Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Başak Yalçın, son yıllarda botoks ve dolgu uygulamalarının yaş sınırının endişe verici şekilde düştüğünü açıkladı.
33. Ulusal Dermatoloji Kongresi kapsamında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yalçın, “Botoks, doğru kişilerce ve doğru yaşta uygulandığında faydalı olabilir. Ancak 15 yaşındaki bir gencin bunu yaptırması ciddi bir tehlikedir. Henüz gelişimi tamamlanmamış bir cilt üzerinde bu işlem kalıcı hasarlar bırakabilir” ifadelerini kullandı.
Yalçın, özellikle son dönemde sosyal medyada yayılan mükemmeliyet algısının, gençlerin fiziksel görünümünü takıntı haline getirdiğini söyledi:
“Güzellik artık bir hedef değil, bir zorunluluk gibi sunuluyor. Ergenlik çağındaki bir çocuğun tek amacı ‘güzel görünmek’ olmamalı.”
“Ergenlik öncesi botoks uygulaması ciddi risk taşıyor”
Prof. Dr. Yalçın, küçük yaşlarda kozmetik işlemlere yönelmenin yalnızca psikolojik değil, biyolojik olarak da zararlı olduğuna dikkat çekti.
“Henüz tam gelişmemiş bir deri bariyeri, kimyasallara karşı çok hassastır. Erken yaşta yapılan kozmetik işlemler, cildin doğal savunma mekanizmasını bozar. Egzama, akne, kızarıklık ve cilt hassasiyetleri kalıcı hale gelebilir,” dedi.
Özellikle ergenlik öncesi dönemde kız çocuklarında hem hormonal dengesizlik hem de bilinçsiz ürün kullanımı nedeniyle cilt hastalıklarının erken yaşta görüldüğünü belirtti.
Sosyal medyanın baskısı: “Herkes mükemmel görünmek istiyor”
Yalçın, sosyal medyada yaratılan “kusursuz görünüm” kültürünün, gençler üzerinde baskı oluşturduğunu söyledi.
“Artık herkesin amacı bir filtre gibi görünmek. Gençler, tek bir sivilce bile çıkmasın istiyor. Bu durum artık kişilik bozukluğu boyutuna ulaştı. Kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslıyorlar ve hiçbir zaman yeterince güzel olduklarını düşünmüyorlar,” diye konuştu.
Bu durumun yalnızca özgüven kaybına değil, aynı zamanda aşırı kozmetik ürün kullanımına da yol açtığını belirten Yalçın, “Bazı gençler sosyal medya fenomenlerinin önerdiği ürünleri kontrolsüz şekilde kullanıyor. Her cilt tipi farklıdır. Ama gençler bunu bilmeden, sadece taklit ediyor” ifadelerini kullandı.
“Her ürün her cilt tipine uygun değil”
Uzmanlar, özellikle ergenlik döneminde kullanılan kozmetik ürünlerin cilt tipine uygun seçilmesi gerektiğini vurguluyor.
Yalçın, “Kullanıcılar, fenomenlerin tavsiyelerine inanarak çok sayıda ürünü aynı anda kullanıyor. Oysa her ürün aynı etkiyi yaratmaz. Bazı ürünler cildi yağlandırır, bazıları kurutur. Cildi temizlemeden uyumak veya sık ürün değiştirmenin sonucu, cilt bariyerinin çökmesidir” dedi.
Son yıllarda yapılan dermatolojik araştırmalara göre, erişkin yaşlarda görülen akne artışının temel nedenlerinden biri, bu erken dönem bilinçsiz ürün kullanımı.
“Botoks kontrolsüz ellerde tehlikeli bir silaha dönüşüyor”
Prof. Dr. Yalçın, en büyük tehlikenin botoks ve dolgu uygulamalarının yetkisiz kişilerce yapılması olduğunu belirtti.
“Ne yazık ki son dönemde botoks işlemleri estetik merkezlerinden kuaför salonlarına kadar taşındı. Sağlık lisansına sahip olmayan kişiler, sosyal medya reklamlarıyla gençleri bu işlemlere yönlendiriyor. Bu son derece tehlikelidir. Gerçek bir hekim, 15 yaşında bir çocuğa botoks yapmaz,” ifadelerini kullandı.
Yalçın, bu tür kontrolsüz uygulamaların kalıcı sinir hasarı, yüz kası deformasyonu ve alerjik reaksiyon gibi riskler doğurabileceğini vurguladı.
“Ne kadar erken yaptırırsanız o kadar iyi” algısı yanlış
Uzman, gençler arasında yayılan “botoksa erken başlamak kırışıklığı önler” inanışının bilimsel olarak doğru olmadığını söyledi.
“Vücut, botoksu zamanla tanır ve antikor üretmeye başlar. Yani işlem ne kadar erken yapılırsa, ilerleyen yaşlarda o kadar etkisiz hale gelir. 15 yaşında botoks yaptıran bir kişi, 30 yaşına geldiğinde artık bu işlemin faydasını göremez,” dedi.
Bu nedenle, estetik kaygıdan önce doğal cilt bakımının, sağlıklı beslenmenin ve güneş korumasının öncelik haline getirilmesi gerektiğini vurguladı.





