“Günümüzde insanlık sömürgeci kapitalizmin elinde usunu yitirmiş görünüyor” diye başlıyor şair Egemen Berköz Dünya Şiir Günü bildirisine.
“Üstünde yaşadığımız gezegenin tüm varlıkları, varsıllıkları yağmalanıyor. Doğanın dengesi bozuluyor doymayan mideleri doyurmak için. İnsanlar açlıktan ölüyor yoksul ülkelerde, halklar aldatılıyor, birbirine düşürülüyor” diye sürdürüyor sözünü.
Sözü biter mi şairin? Sesi, soluğu uzun. Yüreği mangal. Gönlü varsıl. Barışçıl, sevgi dolu, sevdalı...
Kargaşanın, karabasanın, yalanın, talanın, yağmanın çılgın döngüsünde şiir nasıl da aydınlatıyor ortamı. “İşte, bu karabasan ortamında tek umut şiirdedir” diyor Egemen Berköz sunduğu metninde.
Doğru sözü de vurguluyor sonunda: “Bir bilicidir şiir. İnsanlara gerçeği gösterir. Şiir doğruyu söyler. Yalan bulutları arasından bir ışık parlıyorsa, bilinsin ki o şiirdir.”
Dün, Dünya Şiir Günü'ydü; ancak tek güne sığar mı şiir; şair tek günle sınırlar mı sözünü, şiirini? Şiir elbette tek günle kutlanan bir olay değil. Şiir her zaman yerini alır yaşamımızda. Ancak 21 Mart'la anlamlı kılınan, çoğalan, paylaşılan, kutlandıkça ilgi alanını genişleten, özendiren, özleten bir ses, bir çığlık, bir yankılanma…
Her ne değin şiir okunmuyor, şiir kitapları satmıyor, şiir raflarda görünür kılınmıyor dense de, şiir aslında dolu dizgin sürdürüyor koşusunu.
İzmir’de de 18 Mart’tan bu yana değişik semtlerde, salonlarda, hanlarda şiirin emekçileri buluşuyor, şiirin ateşini yakıyor!
18 Mart’ta Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ni şiirle çınlattı şairler. “Şiir nereye, şair nereye” sorusu güncellendi, sorular soruldu, yanıtlar verildi. Sevginin, barışın, umudun, aşkın, sevdanın, özgürlüğün, aydınlığın tınısıyla.
21 Mart’ta Buca’da, yine aynı gün Tarihi Abacıoğlu Han’da gündem gene şiirdi. Abacıoğlu Han’da Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği’nce gerçekleştirilen şiir etkinliğinde İzmirli şairlerle birlikte Suriye, Sudan,Tunus, Filistin, Yemen, Irak, Nijerya, Libya, Etopyalı şairler de ilgiyle izlendi.
25 Mart günü de Veysel Çolak Şiir Atölyesi Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi’nde Dünya Şiir Günü kapsamında bir etkinlik gerçekleştirecek.
İsterim ki Dünya Şiir Günü ülkemin her yanında kutlansın, şiirler okunsun, şairler okurlarla buluşsun, şiirin birleştirici gücü duyulsun.
ÖZGE SÖNMEZ’İN ÖDÜLLÜ YÜRÜYÜŞÜ
İki yılda beş ödül... Özge Sönmez’den söz ediyorum. Şiirimizin genç, çalışkan üretken şairlerinden Özge Sönmez, Mühür Yayınları’ndan yeni çıkan “Derine Gömdüler Sabahı” adlı kitabıyla Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nü kazandı.
Kısa sürede şiir yolunda güvenli, kararlı, özenli adımlarla yürüyen Özge Sönmez, aynı dosyayla geçen yıl Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü'nü almıştı.
Özge Sönmez’in güçlü yapıtını, oy çokluğu ile ödüle değer gören Cengiz Bektaş, Adnan Binyazar, Bahar Gökler, Emin Özdemir, Ahmet Özer, Çiğdem Sezer ve Ferruh Tunç gibi saygın adlardan oluşan seçici kurula teşekkür ediyorum. Ödüller gerçekten hakkıyla yerine, kişisine, emeğe ulaşınca, içi rahatlıyor insanın, göneniyor. Ben de öyle oldum. Kutluyorum Özge Sönmez’i.
“Şair, yeri geldiğinde, kalbi çatlayacak kadar duyarlı ve aynı zamanda hayatı savunacak kadar güçlü olmalıdır” diyen Özge Sönmez’in “Derine Gömdüler Sabahı”ndan dizelerle bitirelim yazımızı:
“ yürü/ mızmızlanma karanlıktan/ huyudur bu hayatın/ işleri hep yokuşa sürmek/ söke söke getireceksin aydınlığı/ zehrini tükürürken yedi dilli engerek”
(…)
“yürü/ durmak için zaman kötü/ ancak yürüyenler bilir/ tek bir adım/ nefes kadar kıymetlidir/ yalnız yürüyenlerindir tarih/ duranlar karanlığın külü/ yürü/ yürüyerek dirilecek ölü.