İletişim, basit tabiriyle iki taraf arasında bilgi, duygu, düşünce aktarımı anlamına geliyor. Sözlükte iletişim kelimesinin karşılığına baktığımızda; genelde hep kişiler arasında gerçekleşen bir eylem olarak tanımlandığını görüyoruz. Oysaki daha geniş çerçevede iletişim kavramı tüm canlılar arasında süregelen bir etkileşim halini anlatır.
İletişimin asıl amacı birbirini anlayabilmektir. Biz insanlar beyin kapasitesi gelişmiş canlılar olarak, daha iyi iletişim kurabilmek için dil ve yazı gibi temel iletişim araçlarını icat etmişiz.
Ama gelgelelim mükemmel iletişim araçlarımıza rağmen hala doğru dürüst anlaşmakta zorlanıyoruz. Ya da belki de birbirimizi anlamak istemiyoruzdur, kim bilir.
*
İnsanlarla iletişim zaman zaman zor olabiliyor. Tam da bu nedenle, ortak bir dilimiz olmasa da bazen hayvanlarla anlaşmanın daha kolay olduğunu düşünüyorum.
Çünkü onlarla basitlik ve sadelik içeren bir etkileşim söz konusu. Karmaşık bir ilişki yok ortada. Örneğin bir hayvanla, insanlara özgü yargılanma, yanlış anlaşılma gibi korkular, takıntılar, ego, çıkar, aşırı beklenti gibi tutumlardan uzak bir şekilde iletişim kurabiliyorsunuz.
Kediler ve köpekler insanların en rahat anlaşabildikleri ve en derin iletişim kurabildikleri hayvanlar. Ama biraz zaman tanıdığınızda tüm hayvanlarda yüksek bir iletişim potansiyelinin mevcut olduğunu farkediyorsunuz.
*
Son birkaç aydır balkonumuza gelen kuşlarla birbirimize iyiden iyiye ısındık. Bizim balkona eskiden çekinerek konuyorlardı ama artık bizden zarar gelmediğini anladılar.
İletişim kurdukça kuşlarla ilgili de farklı şeyler öğreniyorsunuz.
Mesela güvercinler fazlasıyla alan koruması yapıyor. Karınları açsa kendileri ve eşleri dışında diğer kuşların balkona girişi yasak! Çok aç değillerse serçelere müsaade var.
Kumrular son derece naif ve anlayışlı… “Kumrular gibi” sözünün hakkını verircesine çift olarak birbirlerine çok düşkünler. Güvercinler varsa yemek sırasını sabırla bekliyorlar. Serçelerle birlikte yemeklerini paylaşmaktan asla gocunmuyorlar.
Serçeler son derece oyuncu ve gruplar halinde sosyalleşmekten hoşlanıyorlar. Bir serçe balkonda yemek varsa mutlaka diğer arkadaşlarını da çağırıyor.
İnsanlarla iletişime en açık ve korkusuz olanlar bence kumrular. Balkonda otururken bize bir metreden daha fazla yaklaşıp, karınlarının aç olduğunu pek de güzel anlatıyorlar.
Güvercinler yemek saatini ilk öğrenenler. Sabah en geç 10:00’da balkondalar. Geciktiğimizde pencereden veya balkon kapısının önünden içeriye bakıp, kanat çırpıp, bir ileri bir geri yürüyüp “biz geldik” diyorlar.
Hatta geçtiğimiz günlerde yemek saatini biraz fazla geçirdiğimiz için, kuşların taslarını ters çevirip, balkon kapısının önüne kadar itelediklerini görünce hayret ettik. “Tabak boş, saat kaç oldu. Neredesiniz?” demenin harika bir yolu!
Onları izlemek, karınları doyduğunda çıkardıkları keyifli sesleri dinlemek bizi de mutlu ediyor. Üstelik evde bayat ekmek, tencerenin dibinde kalmış bulgur, pilav gibi gıdalar da çöpe gitmiyor. Bir avuç yiyecek onlarca canı doyurabiliyor.
Kimi Takip Etsek?
Hayvan haklarına yönelik platformların sosyal medya hesaplarını paylaşmaya bu hafta da devam edelim. Dünya çapında ses getiren eylemleriyle tanınan PETA, Twitter’da takip edebileceğiniz hesaplardan biri… PETA, hayvan hakkı ihlalleri ile ilgili haberlerle sosyal medyada farkındalık oluşturmaya çalışıyor.
Haftanın Karesi
İki tane dünya tatlısı golden retriever ile renk renk, aşırı sevimli muhabbet kuşlarından oluşan bu süper arkadaş grubuna kim katılmak istemez ki?
Fotoğraf: Bob & Marley Golden Retriever/IG
Güzeller güzeli tekir kıza yuva
Bu dünya güzeli ufaklık araba motorundan sağ kurtarıldı. Tekir kız henüz 4 haftalık. İç-dış parazit aşıları yapıldı. 3 ay sonra onu bulan gönüllüler tarafından kısırlaştırması yapılacak. Narlıdere’de yeni ailesini bekleyen bu minik prenses gideceği evin neşesi olacak. Tel: 0533 327 58 12
Barınağa terk edilen bu can çok mutsuz
O pet-shoptan satın alınan cins bir köpek. İyi huylu, güzeller güzeli bir dişi. Kendi cinsi ile çiftleşmediği için doğacak bebekleri melez olacak diye Işıkkent Barınağı’na terk edildi. Burada o kadar mutsuz ki, fazla yemek bile yemiyor. İki aydır kafeslerin ardında bekliyor. Onu kim kurtarır? Tel: 0232 293 46 51
Yakışıklı terier oğlan çok uslu ve uyumlu
Küçük ırk, yakışıklı terier oğlan son derece uslu, uyumlu, akıllı bir can. 1 yaşındaki bu oğlanın gereksiz havlaması yok, tokgözlü, kedi ve köpeklerle uyumlu, tuvalet eğitimi var, arabayla seyahate alışkın. Yaralı bulunup tedavi edilen, kısırlaştırılan, çipi takılan bu cana acil yuva. Whatsapp: 0530 353 00 87
İthal ettiğimiz atıkları dönüştüremiyoruz
Türkiye’nin atık ithalatında Avrupa’nın çöplüğüne dönüşmesi gündemdeki yerini koruyor. Avrupa İstatistik Kurumu (Eurostat) verilerine göre; Türkiye 2019’da 580 bin ton, 2020’de 660 bin ton, 2021’de 580 bin ton Avrupa’dan atık ithal etti. Plastik ithalatında Avrupa birincisi olan Türkiye’nin geri dönüşüm karnesi ise kırık. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre Türkiye’nin geri dönüşüm oranı sadece yüzde 12. Türkiye ithal ettiği 580 bin ton atıkla, Avrupa’nın atık ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu alıyor. Daha önce Greenpeace, Birleşik Krallık’tan Türkiye’ye gönderilen plastik atıkların yüksek derecede zehirli kimyasal oluşturduğu belirten bir rapor da yayımlamıştı. Çevreciler bu konuda bir an önce harekete geçilmesi konusunda uyarılarını yineliyor.
Sosyal Medyadan İnciler: Stresi yok etme listesi
Stres maalesef günümüzün en yaygın problemlerinden biri… Ekonomi, sağlık, iş/kariyer derken hayatımızdaki hemen her şey bize stres olarak geri dönebiliyor. Strese bağlı hastalıklar ile depresyon, kaygı/anksiyete bozuklukları gibi psikolojik rahatsızlıklar artıyor. Uzmanlar stresten mümkün olabildiğince uzak durulmasını tavsiye ediyor.
Stresten uzak durmak kolay olmasa da stresi azaltmaya yardımcı olacak bazı pratik tavsiyeler mevcut. Sosyal medyada da bu hafta dikkat çeken paylaşımlardan birini tam da bu konuyla ilgili Prof. Dr. Osman Müftüoğlu yapmış. Müftüoğlu takipçileriyle bir liste paylaşmış. Liste aslında GelişimDoktoru adlı bir hesaba ait. Ama Müftüoğlu sayesinde mesaj daha geniş kitlelere ulaştı.
“Strese neler/ne kadar iyi gelir?” başlıklı listenin en tepesinde bir evcil hayvan sahiplenmek var. Listenin iddiasına göre evcil hayvanlar stresimizin %78’ini alıp götürüyor. İkinci sırada %68 ile kitap okumak, üçüncü sırada da %62 ile müzik dinlemek var.
Evde evcil hayvan beslemenin insanların ruh halini ve hatta genel sağlık durumunu düzeltmeye yardımcı olduğuna yönelik onlarca bilimsel araştırma mevcut. Zaten evcil hayvan sahipleri de bunun doğruluğunu mutlaka onaylar.
Müftüoğlu paylaşımında listenin sonlarında bulunan huzurlu güzel bir yürüyüşü tavsiye etmiş… Şöyle diyor Prof. Müftüoğlu: “Stres mühim mesele… Stres özellikle kronik hastalıkların bir numaralı sebebidir. Stresle mücadelede yukarıda yazılı harika tavsiyelerin tamamı geçerlidir. Ama en etkili olanı ve bu listede maalesef etkisi önemsenmeyeni ve küçük tutulanı her gün tekrarlanan, huzurlu keyifli ve tempolu yürüyüşlerdir.”
Yani hem listeyi hem de Müftüoğlu’nun önerisini birleştirirsek; bir evcil hayvanınız varsa ve her gün ağaçları, çiçekleri veya denizi görebileceğiniz güzel bir yürüyüş yapıyorsanız stresiniz büyük oranda azalacak.
Hazır yeri gelmişken bir kez daha söyleyelim: Barınaklar ve sokaklar güzel bir hayatı hak eden ve size de güzellikler sunacak olan patilli dostlarla dolu… #SatınAlmaSahiplen