Zaman tuhaf bir kavram… Bazen dakikalar bir ömür kadar uzun gelir insana, bazense saatler saniye gibi hızlı akar. Zaman algımız keyifli ve mutluyken başkadır; karanlık ve acı anlarda başka.
Mesela 6 dakika… Dövülerek, acımasızca öldürülmek için kısa bir süre midir, yoksa uzun mu?
Tekmelene tekmelene; etin delindiği, kemiklerin kırıldığı ve organların parçalandığı 6 dakika, acaba bu işkenceye maruz kalan için ne kadar sürer?
İstanbul Küçükçekmece'de hali vakti yerinde insanların oturduğu bir sitedeki kedi, İbrahim Keloğlan adlı site sakini tarafından dövülerek öldürüldü.
Kedi, site sakinlerinin baktığı bir can. Adı Eros. Suçu soğuktan kaçmak için binaya sığınmış olmak.
Olay 1 Ocak 2024’te sabaha karşı yaşanmış. İçerideki kamera görüntüleri ortaya çıkınca site sakinleri şikayetçi olmuşlar.
Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada İbrahim Keloğlan adlı kedi katili, suçlu bulunarak ‘1 yıl 6 ay’cık ceza aldı. Ancak mahkeme iyi hal indirimi uygulayarak cezayı 3 ay daha indirdi ve hükmün açıklamasını geri bıraktı. Yani bu adam serbest kaldı.
*
“İyi hal” indiriminin gerekçesi şöyle: Kişilik özelliklerinin olumlu bulunması, işlediği suçun geleceğini olumsuz etkilememesi ve tekrar suç işlemeyeceğine kanaat getirilmiş olması!
Olaya hızlıca geri dönelim…
İbrahim Keloğlan asansörde kedi görüyor… Saldırıyor. Kedi asansörden kaçıyor ama o peşinden gidiyor. Hayvancağızı köşeye sıkıştırıyor, kaçamasın diye kapıları kapatıyor. Kedicik yalvarır gözlerle bakıyor celladına “Ne olur vurma” diye… İçinde az biraz merhamet ve iyilik olsa zaten bırakır ama o erdemlerin kırıntısı yok.
Döve döve, kanını akıtıp öldürene kadar bırakmıyor kediyi.
Normalde ben bu tip olayları detaylı yazmam. İçim elvermez. Ama bu kez yazıyorum ki, olayı bilmeyen, kamera görüntülerini izlemeyenler nasıl bir insandan bahsettiğimizi anlasın.
İşte bunları yapan adama iyi hal indirimi verilmiş!
Kadınlara, çocuklara, güçsüzlere, hayvanlara şiddet uygulayanlar, tecavüz edenler, öldürenler… Bu tip canilerin hiçbiri iyi hal indirimi almamalı. ALAMAMALI!
Mahkemede ne giydiklerinin, sözde pişmanlıklarının hiçbir değeri olmamalı.
*
Bu olayın sosyal medyaya yansıması ile Türkiye ayağa kalktı. #İbrahimKeloğlantutuklansın etiketi gündem olurken, ünlü isimlerden de kedi katiline tepki yağdı. Vatandaşlar Adalet Bakanlığı’nı ve İçişleri Bakanlığı’nı göreve çağırdı. Tepkiler bu kadar yoğun olunca Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Keloğlan'a verilen hapis cezasının ertelenmesine itiraz etti. Olayla ilgili şu ana kadarki tek iyi gelişme bu!
Şu da var ki; biz ne kadar tepki göstersek de 5199 sayılı yasada hayvan katilleri için 2 yıla kadar olan hapis cezası maddesideğişmeden ve bu tip suçlarda iyi hal uygulaması kalkmadan adaletyerini bulamayacak!
Site sakinleri eylem yaptı: Burada katil istemiyoruz
İstanbul Küçükçekmece’de bir kedinin vahşice öldürülmesi site sakinlerini isyan ettirdi. Vatandaşlar sitenin kedisi Eros’u işkence ederek öldüren İbrahim Keloğlan’ı protesto etti. Site bahçesinde toplanan kalabalık “Sitede katil istemiyoruz” sloganları atarken, sitedeki binalarda protesto amaçlı ışıklar açıp kapatıldı. Bugün kediyi öldürenin yarın başka hayvanlara ve insanlara da şiddet uygulayabileceğini ifade eden site sakinleri adaletin yerini bulmasını talep ederken, İbrahim Keloğlan’ı ise sitede istemediklerini söyledi.
DÜNYADAN BİHABER
Önlem alınmazsa göçmen türlerin yok olması kaçınılmaz
Dünya genelinde göçmen türler giderek azalıyor. Birleşmiş Milletler Göçmen Türlerin Korunması Sözleşmesi tarafından hazırlanan ilk stok envanterine göre, sözleşmenin takip ettiği 1.189 türün neredeyse yarısına (%44) ait popülasyonların azaldığı belirlendi. Göçmen balık türlerinin ise %90'ının nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
Yiyecek, üreme ve barınma gibi amaçlarla göç eden türlerin korunabilmesi için güvenli rota, dinlenme alanları ve elverişli varış noktaları gerekiyor. Oysa ki bu üç kriter de artık yeterince karşılanamıyor. Habitat kayıpları, aşırı avlanma gibi insan kaynaklı tehditler nedeniyle göçmen türler yok oluyor.
Rapor ülkeler arası göçün giderek zorlaştığını gösteriyor. Birkaç tür tarımdan ve yapay sulak alanlardan büyük ölçüde yararlanırken, çok daha fazlası ise ciddi şekilde zarar görüyor. Buna ek olarak ışık kirliliği, yol ve barajlar, yapılaşma, iklim değişikliği gibi unsurlar da ayrıca tehdit oluşturuyor.
Bir zamanlar sayıları milyarları bulan ama 100 yıl içinde nesli tükenene kadar avlanan yolcu güvercini gibi türler artık yok. Öte yandan okyanus köpekbalığı ve vatoz popülasyonları 1970'ten bu yana %71 oranında düştü; bu da balıkçılık baskısında 18 kat artışa denk geliyor.
Göçmen türlerin korunmasının tek yolunun ülkelerarası yapılacak anlaşmalarla avcılık başta olmak üzere tüm tehditlerin ortadan kaldırılması olduğubelirtiliyor.
BİZİM GEZEGEN
FAO’nun yeni projesi tarımı kalkındırırken çevreyi iyileştirecek
Küresel Çevre Fonu (GEF), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) liderliğinde sürdürülecek ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 46 ülkeye fayda sağlayacak yeni proje ve programları onayladı. Buna göre FAO, çevre, tarım, ormancılık ve deniz/tatlı su kaynaklarının kesişimindeki zorlukları ele alan 48 proje ve üç programa liderlik edecek.
Sürdürülebilir bir tarım-gıda sistemi dönüşümünü teşvik etmede önemli bir rol oynayacak olan yaklaşık 2,9 milyar dolar değerindeki projenin hedefi; açlığı sona erdirmek ve çevreyi korumak olarak bildirildi. Dünya çapında beş farklı bölgede 4,2 milyon kişiye fayda sağlayan girişimler, 474.000 hektardan fazla araziyi restore edecek. Projelerle 24 milyon hektarın üzerinde kara ve deniz habitatına ilişkin uygulamaların iyileştirilmesi; karada ve denizde 2 milyon hektarın üzerinde korunan alanın oluşturulması ve yönetiminin iyileştirilmesi; 133 milyon metrik ton sera gazı emisyonunun azaltılması; 202 metrik ton tehlikeli tarım kimyasalının ortadan kaldırılması mümkün olacak.
FAO Türkiye’yi de kapsayan 22 ülkede ‘Ulusal Gıda Sistemleri Dönüşüm Yolları’nı veya hükümet öncülüğündeki diğer çerçeveleri desteklemek veya ‘Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi ve Paris Anlaşması’ gibi çevresel taahhütleri karşılamak için projeler uygulayacak.
KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
“Şüphesiz ki eğer hayvanların dini olsaydı, şeytanı insan şeklinde hayal ederlerdi.”
– William Ralph Inge
