Almanya genel seçimlere gidiyor.Tabii ki Dünya ve Avrupa için önemli bir olay çünkü Dünyanın üçüncü Avrupa'nın da en büyük ekonomisi söz konusu.Olaf Scholz'un başkanlığında ve SPD/Sosyal Demokrat Parti),FDP(Hür Demokrat Parti ve Yeşillerden oluşan koalisyon üç ay önce çökmüştü, nedeni de temeldeki ideolojik sorunların artık sürdürülemez hale gelmesi idi.

Doğrusu Almanya Merkel sonrası bir tür minimal siyasi istikrarsızlık halinde!..Merkel,politik yaşamının rehberi olan Helmut Kohl gibi son derece karizmatik bir siyasetçi olarak,Kohl hükümetlerinde uzlaşmacı ve çözüm odaklı kişiliği ile parlak bakanlık görevlerini yerine getirirken , bir bağış yolsuzluğu nedeni ile, Şansölyesi Helmut Kohl için ,Frankfurter Allgemeine için yazdığı bir başyazı ile istifasını istemekten geri kalmamıştı.Nihayetinde de  bu siyasi etik duruşu, Merkel'i, önce parti sekreterliğine sonra da sosyal demokratların efsanevi lideri Gerhard Schröder'i yüzde birden daha az bir farkla yenerek Sosyal Demokratların liderliğine dolayısı ile de Almanya Şansölyeliğine yükseltmişti.Daha sonraları Merkel için aklıselim Almanlar, ''Helmut Kohl Doğu ve Batı Almanya'yı birleştirdi, Merkel ise iki Almanya'yı kaynaştırdı' demekten kendilerini alamadılar.

Böyle bir liderlik sonrası siyasette tutunmak oldukça zor elbette.Göç gibi sosyal, ama daha çok her sene küçülen iş gücü ve artan enerji maliyetleri sarmalındaki vahim ekonomik sorunlarla baş etmeye çalışan Almanya, sorunlarının çözümü için şu adayları değerlendiriyor:

Görevden ayrılan Olaf Scholz, SPD'nin başında. Kamuoyu yoklamalarında artık üçüncü sırada. Halbuki 2021 yılında yapılan seçimlerde %25'e yakın oy alarak birinci parti olmuştu. Scholz, dört yılda popüleritesinden çok şey kaybetti,asgari ücreti saat başına 12. 41 euro'dan 15 euro'ya yükseltmek ya da gelir vergisini düşürmek ya da kamu yatırımlarını arttırmak gibi politikaları dillendiriyor olmak, Scholz'u eski güçüne kavuşturacak gibi durmuyor!

Friedrich Merz ise CDU'nun lideri. Hristiyan Demokrat Birlik, bu seçimlerde önde gözüküyor. Yüzde otuzun üzerinde bir oy alacağı dolayısı ile de Şönsölye koltuğuna oturacağı düşünülüyor. Ekonomide yeniden yapılanma, göç politikalarında köklü değişiklikler ve orduda reform politikalarını dillendiriyorlar ve şimdilikte Alman seçmeninde bir karşılık bulmuş gibiler. Finans ve bankacılık kariyerinden gelen Merz, zamanında Merkel'e karşı parti başkanlığı için de mücadele etmişti.Ekonomi vizyonu olarak kaleme aldığı 'gündem 2030' metni, seçim döneminde en çok tartışılan konu halinde idi ve rakipleri tarafından bile pek fazla eleştirilecek tarafı bulunmayan sağlam bir manifesto olarak değerlendirildi. Öbür yandan son yıllarda Suriye ve Afganistan gibi ülkelerden gelen göçmenlerin sınır dışı edilmesi ve bunlar arasında vatandaşlığa kabul edilmiş olanların bir suç işlemeleri halinde vatandaşlık süreçlerinin iptali gibi halihazırda Avrupa Birliği politikalarına aykırı vaatleri de sözkonusu. Ancak bunlar ve ek olarak ülkenin uluslararası arenada daha güçlü olacağı politikalar üretme vaatleri, Alman seçmenini cezbediyor,hiç kuşkusuz....

Alice Weidei ise seçimin en popüler lideri. Bu kısmen 'milliyetçi' söylemlerine kısmen de yeni ABD Başkanı Trump 'ın prensi Elon Musk ile kurduğu sıradışı ilişkiye borçlu.Göç politikaları konusunda en sert söylemlere sahip.Hatta sınırları göçe karşı,aynen ABD'nin Meksika sınırı  uygulamaları gibi tamamen kapatılmasını bile dillendirdi. Öbür yandan Kremlin ile sıkı bağlar içinde ve Ukrayna'ya askeri ve ekonomik yardımların kesilmesini talep ediyor. An itibari ile partisi AfD, en çok oy alan üçüncü parti olacak gibi görünüyor ve tahmin edilen oran % 20 seviyelerinde! 

Bu seçimlerde,Almanya'da koalisyonlarda hep kritik pozisyonlarda var olmuş olan Yeşiller ise Robert Habeck başkanlığında bildik politikalarını savunuyor ve kamuoyu yoklamalarında ilk dört parti arasında yer alıyor. Onların gündeminde de ülkenin alt yapısını çevreci politikalar eşliğinde revize etmek ve iklim nötrlüğü odaklı ekonomik reformlar var.

Ayrıca,Scholz kabinesinin Ekonomi Bakanı ve FDP'nin lideri Cristian Lindler ile Sol İttifak BSW lideri Sahra Wagenknecht de seçimde boy gösterek adaylardan. Onların %3-6 oranında oy alabileceği tahmin ediliyor.

Sonuçta, bu adaylar arasında,  bir lokomotif olarak Avrupa'yı  yeniden yapılandıracak bir Almanya için karizmatik liderlik potansiyelinde bir lider olmasa da umut kesilmez diyelim!