2016'dan ne mi istiyorum? Huzur istiyorum. Barış istiyorum. Açlık, sefalet tüm insanlar için bitsin istiyorum. Adalet istiyorum. Özgürlük istiyorum. Eşitlik istiyorum. Demokrasi istiyorum. Toplumda eğitim kalitesi yükselsin istiyorum. İnsanlar mutlu olsun, anlamsız savaşlarla ölmesin istiyorum. Sağlık istiyorum! Bunlar genel, hemen hemen hepimizin 2016'dan beklentileri biliyorum!
Ama benim isteklerim daha bitmedi. Kentte de köyde de insanca yaşam hakkı istiyorum. Klakson gürültüsü ile sıçramadığım, en güzel uykumdan seyyar satıcı megafonu ile uyandırılmadığım, yaz geceleri bunaltıcı sıcakta eğlence mekanlarının veya sokak düğünlerinin gürültüsü ile uykusuz kalmadığım, yolları yamalı bohça asfalt olmayan, kaldırımı yayalara ait ama otopark sorunu çözülmüş, acil durumlarda itfaiye, ambulans gibi araçların rahatlıkla girebileceği düzenli, temiz, balkonlarında çiçek, sokaklarında çöp kokusu olmayan alt yapısı planlı, her apartmandan anten, her kattan doğalgaz borusu çıkmayan, estetiği olan, mimari yaratıcılığı ve imarın kentsel görünüm kalitesi olan, kat yükseklikleri sokak genişliği ile orantılı, insanların da araçlarında rahatça dolaşım sağladığı, sokakları yap boz tahtasına dönmeyen, mis gibi sokaklarda yaşamak istiyorum.
Ciğerlerime kömür kokusu değil, tertemiz bol oksijenli hava çekmek, kentsel alanlar içinde bu nefesi alabileceğim, çocuklarımızın özgürce koşup oynayabileceği geniş yeşil alanlar, parklar, kent ormanları, koşu, yürüyüş, bisiklet parkurları, engellilerin de düşünüldüğü rekreasyon alanları yaratılsın istiyorum. Trafiğin çözümlendiği, deniz ulaşımından ve metrodan daha fazla, daha yaygın ve hızlı yararlanılan, egzoz emisyonlarının olmadığı, otobüslerinin, vapurlarının pırıl pırıl olduğu, denizi temiz, yüzülebilir, nehir ve dere yataklarının atıklarla dolu olmadığı, sokaklarında çöpler değil çiçeklerin yer aldığı kentler istiyorum.
Kocaman kocaman her semte bir AVM ve rezidanslar yerine NewYork’daki Central Park, Londra’daki Hyde Park benzeri geniş büyük açık alanların, temalı doğa parkların yer aldığı, doğal, tarihi ve kültürel miraslarımızın yıkılıp yok edilmediği, korunduğu, gelecek nesillere aktarıldığı, verimli tarım topraklarının, meraların, zeytinliklerin, ormanların yakılıp yıkılmadığı, aksine korunarak hayvan ve bitki çeşitliliğinin zenginleştirildiği, ekosistemin düşünüldüğü, ekolojik dengenin gözetildiği, longoz ormanlarının, yaylaların, sulak alanların sanayi ve enerji yatırımları nedeniyle yok edilip yakılmadığı vizyon ve misyona sahip yönetsellik istiyorum.
Belediyelere ve devlet dairelerine minimum işimin düşeceği, çünkü birçok işimi internet kanalıyla ama basit ve hızlı halledebileceğim, bürokrasinin azaltıldığı, herkesin işinin kolayca, güleryüzle ve çok çabuk bir şekilde halledildiği, insanların günlük yaşam streslerinin minimuma indirildiği, sabah ayrım yapmaksızın herkesin birbirlerine içtenlikle günaydın dediği, birbirine saygılı, kibar, etik kurallar çerçevesinde davrandığı, ağam paşamı olmayan; Belediye Başkanı, Vali, Milletvekili ve Bakanıyla yürüyüş parkurunda sade vatandaş gibi selamlaşabildiği, insanların geleceğinden kaygı duymadığı, insanları mutlu, refah içinde olan kentler ve yerleşim birimleri istiyorum.
Kısacası; kentsel fiziksel çevrenin iyileştirildiği, daha iyi bir yaşamın olduğu, insanların ve yöneticilerin eğitim, öğretim ve vizyona sahibi olduğu, her kent sakininin kişisel potansiyelleri doğrultusunda istediği sporu yapma hakkına sahip, beden ve ruh sağlığının korunmasına yardımcı çevre ve koşulların sağlandığı, tüm insanların sağlıklı, yerleşik, güzel ve özendirici çevrede yaşama hakkının olduğu, güvenlikli, huzur dolu yaşam alanları istiyorum. Sizce 2016'dan çok şey mi istiyorum?