Buca Arena Stadı'na gidenler bilir. Yılın hangi ayında giderseniz gidin, İzmir'den aşağı yukarı 10 derece soğuktur. Ekim'de de gitsen, Haziran'da da üstüne mutlaka uzun kollu-kalın bir şeyler almalısın. Geçtiğimiz cumartesi günü oynanan Bucaspor 1928-Kırşehir Belediyespor karşılaşmasında da aynı ısıran havadan nem kapmamak için itidalli gitmiştim Arena'ya. Stadda da çoktan kışlıklarını hurçtan çıkarıp, kazak-mont giyen insanlara rastgeldim. Bu soğuk havada Buca'dan içimizi ısıtan bir galibiyet beklerken İzmir'deki kötü serisini sonlandıramadı Fırtına. Kırşehir Belediyespor oldukça diri bir takım olarak Tolga Doğantez'in öğrencilerine zorluk çıkardı. Bu sezon açılışı Karşıyaka'dan dolayı 3. lig maçlarından yaptığım için, 2. Lig ekipleri Buca ve Kırşehir'i izleyince özellikle fizik olarak 2 lig arasındaki fark bariz şekilde gözüme çarptı. İki takım da Championship takımları iriliğinde 4'er 5'er oyuncuya sahipti. Özellikle Buca'nın sağ stoperi Onur Özcan, sadece 'sıze'ıyla bile TFF 1. Lig'i rahatlıkla kaldırabilecek bir stoper. Mustafa Seyhan ve Metin Yüksel ikilisini 1. Lig'de herhangi bir takımın orta sahasında görsem yadırgamam; 'aa bunların ne işi var' diye. Ancak Buca'nın üretememesinin en önemli sebeplerinden biri, 4-4-2 sisteminde iki forvet Tunç Murat Behram ve Fuat Gölbaşı'nın benzer özelliklerde olmasıydı. Sırtı dönük oynamayı seven, önüne değil ayağına top isteyen ve pivot özellikleri olan ikili sık sık birbirlerinin pozisyonlarına girdiler, bir türlü kendilerine ya da aralarındaki 4'lüye alan açamadılar. Orta saha 4'lüsünün kenarlarında oynayan Cuma Menize ve Enes Alıç da klasik bir kanat oyuncusu olmadıkları için Buca 3. bölgeye gelince tıkandı kaldı. Geçen sezon 3. Lig'de yürüye yürüye rakipleri dize getiren ve bunu yaparken Oğuz Aydın ve Berke Bıyık gibi çalım ustalarıyla şov yapan Fırtına, bu ikiliyi çok aradı-arıyor. Dakikalar ilerleyip, Buca savunma hattını öne çıkardıkça, geride gedik verdi. Bir kontraatakla da Kırşehir galibiyet golünü attı. Film o dakikadan sonra koptu. Yedek kulübesinin arkasındaki taraftarlar hep bir ağızdan 'Doğantez istifa' tezahüratları yaptı. Doğantez de 'Göreceksiniz Nazilli deplasmanında kazanacağız' diye tribünlere cevap verdi. Anlaşılan Buca takımı, taraftar ile oynamaya henüz alışık değil. Deplasmanda 2 maçta 6 puan toplayıp, Arena'da sadece 1 puanda kalmanın başka izahı olamaz. Pandemi dolayısıyla 1 buçuk sene taraftarsız oynamaya alışan Bucaspor takımı zamanla tribünüyle bütünleşecektir. ALFABE marşıyla futbolcular gaza gelip 3 puan için mücadele edeceklerdir. Saha içinde de özellikle 2 forvetle oynanacaksa yeni Oğuz Aydın bulunması lazım. Yaratıcı oyuncu eksikliğini çözecek 2 oyuncu var. Saruhan Fındıkçı ve Recep Gül. İkisi de son dakikalarda oyuna girdiler ve varlık gösterecek kadar zamanları olmadı. 2 oyuncu 4-4-2 formatında takıma adapte edilebilir, Tunç ve Fuat birbirini yedekleyecek şekilde bir sistem değişikliği olursa, Buca rakip yarı alanda daha çok alan bulabilecek bir yapıya kavuşabilir. Sezon daha yeni başladı ve çok zaman var. Hata yapa yapa, yenile yenile doğruyu bulabilirsin. Yeter ki taraftar, futbolcu ve yönetim birlik olsun ve soğukkanlılıkla hedefe odaklanılsın.