Türkiye’nin en eski ve köklü tiyatrolarındandır Ankara Sanat Tiyatrosu. AST olarak ünlenmiştir. 1963’te kurulmuştur AST. Asaf Çiyiltepe ve arkadaşlarınca “devrimci ve ilerici bir tiyatro” olarak. Çiyiltepe’den sonra Güner Sümer, ardından Rutkay Aziz, AST’ın Genel Sanat Yönetmenliği’ni üstlenmiştir. AST, yüzlerce oyuncu, yazar, yönetmen, sahne tasarımcısı yetiştirmiş adeta bir okuldur. (İsmet Ay, Kamuran Usluer, Ali Uyandıran, Alp Öyken, Ali Erkazan, Cezmi Baskın, Cüneyt Türel, Engin Orbey, Ergun Uçucu, Genco Erkal, Fikret Hakan, Halil Ergün, Mümtaz Sevinç, Rana Cabbar, Rutkay Aziz, Salih Kalyon, Savaş Dinçel, Talat Bulut, Şevket Altuğ, Tarık Ünlüoğlu, Vahide Gördüm, Altan Erkekli, Yücel Erten, Vasıf Öngören, Altan Gördüm, Selçuk Uluergüven; yolu AST’tan geçenlerden bazı isimlerdir.)

Tiyatro, çağdaş dünya klasiklerine, yine çağdaş ulusal Türk tiyatrosuna önem vermiş, yeni Türk oyun yazarları kuşağının yetişmesinde öncü olmuştur. Kurulduğundan beri kapatılmalar, yasaklamalar, oyuncularının zindana atılması dahil her türlü baskıyla karşılaşmıştır AST.

Meslektaşımız Vedat Çuhadar’a göre AST, “özellikle 80 öncesi dünyaya soldan bakan insanların, devrimcilerin sığınağıydı.”

Uğur Mumcu 1982’de Milliyet Sanat’a verdiği röportajda bakın AST’ı nasıl anlatmış: “Özel tiyatrolar bin bir türlü güçlüğün içinde yaşam kavgası vererek bugünlere ulaşabilmişlerdir. AST emekçileriyle sürdürdüğü sanat anlayışıyla, toplum sorunlarını AST sahnelerinden düşündürerek, acımasızca eleştirerek ve daha da önemlisi bireye ve topluma sağlıklı çıkış yolları göstererek sergilemiştir.”

***

Bundan 48 yıl önce Rutkay Aziz, B.Brecht’in Gorki’den uyarladığı "Ana" adlı oyununu sahneye koyar. Oyunda Erkan Yücel, Savaş Yurttaş, Yaman Okay, Meral Niron, Erol Demiröz gibi oyuncular rol alacaktır. Oyunun müziklerini yapması istenir besteci Sarper Özsan’dan. O da “1 Mayıs Marşı'nı Rusya’da "Kanlı 1 Mayıs" olarak bilinen 1905 kutlamasının canlandırıldığı sahne için yazar. Oyunun tekstinde, "İşçiler marş söyleyerek girer" cümlesi var ancak marşın ne olduğuna dair bir bilgi yoktur. Özsan, sözlerini de kendisinin yazdığı bu marşı oyuna dahil eder ve 1 Mayıs Marşı ilk kez bu oyunda seslendirilir.

*****

Sarper Özsan, 2009'da Cumhuriyet'te yayımlanan Celal Üster'e verdiği röportajda, şunları anlatmıştır: “Buraya nereden, nasıl bir marş bulacağımı bilemedim. En iyisi, benim bu sahneye uygun bir marş sözü yazıp bestelememdi. Sözlerde ve müzikte hem o günlerin ortamına uygun düşecek, ama aynı zamanda bizlerin içinde bulunduğumuz ortama aykırı düşmeyecek bir marş olmasına dikkat ettim. 1 Mayıs Marşı böyle ortaya çıktı. (...) Sözlere günümüzü anlatan dizeler de koymuştum. Müzikte ise oyunun geçtiği yere ve tarihe aykırı düşmeyecek, ama halkımızın da kulağına aykırı gelmeyecek bir yol seçtim. Marşı yazarken sevilebilir ve rahatlıkla söylenebilir bir marş olduğunu düşünüyordum. Ama marşın, oyunun sınırlarını aşıp bu denli yaygın bir duruma geleceğini o gün düşünmem olanaksızdı.”

***

“1 Mayıs Marşı” 1976'da AST sahnesinden sokağa taşar. İlk kitlesel söylenişi, "Kanlı 1 Mayıs" olarak geçen, 1977'deydi. Taksim’deki kutlamalarda Ruhi Su Dostlar Korosu tarafından seslendirildi. Daha sonra Cem Karaca'nın da 45'lik plağa okuduğu marş, hem mitinglerde, hem konserler de sıklıkla dillendirildi. Sarper Özsan kayıt sırasında sanatçıya eşlik etti. Ona göre marşı en iyi yorumlayandı Cem Karaca.

Grup Yorum’un "Marşlarımız", yarın İzmir-Gündoğdu Alanı’ndaki kutlamalarda sahneye çıkacak Edip Akbayram’ın da "Söyleyemediklerim" albümlerinde yer almıştır marş. Kemal Sunal’ın “Köşeyi Dönen Adam” filminde marş sansürlenmiştir.

Yarın 1 Mayıs. İşçinin, emekçinin bayramı. Kutlu olsun! Yine alanlarda söylenecek 1 Mayıs'la özdeşleşen 1 Mayıs Marşı!

“Günlerin bugün getirdiği, baskı zulüm ve kandır.
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez,
Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde. 
1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.

Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından,
Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından.
Yurdumun mutlu günleri, mutlak gelen gündedir.
1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı,
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.

Ulusların gürleyen sesi, yeri göğü sarsıyor,
Halkların nasırlı yumruğu, balyoz gibi patlıyor.
Devrimin şanlı dalgası, dünyamızı kaplıyor.
Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider,
Devrimin şanlı yolunda, kül gibi savrulur gider.”