Ülkenin siyaset gündeminde yaşanan rezilliklerle meşgul olurken bir darbe de magazin dünyasından geldi.
Murat Başoğlu'nun abisinin kızıyla bir teknede cinsel ilişkiye girme görüntüleri toplumun her kesimini son derece rahatsız etti.
Kolay kolay ahlak, namus bekçiliğine soyunmayan, insanların özel hayatına, hele hele cinsel hayatına müdahaleyi ayıp sayanlar bile bu işe kaş çatmadan duramadı.
Murat'ı çok uzun yıllardır tanırım. Daha ilk evliliğinden beri... Kendisinden bir hayli büyük, çocuk sahibi, yönetmen Deniz Akel'le evlenmişti ve o zaman genç aklımızla birbirine görsel olarak hiç uymayan bu çiftin dedikodusunu çok yapardık, itiraf ediyorum.
O zamanlar 20'li yaşlarının ortasında gencecik bir adamdı.
Mankenlikten terfi etmenin, İstanbul'da kaybolmadan 'yırtmanın' yollarını arayan genç bir adam.
Bunu başardı da... Hem yaptığı evliliklerin hem de kurduğu dostlukların çok faydasını gördü.
Amacına ulaştı.
Seveni de sevmeyeni de oldu.
Açıkçası ben seven tarafındaydım. Bir araya geldiğimiz zamanlar hiçbir taşkınlığını, saygısızlığını, rahatsız edici davranışını görmedim. Neşeli, eğlenceli, güleryüzlü, biraz da rahat, geniş, şeytan tüyüne sahip bir adam.
Ayrıca eski eşim dahil kendisini seven ortak dostlarımızın sayısı bir hayli fazladır. Çocukluk arkadaşları... Bazı insanları en sevdiklerin sevdiği için de seversin ya, işte yaklaşık 20 yıldır Murat'a hep bu gözle baktım.
***
Ama bu yaptığı gerçekten artık rahatlığın/genişliğin sınırlarını yıktı geçti.
Eşlerine sadık bir adam olmadığını her zaman herkes biliyor görüyordu, huyu bu, kimse değiştiremez.
Ama dünyada kadın mı kalmadı? Öz yeğen ne demektir?
Peki ya o yeğene ne demeli?
Amcandan başka adam mı kalmadı Burcu Başoğlu?
Bu ne kirli bir entrika yumağıdır?
Peki gelelim her şeyi bildiği ve bu çirkin ilişkinin bizzat ortasında olduğu iddia edilen Murat'ın eşi Hande Barmek'e...
İlk açıklaması neydi Hande'nin?: “Bu tecrübeyi sevgiyle kucaklıyorum!”
Dedi ve herkesi kendine güldürdü.
Yaşam koçluğu adı altında ezberlenmiş bir kaç cümleyle soytarılık üzerinden para kazanan bazı insanlar, işte böyle Hande gibileri fena kandırıyorlar: “Evren başına ne getirdiyse bunu sevgiyle kucakla, içselleştir ve tekrar balona koy göğe sal” gibi abuk sabuk telkinlerle insanları paralarıyla rezil ediyorlar.
***
Bence bu üçlü artık sonsuza kadar sussun, açıklama falan yapmasın.
Konuştukça batıyorlar. Özellikle Murat Başoğlu... Rezil olmanın yanında bir de gülünç olmayı ekliyor, her ağzını açışında.
Özellikle cinsel hayat veya aşk konusunda kimsenin kimseye ahkam kesme, ders verme, namus bekçiliğine soyunma gibi bir hakkı olamaz.
Dört duvar arasında yaşananlar iki yetişkinin rızası olduğu sürece kimseyi ilgilendirmez.
Ama işin içine pedofili, zoofili, nekrofili veya bu olayda olduğu gibi ensest girmişse de kimse kusura bakmasın toplum vicdanı bu kadar rahat kaşınamaz.
Bu tür sapkınlıkları normalleştirmeye çalışanlara gün doğar.
Allah herkese akıl fikir versin, diyecek de başka bir söz yok zaten...