Rojda Dolgun / İzmir’de artan orman yangınlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Türkiye Ormancılar Derneği İzmir temsilcisi Ahmet Kenan Öztan, imara açılan bölgelerin madencilik faaliyeti gerçekleştirdiğinin altını çizerek, İzmirlilerin geçen sene yaşadıkları yangını bu yıl yine yaşadıklarını aktardı. Ayrıca Öztan, Türkiye’deki orman yangınlarının son 10 yılda iki katına çıktığını belirtti.
“ÜÇ GÜNDÜR TEPEMİZDE O YANGININ DUMANI VARDI”
Geçen sene Yamanlar Ormanı'nda başlayarak kenti teslim alan orman yangınlarını bu yıl İzmirlinin yeniden yaşadığını belirten Öztan, “Yakaköy’de İzmir'in dibindeydi duman. Üç gündür tepemizde o yangının dumanı vardı. İzmirli bu yangını yine yaşar. Şimdi karşımızda Gazi Emir yamaçlar olduğu gibi ormanlık, Narlıdere yamaçları olduğu gibi ormanlık. Oralarda yangın çıkmayacağını kim iddia edebilir? Yaşarız elbette yangını yaşayacağız.” açıklamasında bulundu.
“YENİ YERLER YANSIN DİYE ORTAM HAZIRLANIYOR”
Yeni yasayla birlikte kıyısı olan ormanlık alanların imara açılmasını değerlendiren Ahmet Kenan Öztan, şu şekilde konuştu:
“Türkiye genel ortalaması yıllık yangın sayısı 1500'lerden son 10 yılda 3000'lere çıktı. Bunun nedeni ormanların parçalanması, ormanların içerisine çok sayıda yerleşim yerinin girmesi. Ormanların içerisinde ve yakınında insan faaliyeti ne kadar artarsa risk faktörü de o kadar artar. Dolayısıyla bu söylediğiniz alarm verilmesi gereken bir durum. Tam tersine ormanların yakın çevresinin imara açılması yerine sadece imar da değil, madencilik faaliyeti, ocağa faaliyeti vs. gibi konular var. Ormana giriş çıkışı en az düzeye tutmak gerekirken tam tersine bizde neredeyse yeni yerler yansın diye neredeyse ortam hazırlanıyor.”
“ARAÇ NE KADAR ÇOK OLURSA OLSUN SIKINTI YAŞANIR”
Ekipmanlar yeterli olsa da olası yangınlarda sıkıntı yaşanacağının altını çizen Öztan, “Taraklı'da orman yangını üç gündür devam ediyor. Göynük'te de çıkınca hemen bitişi bir kısmı gücümüzü oraya kaydırmak zorunda kaldık. Ya da Yamanlar Dağı'nın bu kadar yangının büyümesinin en önemli nedeni aynı anda Gördes'te ve Menderes'te yangın oluşu. Yangına müdahale araçlarının çoğunluğunun oralarda oluşu. Oralardan buraya gelen araçlarla biz Yamanlar Dağı'na müdahale ettik. Yani aynı anda birkaç yerde ciddi büyüklükte yangın çıkarsa bir araç gereği ne kadar çok olursa olsun sıkıntı yaşanır. O açıdan temennimiz çıkacaksa da hiç değilse günde bir tane yangın çıksın.” dedi.
“BİR DEVLET POLİTİKASI OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ”
Bölgedeki en kritik risk faktörlerini sıcaklık, rüzgar ve nem olarak değerlendiren Öztan, “Türkiye'de çok sayıda ormanla iç içe yerleşim yeri var. Dolayısıyla bunun bir devlet politikası olarak ele alınıp değerlendirilmesi lazım. Kentlerde depreme karşı nasıl depreme dayanıklı kentler inşa etmeye çalışıyorsak, kentsel dönüşüm çalışması yapıyorsak, orman köylerinde de yangına karşı dirençli köyler konusunda çalışmalar yapmamız lazım. İnşaatlarda kullanılan malzemeler, köyün yakınındaki ormanlar, köydeki malzemelerin ortalığa yığışı, yığılması, yangından ciddi etkilenecek ağaçlandırmalar ya da yeşillendirme çalışmaları… bunların hepsinin planlanıp düzenlenmesi lazım.” dedi.
