Mustafa Oğuz - İzmir'de, belediye kontrolündeki hayvan barınaklarında ölüm haberlerine bir yenisi daha eklendi. Bayraklı ilçesinde üniversite öğrencisi Elif Sağlam tarafından 4 yıldır sokakta baktığı Zeytin isimli köpek, belediye ekiplerince uyuşturularak barınağa götürüldü ve günler sonra ölüm haberi geldi. Yaşam Hakları Savunucuları, Bayraklı Belediyesi önünde yaptığı basın açıklamasında, “Zeytin’e ne oldu?” sorusuna cevap aradı.
Zeytin isimli sokak köpeğini oturduğu mahallede 4 yıldır baktığını, çevreyle ve diğer köpeklerle uyumlu, daha önce terk edilmiş olmasına rağmen çok insancıl ve “otur, kalk, pati ver” gibi komutları hızlıca öğrenen zeki bir köpek olduğunu belirten üniversite öğrencisi Elif Sağlam, “Zeytin’i düzenli veteriner kontrolüne götürürdüm ve herhangi bir sağlık problemi yoktu. Beslemeye gittiğim bir gün Zeytin yoktu, ertesi gün gittiğimde yine yoktu ve bu durum yaklaşık iki hafta kadar sürdü. Mahallede yaşayan farklı kişiler belediyeden gelip Zeytin'i uyutarak aldıklarını söylediler. Bayraklı Veteriner İşleri Müdürlüğü’nü arayıp teyit ettikten sonra 03/10/2025 tarihinde barınağa onu görmeye gittim. Sağlığı yerinde gözüküyordu fakat ağzı kanıyordu ve kafesinde kendinden büyük iki köpek daha vardı. Beni görünce mutlu oldu ve onu oradan almak istedim. Sevdim ve son kez olduğunu bilmeden yanından ayrıldım. Sahiplenmek için gerekli belgeleri öğrendim. Barınaktaki 20 köpeğin 1 hafta içinde Büyükşehir’e gönderileceğini, içlerinden birinin Zeytin olabileceğini söylediler. Öyle olursa haberim olamayacağını söyledikleri için acele ettim fakat belge işlemlerini yaşadığım yerden dolayı halletmem bir haftamı aldı. Bu süreçte benim ondan vazgeçtiğimi düşünmesinler diye barınağı her gün aradım ve Bayraklı Belediyesi’ne başvuru yaptık. Zeytin’in durumu hakkında bilgi aldım ve her seferinde ‘iyi olduğunu, istediğim zaman gelip alabileceğimi’ söylediler.” dedi.
Üniversite öğrencisi Sağlam, 10/10/2025 tarihinde barınağa gittiğinde Zeytin’in orada olmadığını gördüğünü belirterek, “Sorduğumda tüm kafeslere bakmam söylendi ve ‘buradadır’ dendi. Fakat içeri girdiğimde yüzüme bile bakmadan ‘bu köpek parvodan öldü’ dendi. Ölüm tarihi sisteme 8/10/2025 olarak girilmiş fakat o gün ve ertesi gün yani 9/10/2025 tarihinde aradığımızda yine aynı şekilde durumunun gayet iyi olduğu kadın veteriner tarafından söylenmişti. Zeytin’in 6-7 yaşlarında bir köpek olduğunu, o yaşlarda bir köpeğin parvodan ölme ihtimalinin olmadığını ve bu hastalığın 3 hafta kuluçka süresi olduğunu söylediğimde ise veteriner hekim tarafından ‘Burada 50 tane köpek var, hangi biriyle ilgilenelim? Böyle şeyler olması çok normal, hepsine yetemeyiz.’ diye azarlandım. 2-3 gün içinde parvodan ölemez, Zeytin’in ölümü şüphelidir. Ayrıca saha elemanları ile telefonlara bakan kişilerin birbirinden habersizliği, yalan yanlış bilgileri bize iletmeleri yüzünden Zeytin için geç kaldık. Kapasitelerinden fazla sayıda köpeği barınağa alan, hastalıklı köpeklerle sağlıklı köpekleri aynı kafese koyan ve sağlıklı köpeği sağlığından eden, beni sahiplenme hakkımdan eden Bayraklı Veteriner İşleri Müdürü Armağan Kirdeci ve personellerinin kanun önünde hesap vermesini istiyorum.” dedi.
Yaşam Hakları Savunucuları Bayraklı Belediyesi önünde yaptığı basın açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“İzmir’deki belediyelerin, mahallelerin sevilen, yaşlı ve sosyal köpeklerini barınaklara kapatarak ihmal, kötü koşullar ve yalan bilgilerle ölüme sürüklediği uygulamalara bir yenisi daha eklenmiştir. Bu kez ihmalin adresi Bayraklı Belediyesi Barınağı olmuştur.
Mahallenin sevgilisi, 6-7 yaşlarındaki Zeytin, hiçbir gerekçe gösterilmeden Bayraklı Belediyesi ekiplerince barınağa alınmıştır. Zeytin’e yuva olmak isteyen mahalle sakinine, yasada hiçbir şekilde yer almayan ‘imar planı şartı’ öne sürülmüş; bu keyfi uygulama nedeniyle Zeytin’in barınakta kalma süresi haksız yere uzatılmıştır. Bu süreçte Zeytin’i sahiplenmek isteyen gönüllü, her gün belediyeyi arayarak bilgi almak istemiş, her defasında aynı yanıtı almıştır:
‘Zeytin gayet iyi.’
Ancak Zeytin, kötü koşullarda, kalabalık şekilde yaşayan köpeklerin arasına konmuş ve 8 Ekim tarihinde ihmal sonucu hayatını kaybetmiştir.
Daha da vahimi, Zeytin’in ölümünden bir gün sonra — yani 9 Ekim tarihinde — gönüllüye hâlâ ‘Zeytin yaşıyor, durumu iyi’ denilmiştir.
10 Ekim’de barınağa bizzat giden gönüllü, Zeytin’in ölümünü şu sözlerle öğrenmiştir: ‘Gençlik hastalığından 2 gün önce öldü. Burada çok köpek var, hangi biriyle uğraşacağız? Burası bir barınak.’ Bu açıklama, barınakların hayvan refahı için değil, hayvanların gözden çıkarıldığı, ölüm kamplarına dönüştüğünün en açık göstergesidir. Ayrıca Zeytin’in ölümü bir ‘istisna’ değil; yasalarla meşrulaştırılmaya çalışılan sistematik bir ihmaller zincirinin sonucudur.” dedi.
Belediyeden cevap istediler
Açıklamada, yasa meclisten geçmeden başkanın bu yasaya karşı olduğunu belirten ifadelere rağmen Bayraklı Belediyesi’nin yasayı neden uyguladığı sorusu yöneltilerek şu görüşler aktarıldı:
“Yasada bile yer almayan şartı nasıl keyfi biçimde uygulayabiliyorsunuz? Amacınız yuvalandırmayı bile engelleyerek köpeklerin barınaklarda hapsedilerek ölmesini mi sağlamak? Barınak kapasitesi dolu olduğu hâlde neden hâlâ sokaklardan köpek topluyorsunuz? Zeytin’in ölümünden sonra gönüllülere neden yalan bilgi verdiniz? Eğer bu uygulamaların amacı gerçekten ‘rehabilitasyon’ ve ‘yuvalandırma’ ise, Zeytin olayında kimi yuvalandırdınız, kimi rehabilite ettiniz? İzmir’deki belediye başkanları ve veterinerlik müdürlüklerine sesleniyoruz:
Yeterli kapasite ve ‘barınağınız’ yokken ya da koşulları sağlayamamışken; barınak inşası için 2028’e kadar süre tanınmışken; köpekleri toplamak için girdiğiniz yarıştaki eforu biraz da barınaklar ve sokaktaki hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmek, hayvana yönelik şiddetin artmasını engellemek için harcayın. Hakla, hukukla, adaletle bağdaşmayan bu kanlı yasayı uygulamayın. Bu suça ortak olmayın, elinizi kana bulamayın. Kısırlaştır, aşılat, yerinde ‘yaşat’ı uygulayın!
Bizler, İzmir Yaşam Hakkı Savunucuları olarak; her bir hayvanın tüyüne dahi sahip çıkmaya devam edeceğimizi buradan bildiriyoruz. Bayraklı Belediyesi’ne çağrımızdır: Köpeklerin yaşam hakkı gibi son derece önemli olan bir makam, tek derdi makam ve para sevdası olan kişilerin eline bırakılamaz. Başta Bayraklı Veteriner İşleri Müdürü Armağan Kirdeci olmak üzere bu işte parmağı olan herkesin teker teker tespit edilip görevden alınmasını ve gerekli cezaların verilmesini talep ediyoruz. Bayraklı ve İzmir’deki tüm belediyeler, sokakta yaşayan hayvanların da belediyesi olduğunu unutmamalıdır. Unuttuğu her an, yaşam hakkı savunucuları olarak kapılarında olmaya devam edeceğimizi buradan bildiriyoruz.”