Son üç günün, 212 ülke totalinde Kovid kökenli ortalama ölüm sayısı 12.826 oldu. Yılın son hafta başında hasta sayısı 81.228.574 idi. İyileşenler de 57.373.497. Toplam ölümler ise 1.773.811. İnsanlık 2020 yılı boyunca bitmek bilmez bir pandemi kabusu yaşadı. Pandemi yükü var diye diğer hastalıklar, savaşlar ve terör yok olmadı elbette. Başlanan aşı çalışmaları ve salgın boyunca görülen küresel dayanışma ruhu, artık güzelliklere ve mutluluğa yönelmenin zamanın geldiğini müjdeliyor. Hayatımızda Kovid-19’un yarattığı boşluk ve uçurumlar ile mücadele için hepimize yeni ilham ve esin perileri getirecek yeni yıl.
İnsanlık tarihinden bu yılı çıkaramasak da yeni yılın heyecanını tüm bünyemizde hissetmekteyiz.
Küresel sağlık krizinin odağında olduğu bir psikososyo-ekonomik kaosu geride bırakırken elbette önce siyasal ve toplumsal yaşama büyük bir belirsizliğin hakim olacağı bir ara ve hemen arkasından da tüm sektörlerin büyümede zirve yapacağı kontrolsüz bir canlanmanın olacağını düşünüyorum..
Sosyokültürel perspektifte iki önemli gelişme benim için güzel ve ilginç birer tespit oldu: Artık herkes bilim adamlarına kulak vermekte, gerek ülkemizde gerekse dünyada, her gün bilim adamları ya da seçkin teknokratların yapacağı açıklamalara konsantre olundu. Bu durum da özlediğimiz ve bilimin referans olduğu bir dünyanın müjdecisi. Bir diğeri de haklı olarak Connecticut Üniversitesi Yapay Zeka, Zihin ve Toplum Grubu Direktörü Susan Schneider’ın da vurguladığı gibi 'birçok sektörde online çalışılmasının mümkün olduğu bir altyapının yaşayarak görülmesi' gerçeği. Öyle ya, çalışanlarının her gün evle iş arasında gidip gelirken yolculukta bir iki saat mutsuzlukla harcamasının çok da gerekli olmadığını öğrendik.
Herhalde şubat sonundan itibaren pandemi sonrasının ekonomik ve siyasi durum tespiti ile modelin değişiklikleri ve güncellenmelerinin gerekeceği birkaç aylık bir dönem yaşayacağız. Nanometrelik ölçülerdeki bir virüsün devasa sistemleri tarumar etmesi ya da farklı bir bakışla kurduğumuz sistemlerin korunamaması yeterince dehşet verici bir ders oldu. Lokal mikro olası pandemi odakların erken ve etkin bir eylem planı kapsamında hızla ele alınıp problemin kaynağında yok edilmesinin önemi açığa çıktı. Herkes, ülkelerinin zenginliği ile salgından kurtulunmadığını ve fakir ülkeler ile aynı teknede bulunulduğunun farkına bir kez daha vardı. Kaçacak hiçbir yer yoktu. Refahın daha adil dağıtıldığı demokratik bir dünyaya doğru her zamandan daha fazla umut söz konusu artık. Evet değişim çok hızlı olmayacak ama bugüne kadar hayata geçmesini imkansız gördüğümüz politikalar ve uygulamalar, daha kolay ve işbirliği zemininde hayat bulacaktır. Sağlığın bir kamu hizmeti kapsamında herkese eşit ve adil sunulduğu, evrensel temel gelir düzeylerinin küresel bir fon düzleminde tanımlandığı, zenginlerden çok daha yüksek gelir vergiler alınarak eşitsizliklerin önlendiği ve genel olarak gezegenimizdeki kuzey-güney arasındaki makasın daraltıldığı bir dünyaya evrileceğiz.
Mekanik ilişkiler ile devasa alışveriş merkezlerinin ‘out’, açık ve yeşil alanlarda daha sosyal yaşam biçimlerinin ‘in’ olduğu bir hayat bizi bekliyor. Son 9 aydır ekonomik faaliyetlerin azalması sonucunda küresel sera gazı emisyonlarında yüzde 16'lık bir düşüş bile kayda değer bir gelişme. Ülkeler arasındaki zayıf dayanışmanın yerine kıtalararası işbirliğinin katlanarak arttığı bir dünya kapıda..
Küresel iklim değişiklikleri ile mücadele, habitat daralmasının ortadan kaldırılması herkesin radarında. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini hatırlıyor musunuz? Herkesin doğumuyla birlikte eşit haklarının olduğu ve zenginliğin adil dağıtıldığı alt maddelerini! Hani “Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir” der... Bu düşleri gerçekleştirmek mümkün artık..
Pandemi sonrası için kötümser senaryolar dahilinde ifade edilen milliyetçiliğin yükselmesi, ekonomik krizin sosyal buhranlara yol açacağı korkularını dağıtmanın zamanı geldi. Elbette, geleceği öngörmek her zaman kolay değil. Postpandemi döneminde her türlü trend ve veriyi analiz edip olası tüm senaryoları gözden geçirdiğimizde, insanlık tarihi pandemi zamanlarının karanlığını yaşasa da, 2021 yılında güzel bir dünyanın inşa edildiğini hep beraber göreceğiz.