Süper Lig ve TFF 1. Lig’e verilen yaklaşık 2 haftalık aranın ardından futbolda heyecan kaldığı yerden devam etti. Bazı takımlara ara yaradı, yaralarını sardı. Kimi kulüplerin ise yakaladığı hava, ara sonrası kesildi. Altınordu ise 14 günlük arada eksiklerini tamamlayamayanlar grubunda gözüküyor. Camia olarak oldukça karışık Bursaspor karşısında sahadan 1-0 yenik ayrılan kırmızı lacivertliler, rakibini yense büyük bir kaosa sürükleyecekken, yeni transferlerine rağmen galibiyete ulaşamadı. Aslında 3 maçlık galibiyet serisi aldığı 14-24 Aralık tarihleri arasında müthiş bir form yakalanmıştı. O dönemde de bir ara olmuş ve bir türlü toparlanamamıştı Hüseyin Eroğlu’nun takımı. İkinci arada da galibiyete ulaşacak denklemi kuramadı Altınordu. TFF 1. Lig’de kendisi gibi genç oyuncular sahaya süren ender takımlardan biri olan Bursaspor karşısında en etkili pozisyonunu maalesef 90 artı 4. dakikada üretti Altınordu. Devre arasında 2 forvetini kaybettiği için santrforsuz bir takımla karşılaştı Şeytanlar. Mecburen Alaskarov’u en ileri uçta oynattılar ve faydalı da oldu Azeri oyuncu. Evet Altınordu’nun 1 gol kalesinde görmesi anormal bir durum değil ama ligin en zayıf takımlarından birine karşı maçı çevirecek varyasyonları yaratabilirdi. Yıllar geçtikçe, farklı mevkilerde oynadıkça forvet meziyetleri körelen Hüsamettin Yener, Bursa karşısında santrfor pozisyonunda çok sırıttı. Ne duvar olabildi takım arkadaşlarına ne de ceza sahası içinde etkinlik yaratabildi. Eğer oynayacaksa kariyerine bundan sonra kanat olarak devam etmesi en hayırlısı. Eğer bir sakatlığı yoksa bu takımın birinci forveti Ahmet Dereli olmalı ve transfer döneminin bitmesine 1 gün kala mutlaka hücumcu almalı Şeytanlar. Çünkü Enis Destan’ın da gitmesiyle, koca ikinci yarı tek bir forvet(Ahmet Dereli) ile geçmez. Tabi Altınordu, alameti farikası olan altyapıdan yeni bir forvet çıkarmayı planlamıyorsa.
VOLKAN DİNLENDİRİLMELİ
Bir ayrı paragraf da Emircan Gürlük’e açmak lazım. Oyuncuyu Hüseyin Hoca’dan daha iyi tanımamız tabi ki mümkün değil ama bu çocuk sol açıkta çok daha etkili ve Bursa maçında oyundan çıkana kadar 50 dakika sağ kanatta hapsoldu. Çünkü Emircan sağ ayağıyla sol kanattan içe kat edip hücuma çeşitlilik katıyor. Çalım atabiliyor. Derin pasları kullanıyor. Tıpkı son kazanılan Boluspor maçında 85. dakikada oyuna girip sol yakın pozisyondan orta göbeğe çalımlarla ilerleyip, kısa sürede asistin asistini yaparak galibiyeti getiren golü hazırlaması gibi. Nasıl TFF 1. Lig’de geçen senenin tartışmasız en iyi teknik direktörü Hüseyin Eroğlu ise, bir anda 3-5-2 formatına dönüp tüm rakiplerini afallatıp Play Off finaline kadar yürüdüyse, yine bir dokunuşla bu takımı diriltmek zorunda. İlk yarının temel taşları sağ bek Furkan Metin, orta saha Muzaffer Kocaer ve santrforda Ahmet Dereli’nin üzerinden takımı kurup çıkışa başlaması gerek. Ve Ahmet İlhan ve Recep Aydın gibi iki deneyimli oyuncuyu yeniden kazanmalı. Bir de Volkan Fındıklı’nın durumu kritik. Sezonun ilk yarısında stoperde en çok sırıtan oyuncuydu. Evet iyi niyetli ancak ikili savunmada çok fazla hata yaptı. Bursaspor karşılaşmasında da, top Altınordu’da iken orta saha gibi oynadı. Top rakipteyken iki stoperin arasına girip defansı üçledi. Bu mobillik onu biraz yordu ve 90 dakikayı zor çıkardı. Deneyimli futbolcunun en az 1-2 maç dinlendirilmesi ve oynayacaksa üçlü savunmanın merkezinde oyun kurucu olarak oynaması hem kendisi için hem de takım için en makbulü sanki. Ve geçen sezonun yükselen yıldızı Yusuf Can Esendemir de artık rotasyona dahil edilmeli. Onun çok yönlü, savunmadan özgüvenle çıkışlarını özledik. Altınordu her sezon olduğu gibi geç form tutacak. Ve yine bir galibiyet serisine başlayacak. Bakalım ne zaman start düğmesine basacak bekleyip göreceğiz.