Uyuşturucu kullanımı hem hızla yaygınlaşıyor hem de erişim sınır tanımıyor. Özellikle büyükşehirlerde, sokaktan eve kadar uzanan bir dağıtım ağı oluşmuş durumda. Yeşilay’ın gençlere yönelik alkol kampanyasında yer verdiği TÜİK verileri, Türkiye’de 15–25 yaş arası gençlerde alkol kullanım oranının %14,9’dan %12,1’e gerilediğini gösterdi. Bu düşüşün nedenleri arasında alkolün zararlarına dair farkındalığın artması, Z kuşağının risklere karşı daha temkinli oluşu sıralandı. Ancak Yeşilay’ın bu paylaşımına en çok yapılan yorum şu oldu: “Alkol tüketimi azalıyor çünkü gençler uyuşturucu kullanıyor.”
Uyuşturucudan kurtuluş hikayesi
20 yılın sonunda madde bağımlılığından kurtulmuş olan Muhammet Açıkpazu, yaşadıklarını anlattı:
“Ben 20 yıl uyuşturucu kullandım. Mesela 5 bin lira harcıyorsun, 15 dakika sonra bitiyor, bir 5 bin lira daha gidiyor. Aklınıza ne geliyorsa hepsinden denedim. En sonunda ‘Bu böyle gitmez’ dedim. Çünkü nereye kadar? Çocuklar büyüyor, erkek evladım, kız evladım var. Bir hafta sokağa çıkıp eve dönmediğim oluyordu. Müzisyenim, sanatçıyım. Ama bir sabah vardı ki, hiç unutmam… Eve sabah sekizde döndüm. Oğlum staj yapıyor, daha 17 yaşında. Dışarıda yağmur yağıyor. ‘Baba beni taksiyle işe gönderir misin?’ dedi. Cebimde beş kuruş yok. Gece 20 bin lira harcamışım. Balkon camından baktım, çocuk şemsiye açmış, yağmurda işe gidiyor. İşte o an kendime ‘Sen ne yapıyorsun? Çocuğun 3 bin lira maaşla ay boyunca staj yapıyor, sen bir gecede 20 bin lira yakıyorsun.’ dedim. Bu bana tokat gibi çarptı.”
“Dedim ki: ‘Seni içmeyeceğim artık. Bundan sonra bitirdim bu işi.’ Ancak vücut istiyor. Oğlum geliyor aklıma. Kendimi zorluyorum. Yaklaşık 1,5 – 2 yıl alkol yok, uyuşturucu yok. İşe girdim. Bu sefer kendimle savaşa girdim, bağımlılıktan kendi irademle çıktım. Sonra doktora gittim. Hikâyemi anlattım. Gençler de bilsin, bu illete hiç bulaşmasınlar.”
“Dibe vursanız da ayağa kalkın”
Uyuşturucu etkisi yapan maddelerin 120 liraya temin edildiğini, reçetesiz bazı ilaçların ‘mahallede’ kolaylıkla bulunduğu anlatan Açıkpazu gençlere tavsiyelerde bulundu: “Bizi örnek alsınlar. Bakın, ben şu an İzmir Sahne Çalışanları Dernek Başkanlığı yapıyorum. Yaklaşık 6 yıldır bu topluma hizmet ediyorum. Ama ondan önce, tam 20 yıl boyunca uyuşturucunun içindeydim. Ama ne olursa olsun, bırakmanın yolu var. Ben ilaç tedavisiyle bıraktım. Farklı yöntemler, tedaviler ve çabayla başardım. Tabii sadece ilaçla olmaz. Uğraş olmazsa, beyni bu düşünceden kurtarmazsanız, uyuşturucuyu bırakamazsınız. “Bırakacağım” dediğiniz anda bir adım atmanız, bir desteğe yönelmeniz gerekir. 20 yıl boyunca kullandığım en ağır sentetiklerden şükürler olsun ki kurtuldum. Eskiden cebimde beş kuruş yokken, şimdi bankalar bana 3–4 milyon TL kredi veriyor. Oğlumun hayatı değişti, kızımın hayatı değişti. Eskiden bir torbayla gidip market alışverişi yapardım. İstediğimi alabiliyorum. Gençlere en büyük tavsiyem şu: Ne kadar dibe vurursanız vurun, kendiniz için değilse bile aileniz için ayağa kalkın. Hiç başlamayanlara da sesleniyorum, sakın merak etmeyin, bulaşmayın. Kendinizi toparlayın.“
“Eskiden torbacıya giderlerdi, şimdi torbacı kapıya geliyor”
Güney Mahallesi Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Hüseyin Heptepe, mahalle muhtarlığı döneminde madde kullanımına karşı yürüttüğü mücadeleyle biliniyor. Heptepe, dezavantajlı mahallelerde temin edilen uyuşturucunun nasıl korkunç derecede ulaşılabilir olduğunu anlattı:
“Uyuşturucu tüketimi bazı semtlerde alkolün de önüne geçti. Eskiden dezavantajlı mahallelerden, örneğin roman mahallelerinden bu maddeler alınırken şimdi artık evlere servis edilir hale geldi. Bizim mahallelerde önceki yıllara göre ciddi oranda uyuşturucu kullanımı azaldı. Yüzde 5, yüzde 10’lara indi. Ancak İzmir genelinde kullanım arttı. Eskiden İzmir'de uyuşturucu bulmak istediğinizde bazı mahalleler anılırdı Kale, Kuruçay gibi mahallelere gidilirdi. Şimdi eve kadar sipariş veriliyor. En merkezi yerlerde, bazı marketlerde bile bulmak mümkün. Eskiden torbacıya giderdin, şimdi torbacı sana geliyor.”
“Uyuşturucu baronları, bu maddeyi satabilmek için artık farklı yöntemler deniyor. Çünkü Roman mahallelerinde artık doğrudan tedarik yapılmıyor. Çoğunlukla kuryeler üzerinden bu iş dönüyor. Gece kulüplerinde, özellikle esnaf olarak görülen bazı kişiler aracılığıyla bu ticaret sürüyor. Örneğin sinir gevşetici ilaçlardan bazıları merdiven altı üretilip gençlere 50 TL’ye satılıyor. Gençlerin yüzde 90'ı bunu psikolojik nedenlerle, işsizlik ve gelecek kaygısıyla kullanmaya başlıyor. Bugün bir alkollü içecek 80-90 TL iken, bu uyuşturucu 50 TL. Roman mahalleleri artık metropolün merkezinde kaldı. Kentsel dönüşüm 300 metre ötemize kadar geldi. Artık bu mahalleler uyuşturucu açısından gözden çıkarıldı. Uyuşturucu artık çok daha yaygın ve erişilebilir.”
Bağımlılarla dolu şehirde, tedaviye 26 yatak
Oğlunu genç yaşta uyuşturucu yüzünden kaybeden ve ardından ‘Evlatlarımızı Kötü Alışkanlıklardan Koruma Derneği Başkanlığı’ yapan Ali Yangır, çaresizliği şöyle özetliyor:
“Özellikle de İzmir’de uyuşturucu trafiği oldukça yaygın. Caydırıcı hiçbir şey yapılmıyor. İzmir’de en az 50 bin bağımlı olduğu herkesçe biliniyor, ama çoğunluk sadece ‘duymuş’ olmakla kalıyor. Emniyet, elinden geleni yapıyor; gidip operasyon düzenliyor, yakalama yapıyor. Ama bu işin ‘kullanım’ boyutunda caydırıcılık sağlayan herhangi bir mekanizma yok. Tedavi konusunda büyük bir boşluk var. Tedavi olmak isteyenler için yatak sayısı yetersiz. Yeşilyurt’ta AMATEM’de yatak sayısı toplamda 26’yı geçmiyor. Haliyle, insanların önünde sadece özel tedavi merkezleri kalıyor. Ama bunların da hem maliyeti yüksek hem de her aileye hitap etmiyor. Uyuşturucuya erişim ise aksine artık çok kolay. Hem ucuz hem de yaygın. Gençler 30-40 liraya uyuşturucu maddeye ulaşabiliyor.”
Ailelere sesleniyorum; Öncelikle çocuklarına sahip çıkmalılar. Özellikle 12-13 yaşındaki çocuklarını kontrolsüz bir şekilde sokakta bırakmamalılar. Okuluna gidip gitmediğini takip edecekler. Gençlere, çocuklara yönelik sosyal faaliyetler artırılmalı. Sportif etkinlikler çoğaltılmalı. Gençlerin ilgisini çekebilecek alanlar oluşturulmalı.”
Gençler yalnız bırakılıyor: Her 100 kişiden 3’ü tedavi olabildi
Uyuşturucu kullanımındaki artışın en çarpıcı nedenlerinden biri de yeterli tedavi altyapısı olmaması. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM yalnızca 26 yataklı. İzmir Tepecik Ayakta Çocuk Ergen Madde Bağımlılığı Merkezi (ÇEMATEM) ise 15 yataklı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu "2024 yılında 373 bin bağımlı AMATEM’lere tedavi için başvurdu, bunlardan 10 bin 473'ü yatarak tedavi oldu." dedi. Aynı tarihlerde ÇEMATEM’lere 10 bin 383 başvuru oldu, 799 genç ve ergen yatarak tedavi aldı. Yani AMATEM’lere başvuran her 100 kişiden sadece 3’ü yatarak tedavi edilebildi. Uyuşturucu bağımlıları kaderlerine terk ediliyor.
“Uyuşturucuya bağlı ölümde ilk 5’teyiz”
Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Tıbbi Direktörü, Uyuşturucu ile Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Kültegin Ögel, Türkiye’nin genç yaşta uyuşturucu kullanımında Avrupa ülkeleri arasında üst sıralarda yer aldığına dikkat çekti. “Uyuşturucu, yaşamdan kaybedilen sağlıklı yıllar açısından dünyada ilk beş neden arasında; ölümler baz alındığında ise ilk 20’de yer alıyor. Tüm ilgili kurumların değişime hazır olması gerekiyor. Sağlıklı politikalar geliştirmek ve kullanım trendlerini takip edebilmek için veri üretimi şart. Bağımlılık bir sonuçtur; bu sonuca giden yolu değiştirmek ise toplumun tüm bileşenlerinin ortak sorumluluğudur.”