İzmir, yaklaşan kış ayları öncesinde olası doğal afetlere karşı teyakkuza geçti. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İZSU Genel Müdürlüğü, her yıl şiddetli yağışlarla gündeme gelen ve kritik bir coğrafyaya sahip olan Yarımada bölgesinde, olası taşkın ve sel felaketlerinin önüne geçmek amacıyla dev bir altyapı seferberliği başlattı. Seferihisar, Urla, Karaburun, Menderes ve Çeşme ilçelerini kapsayan çalışmalarda, dere yatakları adeta yeniden şekillendirildi. Ekiplerin gece gündüz demeden sürdürdüğü yoğun mesai sonucunda, 2025 yılının başından bu yana bölgedeki derelerden tam 100 bin ton malzeme çıkarıldı.
Bu devasa miktar, dere yataklarını tıkayarak suyun akışını engelleyen ve en ufak bir yağışta bile yerleşim yerleri için büyük bir tehdit oluşturan çakıl, kum, balçık ve çeşitli atıklardan oluşuyor. 200 kilometre uzunluğundaki dere temizliği ile suyun denize sorunsuz bir şekilde ulaşması hedefleniyor. Özellikle yaz ayları boyunca yoğunlaşan çalışmalarla dere ve deniz birleşim noktalarındaki ağızlar açılarak, kışın yaşanabilecek ani su baskınlarına karşı önemli bir önlem alındı.
Yarımada'da taşkın riskine karşı set çekildi
İZSU ekiplerinin Yarımada bölgesindeki hummalı çalışması, sadece yüzeysel bir temizlikten ibaret değil. Aynı zamanda bölgenin coğrafi yapısı ve geçmiş yıllardaki tecrübeler göz önünde bulundurularak, kalıcı çözümler üretmeye odaklanılmış durumda. Yarımada Dereler Birimi Şefi Harun Seçkin, yürütülen faaliyetlerin çok yönlülüğüne dikkat çekerek, amaçlarının kış sezonunu sorunsuz atlatmak olduğunu belirtti. Seçkin, "Bölgemizdeki derelerde temizlik ve ıslah çalışmalarını yıl boyunca aralıksız sürdürüyoruz. Temel hedefimiz, yağışlı sezonda taşkın riskini minimum seviyeye indirerek hem vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak hem de tarımsal üretimin zarar görmesini engellemektir" ifadelerini kullandı.
Yapılan çalışmaların sadece afet önleme amacı taşımadığını, aynı zamanda bölgenin sosyal ve ekonomik yaşamına da katkı sağladığını belirten Seçkin, "Ulaşım ve üretim yolları üzerinde kalan dere geçişlerini de yeniliyoruz. Bu sayede, olası bir afet durumunda köylerimizin ve üretim sahalarımızın ana arterlerle bağlantısının kesilmesinin önüne geçiyoruz" dedi. Bu kapsamlı yaklaşım, İZSU'nun soruna bütüncül bir bakış açısıyla yaklaştığını gözler önüne seriyor.
Dere yatakları modern tekniklerle güçlendiriliyor
İZSU'nun operasyonu, dere yataklarının sadece temizlenmesini değil, aynı zamanda yapısal olarak güçlendirilmesini de içeriyor. Ekipler, suyun aşındırıcı etkisine karşı dere kenarlarını daha dayanıklı hale getirmek için modern mühendislik tekniklerinden faydalanıyor. Seferihisar'daki Akarca 2 Deresi, Urla'daki Bademler İncirliboğaz Deresi, Çamlıçay Sivrice Deresi, İçmeler Çakal Deresi ve Çeşme'deki Çiftlikköy Deresi gibi kritik noktalarda toplam 2 kilometrelik betonarme ve taş pere imalatı tamamlandı. Bu güçlendirme çalışmaları, dere yataklarının zamanla deforme olmasını engelleyerek suyun güvenli bir şekilde akmasını sağlıyor.
Güvenlik önlemleri kapsamında dere kenarlarına korkuluk montajları da yapıldı. Mevcut korkuluklar ise boyanarak ve onarılarak daha güvenli bir hale getirildi. Özellikle İçmeler Malgaca Deresi, Urla Pınarlı ve Çakal dereleri ile Çeşme Durmuş Deresi, Menderes Ahmetbeyli ve Karaburun Parlak Mahallesi Deresi'nde anroşman taş imalatları aralıksız devam ediyor. Bu özel taş dolgular, suyun yatağa ve çevresindeki toprağa zarar vermesini önleyen bir zırh görevi görüyor. Yetkililer, yıl sonuna kadar 12 bin tonluk taş imalatının daha tamamlanacağını bildirdi.
Kırsal mahallelerin ulaşımı da güvence altında
İZSU'nun yürüttüğü çalışmalar, sadece ilçe merkezlerini değil, aynı zamanda kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşları da unutmuyor. Özellikle dağlık ve engebeli arazilerde bulunan köy yolları, şiddetli yağışlarda dere sularının kabarmasıyla sık sık ulaşıma kapanıyordu. Bu mağduriyetin önüne geçmek için kritik noktalara geçici yol geçişleri inşa edildi. Bugüne kadar toplam 516 metre uzunluğunda 23 adet yol geçişi yapılarak, köylerin en zorlu hava koşullarında bile merkezle bağlantısının kopmaması sağlandı. Bu geçişler, hem acil durum müdahaleleri hem de vatandaşların günlük yaşamlarının aksamaması için hayati bir önem taşıyor. Yapılan bu çok yönlü hazırlıklar, İzmir'in kışa ne denli hazırlandığını ve olası felaket senaryolarına karşı ne denli proaktif davrandığını ortaya koyuyor.




