TDK Sözlüğü yeniliği “yıpranmış, zararlı ya da yetersiz olan şeyleri yenisiyle değiştirme” diye tanımlıyor.

Değişimse “herhangi bir şeyi var olan durumundan başka bir duruma geçirmeyi, geliştirmeyi” içeriyor.

Olumlu anlamda yeniliği, değişimi, dönüşümü önemserim. Yazında, sanatta, ekinde, siyasal söylem ve eylemde çağdaş, uygar, devrimci her değişimin gereğine inananlardanım.

İlkesellik, düşünsel eylem, sağlıklı yapılanma, çağdaşlık, saygınlık, seçkinlik… Yaşamı aydınlanma, olgunlaştırma, geliştirme bağlamında bir özellik seçeneğidir.

***

Yeni şeyler söylemek, işlevsel üretkenliğe katkı sunmak, toplumsal gerçekliğe inanmak, aydınlanma bakacından geleceğe bakmak, yaşamı doğru algılamak… Bu hepimize yüklenen bir sorumluluk, bir görev elbette.

Geçtiğimiz hafta CHP‘de kurultay sonrası bir değişim sürecine geçildiğini izledik hepimiz.

Sosyal demokrat olduğunu savunan bir partideki bu değişimin, dönüşümün nasıl yapılanacağını, nereye uzanacağını, neleri gerçekleştireceğini göreceğiz.       

Daha etkin, işlevsel, eylemli, üretken, verimli, örgütlü bir Türkiye oluşumunu sağlamak için umut penceresine yığıldık.  

Gelişen, sol söylemini tutarlı düzeyde koruyan, gericiliğe ödün vermeyen değişime, dönüşüme evet. Yozluğa, aymazlığa, yobazlığa, karanlığa, hinliğe, hainliğe elbette hayır!

***

Umut önemli bir olgu. İmgesellik, düşsel, kurgusal yapılanma sanatın, yazının, ekinin önemli eylemi. Çağdaşlığa, uygarlığa, yeniye açık olmak güzel. Umut o kapıları da açıyor. Ne diyordu Mevlana?

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,/Her gün bir yere konmak ne güzel/Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,/Dünle beraber gitti cancağızım/Ne kadar söz varsa düne ait/Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”

***

Yeniye, değişime girmişken, Türkçemizdeki kirlenmeye de pencere açmak isterim.

Yabancı sözcük özentisi her geçen gün artıyor. İnsanların severek yaptıkları iş deyince hobi sözcüğünü anımsadım. Türkçe “uğraşı” karşılığını neden kullanmıyoruz ola? Yine bilgisayarın dilimize yerleştirdiği; on-line yerine  “çevrimiçi”, off-line yerine “çevrim dışı”, multimedya yerine “çoklu ortam” sözcükleri daha güzel, daha anlaşılır değil mi?

İnovasyon yerine yenilik, yenilikçilik, formasyon yerine “biçimlenme, yetişim”, dezenformasyon yerine “bilgi çarpıtma”, konsept yerine” anlayış, kavrayış, kavram, düzen”, interaktif yerine “etkileşimli”, ambiyans yerine “hava, ortam”, trend yerine “eğilim”, motivasyon yerine “isteklendirme, güdüleme”, fonksiyon yerine “işlev, görev” sözcüklerini kullansak, daha anlaşılır, daha arı-duru bir Türkçe kullanmış olmaz mıyız?