem ne der?" diyor. İçlerinden bir tanesi "Bu saatten sonra ne derlerse desinler?" dedi ama o da para istedi. Kimse kendini oyuna bırakmadı. Köyde kimse farklı bir gün ve an yaşamının tadını çıkarmadı. Oysa Hz. Muhammed değil miydi, "Bir gününüz bir başka gününüzle aynı olmasın" diyen.

Bi de bazı şeyleri birileri söylüyor ya da istemiyor diye ertelememek lazım. Önceki gün kaybettiğimiz usta oyuncu Ferhan Şensoy'un dediği gibi, "Hep sonraya ertelemek hep bir sonrakine yarının ne getireceğini bilmeden bir daha bu duyguyu yaşayıp yaşayamayacağını bilmeden. Hangi sonraya sonra diye bir şey yok. Bu gün var belki yarın yok..."

***

Biz bir grup insan bize katılanlarla birlikte, ki çektiğimiz Can Nene filminin sonunda yazıyor, oyun oynadık ve eğlendik. Bana film projelerimde destek olan, sanatı ve sanatçıyı görmezden gelmeyen Folkart'a özellikle teşekkür ederim. Onlar sayesinde İzmir’in değerleri uluslararası arenada g.rücüye çıkıyor. Ayrıca, Buca Belediyesi, İzmir Sinema Ofisi, Berna Ergin Ajans’a da teşekkür ederim. 28 Eylül'de saat 20.30'da daha önce çektiğim 3 kısa film Karaca Sineması'nda gösterilecek. Aynı zamanda film gösteriminden sonra söyleşi olacak. Ardından da 3 kitabımı okurlarım için imzalayacağım.

Görüşmek üzere...