Siyasi arenayı sarsan ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran "2 milyon dolarlık iftira teklifi" iddiaları, adli bir boyut kazandı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in, partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısıyla gündeme getirdiği ve tutuklu iş insanı Murat Kapki ile AKP eski MKYK üyesi avukat Mücahit Birinci arasında geçtiği öne sürülen diyaloğa ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Başsavcılık, yaptığı resmi bir açıklamayla, konuya ilişkin resen, yani herhangi bir şikayet başvurusunu beklemeksizin, kendiliğinden bir soruşturma başlattığını duyurdu. Bu karar, iddiaların ciddiyetinin yargı makamları tarafından da dikkate alındığını ve konunun tüm yönleriyle araştırılacağını ortaya koydu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "14.08.2025 tarihinde bazı basın yayın kuruluşları, sosyal medya kuruluşları vasıtasıyla öğrenilen, Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2024/228233 sayılı soruşturma dosyamız tutuklu şüphelilerinden Murat Kapki ile avukat Mücahit Birinci arasında cezaevinde gerçekleştirdiği belirtilen görüşme süreci ve içeriği ile ilgili iddialara ilişkin araştırma yapılması amacıyla resen soruşturma başlatılmıştır. Gelişmelerden ayrıca gerektiğinde bilgilendirme yapılacaktır." Bu açıklama, olayın artık sadece siyasi bir polemik olmadığını, savcılığın cezaevindeki o görüşmenin tüm detaylarını, tanıklarını ve olası kanıtlarını mercek altına alacağı resmi bir sürecin başladığını gösteriyor.
Soruşturmanın kapsamı: savcılık neyi araştıracak?
Başsavcılığın "resen" başlattığı bu soruşturma, oldukça geniş ve çok katmanlı bir araştırma sürecini beraberinde getirecek. Soruşturmanın temel odak noktası, Mücahit Birinci'nin, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Murat Kapki'yi ziyaretinin hukuki çerçevesini ve bu ziyaret sırasında gerçekleştiği iddia edilen konuşmaların içeriğini aydınlatmak olacak. Savcılığın bu kapsamda atması beklenen adımlar şunlar olabilir:
1. Tarafların İfadeleri: Soruşturmanın en kritik aşaması, iddiaların tarafları olan Murat Kapki ve Mücahit Birinci'nin "şüpheli" veya "bilgi sahibi" sıfatıyla ifadelerine başvurulması olacak. Kapki'nin, savcılığa sunduğu el yazısı dilekçesindeki iddiaları, savcı huzurunda bir kez daha anlatması ve detaylandırması istenecek. Buna karşılık, Birinci'nin de hakkındaki suçlamalara karşı savunması alınacak ve iddiaları çürütmeye yönelik kendi delillerini sunma imkanı tanınacak.
2. Cezaevi Kayıtları: Cezaevi avukat görüş odalarına ait kamera kayıtlarının olup olmadığı, varsa bu kayıtların incelenmesi soruşturmanın seyrini değiştirebilir. Görüşmenin ne kadar sürdüğü, tarafların vücut dilleri gibi detaylar, iddiaların doğruluğu veya yanlışlığı konusunda ipuçları verebilir. Ayrıca, ziyaretçi kayıtları, görüşme talep formları ve diğer resmi belgeler de dosyaya dahil edilecek.
3. Tanık Beyanları: Kapki'nin dilekçesinde adı geçen veya olay hakkında bilgisi olabilecek cezaevi personeli, diğer avukatlar veya tutukluların tanık olarak dinlenmesi gündeme gelebilir.
4. Mali ve Teknik İnceleme: Özellikle "2 milyon dolarlık rüşvet" teklifi iddiasıyla ilgili olarak, tarafların banka hesap hareketleri veya diğer mali bağlantıları üzerinde bir inceleme yapılması da ihtimaller dahilinde.
5. Vekaletname ve Azilname Belgeleri: Kapki'nin, Birinci'ye noter aracılığıyla verdiği vekaletname ile sonrasında bu vekaleti iptal ettiğine dair azilnamenin resmi suretleri de soruşturma dosyasının temel delilleri arasında yer alacak.
Siyasetin gölgesindeki adli süreç: iddialar ve savunmalar
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı bu soruşturma, siyasetin iki ana kutbu arasında yaşanan sert bir mücadelenin tam merkezinde yer alıyor. Bir yanda CHP lideri Özgür Özel'in, bu iddiaları, İBB'ye yönelik yürütülen soruşturmaların bir "kumpas" olduğunu, yargı içinde "Ak Toroslar çetesi" olarak adlandırdığı bir yapı tarafından muhalefeti sindirme amacı taşıdığını kanıtlayan bir belge olarak sunması var. Özel, Murat Kapki'nin el yazısı dilekçesini kamuoyuyla paylaşarak, Mücahit Birinci'nin, Kapki'ye CHP lideri Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu aleyhine, kurgulanmış bir ifadeyi imzalaması karşılığında hem tahliye vaat ettiğini hem de 2 milyon dolar talep ettiğini iddia etmişti. Özel, Birinci'nin Kapki'ye "Makyavelist düşün, çıkmak için her şey mübahtır" diyerek baskı yaptığını da öne sürmüştü.
Diğer yanda ise iddiaların hedefindeki Mücahit Birinci'nin, bu suçlamaları "külliyen yalan, pespaye bir iftira" olarak nitelendiren ve hukuki süreci kendisinin başlatacağını duyuran sert bir savunması bulunuyor. Birinci, Kapki ile yaptığı görüşmenin tamamen mesleki bir faaliyet olduğunu, ancak Kapki'nin kendisinden "hukuki ve meşru olmayan" talepleri olduğunu, bu talepler karşılanmayınca CHP'ye yaranmak amacıyla bu iftiraları attığını iddia etmişti. Birinci, hem Kapki hem de bu iddiaları yayan Özgür Özel hakkında "iftira" suçlamasıyla karşı bir suç duyurusunda bulunacağını açıklamıştı.
Bundan sonra ne olacak? gözler savcılığın atacağı adımlarda
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın resen başlattığı soruşturma, artık sürecin siyasi polemiklerin ötesinde, hukukun kendi kuralları içinde işleyeceği bir aşamaya geçildiğini gösteriyor. Savcılık, yapacağı kapsamlı araştırmanın ardından bir karar verecek. Bu karar üç şekilde sonuçlanabilir:
-
Takipsizlik Kararı (Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar): Eğer savcılık, iddiaları destekleyecek yeterli delil bulamazsa, şüpheliler hakkında bir kamu davası açılmasına gerek olmadığına karar verebilir.
-
İddianame Düzenlenmesi: Savcılık, topladığı deliller sonucunda suçun işlendiğine dair yeterli şüpheye ulaşırsa, iddiaların hedefindeki Mücahit Birinci veya ilgili diğer kişiler hakkında "suç uydurma", "iftira", "yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs" ve "rüşvet" gibi suçlamalarla bir iddianame hazırlayarak mahkemeye sunabilir. Bu durumda, konu bir ceza davasına dönüşür.
-
Görevsizlik/Yetkisizlik Kararı: Soruşturma sırasında, suçun niteliği veya işlendiği yer itibarıyla başka bir adli birimin görevli olduğu anlaşılırsa, dosya ilgili savcılığa gönderilebilir.
Siyasi sonuçları ne olursa olsun, yargının bu iddiaları resen soruşturma kararı alması, kamu vicdanında oluşan soru işaretlerinin giderilmesi ve adaletin tecellisi adına atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Gözler şimdi, savcılığın yürüteceği bu kritik soruşturmadan çıkacak sonuçta ve bu sonucun Türkiye'nin siyasi ve hukuki iklimine nasıl bir etki yapacağında.
