VNL'de kritik viraj: Sultanlar finaller için sahada
VNL'de kritik viraj: Sultanlar finaller için sahada
İçeriği Görüntüle

Milyonlarca taraftarının yıllardır hasretle beklediği o ikonik müziği yeniden Kadıköy'de dinletebilmek için uzun ve zorlu bir yola çıkan Fenerbahçe, bu yolculuğun ilk ve belki de en kritik virajına girmek üzere. Türkiye'yi 2025-2026 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi'nde temsil etme hakkı kazanan Sarı-Lacivertli ekip, turnuvaya doğrudan grup aşamasından katılamadığı için, kaderini ön eleme turlarında oynayacağı maçlarla belirleyecek. Bu zorlu maratonun ilk adımı ise, İsviçre'nin Nyon kentindeki UEFA merkezinde, 21 Temmuz 2025 Pazartesi günü düzenlenecek olan 3. ön eleme turu kura çekimi olacak.

Bu kura çekimi, basit bir eşleşmenin belirlenmesinin çok ötesinde, Fenerbahçe'nin hem sportif hem de mali geleceği açısından hayati bir önem taşıyor. Çekilecek kura, takımın yaz kampı programından transfer stratejisine, taraftarın sezon başı motivasyonundan yönetimin kısa vadeli planlarına kadar birçok dinamiği doğrudan etkileyecek. Tüm Fenerbahçe camiası, Nyon'dan çıkacak o topun, kendilerine "Devler Ligi" kapısını aralayacak mı, yoksa daha yolun başında dikenli bir yola mı sokacak mı sorusunun cevabını nefeslerini tutarak bekleyecek.

Gruplara giden zorlu yol: İki dev engel aşılmalı

Fenerbahçe'nin, Avrupa'nın en büyük kulüplerinin yer aldığı o prestijli grup aşamasına adını yazdırabilmesi için, önünde aşması gereken iki büyük engel bulunuyor. Süper Lig'i şampiyon olarak tamamlayamadığı için bu zorlu yola girmek zorunda kalan temsilcimiz, Avrupa serüvenine 3. ön eleme turundan başlayacak. Bu turda seri başı olamamanın getirdiği dezavantajla, karşısına son derece dişli ve tecrübeli takımların çıkma ihtimali bulunuyor.

Sarı-Lacivertliler, bu ilk engeli aşmayı başarması halinde, grup aşamasından önceki son durak olan "play-off" turuna yükselecek. Play-off turunda da yine kendisi gibi zorlu rakiplerle karşılaşacak olan Fenerbahçe, bu ikinci ve son eşleşmeyi de zaferle tamamlaması durumunda, adını 32 takımın yer alacağı Şampiyonlar Ligi grup aşamasına yazdıracak. Bu, sadece sportif bir başarı değil, aynı zamanda kulübün kasasına girecek on milyonlarca Euro'luk devasa bir gelir, artan marka değeri, oyuncuların piyasa değerindeki yükseliş ve en önemlisi de, taraftarların yıllardır özlemini çektiği o büyük prestij anlamına geliyor. Bu nedenle, önümüzdeki iki turda oynanacak dört maç, Fenerbahçe için bir sezondan çok daha fazlasını ifade ediyor.

Cehennem gibi rakipler: İşte Fenerbahçe'nin muhtemel kabus senaryoları

Seri başı olamamanın bedelini, 3. ön eleme turunda son derece zorlu rakiplerle eşleşme ihtimaliyle ödeyecek olan Fenerbahçe'yi, Nyon'daki kurada adeta bir "cehennem" bekliyor. UEFA'nın belirlediği torbalara göre, Sarı-Lacivertlilerin karşısına çıkabilecek potansiyel rakipler, her biri kendi liginin ve Avrupa futbolunun önemli ekollerini temsil eden, son derece tehlikeli takımlardan oluşuyor.

  • Benfica (Portekiz): Belki de torbadaki en korkutucu rakip. Portekiz futbolunun üç devinden biri olan Benfica, Şampiyonlar Ligi'nin gediklisi, tecrübesi ve kalitesiyle her zaman en üst seviyede mücadele eden bir kulüp. Geçmişte birçok kez çeyrek final, yarı final görmüş olan Portekiz ekibi, hem teknik kapasitesi yüksek oyuncuları hem de taraftarının yarattığı ateşli atmosferle, her takım için bir kabus deplasmanı niteliğinde. Fenerbahçe'nin Orkun Kökçü transferi için de görüştüğü Benfica ile eşleşmesi, hikayesi bol, son derece zorlu bir düello anlamına gelecektir.

  • Rangers (İskoçya): İskoçya'nın köklü çınarı Rangers, son yıllarda Avrupa sahnesine güçlü bir geri dönüş yaptı. Özellikle Glasgow'daki 50 bin kişilik Ibrox Stadyumu'nda yarattıkları inanılmaz atmosferle rakiplerine sahayı dar eden Rangers, tipik Britanya futbolunun fizik gücünü, mücadelesini ve yüksek temposunu sahaya yansıtıyor. Disiplinli ve sert oyun yapılarıyla, Fenerbahçe gibi teknik kapasitesi yüksek takımlara karşı her zaman ters gelen bir rakip olmuşlardır.

  • Club Brugge (Belçika): Belçika futbolunun son yıllardaki lokomotifi olan Club Brugge, düzenli olarak Şampiyonlar Ligi gruplarında yer alan, Avrupa tecrübesi yüksek ve ne yapacağı belli olmayan tehlikeli bir takım. Genç yetenekleri keşfedip parlatmasıyla bilinen Belçika ekibi, dinamik ve hücum odaklı futboluyla dikkat çekiyor. Göze hoş gelen bir futbol oynamaları, onları daha da tehlikeli kılıyor.

  • Feyenoord (Hollanda): Hollanda futbolunun efsanevi kulüplerinden Feyenoord, güçlü altyapısı ve sistemli futboluyla her zaman saygı duyulan bir rakip. Son yıllarda yeniden bir çıkış yakalayan ve liginde şampiyonluk mücadelesi veren Rotterdam ekibi, "total futbol" ekolünün modern bir yorumunu sahaya yansıtıyor. Fenerbahçe'nin eski yıldızı Dirk Kuyt'ın da bir dönem efsaneleştiği kulüp, özellikle kendi sahası De Kuip'te son derece etkili bir performans sergileyebiliyor.

Bu dört takımın ortak özelliği, hepsinin düzenli olarak Avrupa kupalarında yer alması, tecrübeli ve oturmuş kadrolara sahip olması. Fenerbahçe'nin, bu zorlu engellerden birini aşabilmesi için, hem taktiksel olarak kusursuz oynaması hem de iki maç boyunca fiziksel ve zihinsel olarak en üst seviyede kalması gerekecek.

Sarı-lacivertli cephede beklentiler ve kura sonrası stratejisi

Fenerbahçe cephesinde ise, bu zorlu kuraya rağmen, büyük bir umut ve beklenti hakim. Özellikle yeni bir teknik direktör ve yeni transferlerle sezona iddialı bir başlangıç yapma hedefinde olan yönetim, Şampiyonlar Ligi'ni, bu yeni projenin en önemli vitrini olarak görüyor. Kura şansının yanlarında olmasını dileseler de, kulüp içindeki genel kanı, "rakip kim olursa olsun, Fenerbahçe'nin hedefi gruplara kalmaktır" yönünde.

Ancak, çekilecek kuranın, kulübün kısa vadeli stratejisini doğrudan etkileyeceği de bir gerçek. Örneğin, kuradan Benfica gibi en zorlu rakibin çıkması, yönetimin transferde elini çabuk tutmasını ve belki de planlanandan daha tecrübeli ve maliyetli bir veya iki oyuncuyu daha kadroya katmasını zorunlu kılabilir. Daha "dişe diş" bir rakibin çıkması durumunda ise, mevcut kadroya güvenilerek, daha sakin bir transfer politikası izlenebilir.

Ayrıca, ilk maçın içeride mi yoksa dışarıda mı oynanacağı da, turun stratejisini belirlemede kritik bir rol oynayacak. İlk maçı deplasmanda oynamak, genellikle Kadıköy'deki rövanş öncesi avantajlı bir skor elde etme ve turu kendi taraftarının önünde geçme fırsatı sunması açısından daha çok tercih edilen bir senaryo. Tüm bu denklemler, 21 Temmuz Pazartesi günü Nyon'dan gelecek haberle birlikte netleşecek ve Fenerbahçe'nin Avrupa yolculuğunun ilk ve en önemli adımı atılmış olacak. Milyonlarca taraftar, o gün kalbi ağzında, televizyon başında, takımlarının kaderini belirleyecek o küçük topların açılmasını bekleyecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ