Kaçırdığı kıza önce tecavüz etmek, sonra başka erkeklerle para karşılığı ilişkiye girmeye zorlamak ve sonunda da randevu evine satmakla suçlanan Temel, kendini savunmuş; “Şahsi pir mesele değil idu haçim peyciğum. Pen sadece Yap İşlet Devret ekonomik modelinu uyguladum.” (Bir Ulvi Puğ fıkrasıdır.)
***
Eskiden bizim Devlet Kurumlarımız vardı şimdi yerlerini Devret Kurumları aldı. Yolcu garantili otoyollarımız, köprülerimiz, hasta garantili hastanelerimiz, hepsi DEVRET Kurumu.
Çocukken bir şarkı söylerdik;
Or'da bir köy var uzakta / O köy bizim köyümüzdür / Gezmesek de tozmasak da / O köy bizim köyümüzdür. / La la la la la...
Durum aynen bu;
Or’da bir hastane var uzakta,
Gitmesek de tedavi olmasak da
O hastane bizim hastanemizdir,
Or’da bir otoyol var uzakta,
Girmesek de araba sürmesek de
O otoyol bizim otoyolumuzdur.
Or’da bir köprü var uzakta
Görmesek de hiç geçmesek de
O köprü bizim köprümüzdür.
La la la la la
Oh ne ala!
Çünkü hepsinde hasta ve yolcu garantisi var. Gitmesek de geçmesek de hepsinin parası bizim cebimizden çıkıyor.
Köprüler yaptırdım gelip geçmeye, diye kostaklanan sayın Erdoğan, Çanakkale Köprüsü geçiş ücreti için; 200 Lira’CIK, demiş.
Eh, kendisinin bir aylık maaşı 100 bin 750 Lira’CIK, Cumhurbaşkanlığı'nın 2022 bütçesi de 3 milyar 890 milyon, 381 bin Lira’CIK olunca kendisi için Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük parası da 200 Lira’CIK oluverir.
Ancak asıl önemli olan Çanakkale Köprüsü'nü Yap İşlet Devret yöntemiyle yapan şirkete verdiğimiz geçiş garantisi. Bu rakam yıllık 246 milyon Euro’CUKmuş ve bu garanti sadece 11 yılCIKmış.
Yani, toplam 2 milyar 706 milyon Euro’CUK. İşte bu rakamı görünce Temel’in fıkradaki tabiri yerine CUK oturuyor;
YAP İŞLET DEVRET.
***
Fadime hamile kalmış. O, konuyu annesine açmış, annesi de kocası Temel’e.
Temel, çılgına dönmüş ve “Çabuk, kim ise o hergeleyu hemen puraya çağirun!” diye kükremiş.
Fadime de baba adayına telefon açıp çağırmış. Temel, hırsından yerinde duramıyor, evin balkonunda bir sağa bir sola volta atıyormuş.
Derken son model lüks bir otomobil kapılarının önünde durmuş Şoför kapıyı açmış, içinden çok şık giyimli orta yaşlı bir adam çıkmış.
Adam, evine girince, Temel tam üzerine çullanacakmış ki; şık giyimli adam kendinden emin bir ifade ile konuşmaya başlamış; “Bakın beyefendi, ben şu anda zaten evli olduğum için kızınızla evlenemem. Ama kızınız, bir kız çocuğu doğurursa, kızınıza bir milyon dolar verir, bir daire, bir yazlık alırım. Eğer oğlan çocuğu doğuracak olursa, bu kez kızınıza iki milyon Euro, iki daire , bir yazlık ve son model bir de araba alırım. Ama kızınız düşük yaparsa...”
Temel burada zengin baba adayının sözünü kesmiş ve sırtını sıvazlayarak konuşmaya başlamış; “Aman evladum, üzüldüğün şeye bak. Düşük olursa gelur bir daha becerersun!”
Türkiye’de seçmenin önemli bir kısmı da yirmi yıldır hep bir şeyler vaat eden AKP’ye her seçimde Temel gibi davrandı. Hep; “Yine iktidara gelip, bu sefer becerirsiniz!” dedi.
Ancak, anketlere bakılırsa bu kez durum çok farklı görünüyor.
Hasta garantili hastaneleri. Yolcu garantili otoyolları, köprüleri var. Ama çok şükür artık; Kazanma garantili seçimleri yok!
Zaten tüm bu işlerden Türk Milletinin tek kazancı da bu olacak!
Artık; Devleti başka bir iktidara DEVREDECEKLER!
Ne diyelim;
Kısmetleri bu kadarCIKmış!