“MFÖ’nün şarkısıdır…
Nasıl anlatsam
Nerden başlasam
Kaç kişiydik o zaman bak
Kaç kişi kaldı şimdi
Tam da bu durumdayım.
Binlerce sayfa belgeye gömülmüş vaziyette, memleketin içerisinde bulunduğu bedbaht hale üzülüyorum.”
xxxx
Böyle başlamış “Şaki”, “Sarmal”, “Parsel Parsel” ve “Vurgun”dan sonra beşinci kitabı “Yağma’’ya Murat Ağırel dostumuz.
“Yoksul halkın alınterini kendilerine hak görenlerin, bilip susanların kurduğu yağma düzeni yıkılana kadar da yazacağım” demiş.
Sonra da ülkemiz kurumlarının yaşadığı çürümeyi tek tek isimlerle anlatmaya.
Üç yıl emek vermiş özel haberlerden oluşan bu kitap çalışmasına.
İlk çalışmasını Silivri Cezaevi’nde hazırlamaya başlamış.
Sabahtan akşama alın teri dökerek ödediğimiz vergilerin kime nasıl harcandığını ayrıntılarıyla.
Kendi ifadesiyle; “Birçok farklı yolsuzluk ve usulsüzlüğe tanıklık edeceğiz ve bence hepsinde ayrı ayrı şaşıracağız.
Sayfalarında devletin kapalı kapılarının ardında nasıl oyunlar oynandığını göreceğiz.”
xxxx
Murat Ağırel, araştırmacı gazeteciliğin örneklerini vermiş kitabıyla, güzel ülkemizin nasıl “Yağma”landığını paylaşmış okurla.
Kırmızı Kedi Yayınevi sahibi Haluk Hepkon Üstadın da dediği gibi “Soygun” ve “yolsuzluk” sözcükleri son yıllarda yaşananları tam karşılamıyor.
Peşpeşe skandallarla zenginlikler anlatılıyor “Yağma”da.
Büyük soygunlar, çürümüşlükler; dosyaları belgeleriyle.
Hepsi belgeli, isim isim hangi şirket hangi ihalede kimin akrabasıyla iş tutmuş bu kitapta.
Yazarının ifadesiyle “Yağma arşivlenecek, okurken yumruğunuzu sıkacağınız tarihe not düşen kitap…”
xxxx
Kitapta, Kızılay skandallarına da, bu güzide kurumun nasıl “Yağma”landığına da -belgeleriyle- yer verilmiş.(Anımsarsanız, 6 Şubat depreminden sonra kurumun çadır sattığını ilk bize Murat Ağırel haber vermişti)
“Yağma”da; Kızılay’ın nasıl bir şirkete dönüştürüldüğünü, içinin boşaltılmasını detaylarıyla öğreniyoruz. Ve ilk kez duyuyoruz ki; aylardır istifa çağrılarına kulak tıkayan Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık’ın yıllardır koltuğunda hukuka aykırı oturduğunu da!
İçişleri Bakanlığı denetlemesi sonucu kurumun zarara uğratıldığı tespit edilmiş, Kerem Kınık’a 544 bin lira ceza kesilmiş.
Murat Ağırel soruyordu; “Bu görevi kötüye kullanma değil mi? Görevi kötüye kullanma nedeni ile ceza alındı ise sayın Başkan’ın görevinden alınması gerekmez miydi?”
Kitapta, kurumun 2017’de bir otel organizasyonu nedeniyle icralık olduğuna da yer verilmiş.
xxxx
“Yağma”da Murat Ağırel’in araştırdığı dosyaların başlıkları da şöyle;
• Kızılay dosyası: Çadırdan kana, ihalelerden kurban kesimlerine
• AKP’ye yakın vakıflara Kızılay üzerinden aktarılan paralar
• Sayıştay raporuna göre kaç bin çocuğumuza son kullanma tarihi geçmiş aşı yapıldı?
• 1 cm kalınlık üzerinden kaç milyar liralık asfalt yolsuzluğu yapıldı?
• Şehir hastanelerinin kamuya zararı ne kadar?
• 9 gün önce kurulan şirket, milyonluk ihaleyi nasıl alabildi?
• Boğaziçi başta, bazı üniversitelerdeki kayıp tarihi eserlerin sırrı
• Üniversitelere atamalarda hangi usulsüzlükler yapıldı?
• Binlerce kadro kimlere, hangi yollarla peşkeş çekildi?
• TÜİK’in gelir-gider tablosundaki hatanın miktarı
• Alınmayan bilgisayarlara ödenen paralar kimlere aktı?
• Kamu kurumlarına oto kiralamada yapılan büyük vurgun
• Kamu bankalarının saçtığı kredilerin öyküleri
• Hazineye kayıtlı kayıp taşınmazlar nerede?
• Bakanlığın kayıp milyarları, toplanmayan kiraları ve kamunun zararı
• Ticaret Bakanlığı’ndaki 562 milyonluk “hata”
• AKP hangi kurumları/dosyaları Sayıştay denetiminden kaçırdı?
xxxx
Murat Ağırel, “20 yıllık dönemin yağma dosyasını açtı. İçinden sadece parasal yağma değil, çürüme çıktı. Ağırel, rejimin kurumları, kadroları, bütçeleri nasıl dönüştürdüğünü, raporlara, belgelere ve derin araştırmalara dayanarak aydınlattı.”(Arka Kapak’tan)
Yazar “Yağma”yı da bakın kimlere ithaf etmiş?
“Bu kitap, demokratik, adil, eşit, huzurlu, güvenli ve keyif içinde yaşanacak bir ülke için dertlenen, bu uğurda çaba harcayan, mücadele eden vicdanlı insanlara adanmıştır.”
“Yağma”, çok çok önemli araştırmacı gazetecilik kitabı. 14 Mayıs seçimi öncesi gerçekten dikkatle okunması gereken!
Okuru çok olsun.
