Türkiye'de bağımsız haberciliğin ve entelektüel tartışma programlarının en önemli kalelerinden biri olan TELE 1 ekranlarında, 8 yıldır aralıksız devam eden bir serüven dün akşam itibarıyla sona erdi. Cumhuriyet Vakfı Başkanvekili, usta yazar ve sosyolog Prof. Dr. Emre Kongar ile TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci Dr. Merdan Yanardağ'ın birlikte hazırlayıp sunduğu "18 Dakika" programı, izleyicisine buruk bir veda etti. Her hafta Türkiye ve dünya gündeminin sıcak başlıklarını derinlemesine bir analiz ve akademik bir perspektifle ele alan programın bitişi, hem kanalın sadık izleyicileri hem de Türkiye'nin medya dünyası için önemli bir kayıp olarak değerlendirildi.
Sekiz yıllık bir entelektüel serüvenin sonu
Programın son yayınında, her iki usta isim de bu vedanın nedenlerini ve hissettiklerini izleyicileriyle samimiyetle paylaştı. Prof. Dr. Emre Kongar, programın bitişini, "18 Dakika 8 yaşında… 18 Dakika’yı ortak kararımızla sonlandırıyoruz" sözleriyle duyurdu. Bu ifadedeki "ortak karar" vurgusu, kararın bir dayatma veya anlaşmazlık sonucu değil, iki ismin ortak iradesiyle, bir sürecin doğal bir sonucu olarak alındığını gösteriyordu. Kongar'ın bu sözleri, programın arkasında yatan profesyonel ve dostane ruhu da bir kez daha gözler önüne serdi.
Dr. Merdan Yanardağ da bu durumu, "Her program gibi yani, her programın her kurumun kuruluşun bir başlangıcı bir geliştiği dönem ve bir de sonlandığı bir dönem oluyor" sözleriyle teyit ederek, her güzel şeyin bir sonu olduğunu ve bu vedanın da böylesi bir sürecin parçası olduğunu ifade etti. Bu olgun ve saygılı veda, programın kendi kimliğine ve misyonuna yakışır bir final oldu.
"Çok yol katettik, sevildik"
Türkiye'nin yaşayan en önemli aydınlarından biri olan Prof. Dr. Emre Kongar, veda konuşmasında hem programın misyonunu özetledi hem de izleyicilerle kurdukları özel bağa dikkat çekti. Kongar, duygularını şu sözlerle ifade etti:
"8 yıldır dünyayı ve Türkiye'yi gerçeklerden kopmadan yorumlamaya çalıştık. TELE 1 de bunu ispat etti. Aslında beklenen büyük bir başarı elde etti. Çok yol katettik bu programda oldukça da sevildik ve bunu da gördük hissettik sizlerden. Şimdi ise son program."
Kongar'ın bu sözleri, "18 Dakika"nın sadece bir haber yorum programı olmadığını; aynı zamanda yoğun bir bilgi kirliliği ve dezenformasyon ortamında, izleyicisine "gerçeklerden kopmadan" bir bakış açısı sunma çabasının bir ürünü olduğunu gösteriyor. "Sevildik ve bunu hissettik" ifadesi ise, baskı altındaki muhalif bir kanalda, izleyicinin desteğinin ve sevgisinin ne kadar hayati ve motive edici olduğunun bir kanıtıydı. Bu veda, aynı zamanda bu sevgi bağına duyulan bir teşekkür niteliği taşıyordu.
'Tele 1'in kurumsallaşmasında büyük katkısı var'
TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni olarak Merdan Yanardağ'ın vedası ise, hem bir yol arkadaşına hem de kanalın en önemli yüzlerinden birine duyulan vefayı içeriyordu. Yanardağ, konuşmasında TELE 1'in kuruluş sürecinin zorluklarına ve Emre Kongar'ın bu süreçteki paha biçilmez rolüne vurgu yaptı. Yanardağ, o zorlu günleri şöyle anlattı:
"Biz Tele1 2016 Ekim ayında yayına başladı. Bir Kültür Türk adıyla yayına başlamıştık o zaman devraldığımız televizyonun adı buydu. 2016'nın Ekim ayı kritik bir aydı zaten. O yaz bir darbe girişimi olmuş, bizim ABC gazetesi vardı, internet sitemiz yani orada olayları duyurup yorumlayıp tartışıyorduk. Bir yandan da Tele1'in kuruluş çalışmalarını sürdürüyorduk. Sonra biz RTÜK'e başvuruda bulunduk ki tescilli bir logomuz vardı TELE 1 logomuzu aldık."
Bu zorlu atmosferde, Emre Kongar'ın programa katılmasının kanal için ne kadar önemli olduğunu belirten Yanardağ, "Emre Hoca da bize 2017 9 Ocak'ta katıldı ve ilk programda Amerika'daydı. TELE 1'in bugüne gelmesinde kurumsallaşmasında, duyurulmasında Sayın Emre Kongar'ın çok büyük katkıları var" dedi. Bu sözler, Kongar'ın sadece bir program sunucusu değil, aynı zamanda kanalın kimliğinin ve güvenilirliğinin oluşmasında bir mihenk taşı olduğunu gösteriyordu. Yanardağ'ın, "Emre Hoca'ya ben burada bütün seyircilerimiz ve Tele1 adına çok çok teşekkür ediyorum" diyerek sözlerini noktalaması, bu verimli iş birliğinin saygı ve dostluk temelinde sona erdiğinin en net ifadesi oldu.