İnsanlar sokakta votka döküyor! Bazı marketler Ruslara hizmet vermeyeceğini deklare etti! Ya da Rusya'da üretilen malları ithal edilmesini men ettiler! BMW ve Vokswagen, Rusya'daki üretim bantlarını durdurdu!
Bir pastane Rus pastası ismini değiştirdi! Münih Filormoni de Rus şefinin işine son verdi, gerekçesi Putin’i kınamaması... Valery Gergiev, yaşadığımız yüzyılın Rus opera repertuarındaki yorumcuların en önde geleni…
Yeni Başbakan Schultz, Rusların Ukrayna istilası ile dünyada yeni bir dönem başladığı düşüncesi ile Almanya’da zorunlu askerliği tartışmaya açtıklarını ve şimdiden savunma bütçesini 100 milyar euro arttıracaklarını ifade etti. Nisan seçimlerinin telaşındaki Macron şimdilik sessiz. Boris Johnson ise Rusların Avrupa’nın en büyük nükleer enerji santrali Zaporijya’yı bombalaması ile BM Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı. Santral, Karadeniz’in kuzeyinde ve bir sızıntı olduğunda Türkiye dahil tüm Avrupa risk altına girecek.
Tüm bunları Rus karşıtlığı ya da düşmanlığı başlığı ile ele almak mümkün elbette. Üstelik yeni bir şey de değil. Ruslara ve genel olarak kültürüne karşı önyargı ve nefret, köklerini tarihten alıyor ve Nazi Almanyası'nda aşağı bir ırk nitelemesi ile milyonlarca Rus, Naziler tarafından Generalplan Ost planları çerçevesinde katledilmişti.
***
Günümüzde de Ruslarla ilgili çeşitli klişeler ve stereotipler, Ruslara karşı önyargı veya nefreti beslemeye devam ediyordu. Örneğin 2004 yılında Gallup anketlerinde Rusya'yı "çok olumsuz" veya "oldukça olumsuz" algılayan nüfus, Kosova'da yüzde 73, Finlandiya'da yüzde 62, Norveç'te yüzde 57, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre'de yüzde 42, Almanya'da yüzde 37, Danimarka ve Polonya'da yüzde 32 ve Estonya'da yüzde 23 idi. 2014 yılında yapılan Pew Research Center anketlerinde ise olumsuz düşünceler, Avrupa'da yüzde 54'ten %75'e ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde 43'ten yüzde 72'ye yükselmişti.
Negatif önyargıların yukarıda verilen bu rakamları, Rusların bir hafta önce başlattığı Ukrayna istilası ile herhalde tavan yapmıştır. Rus Meclisi Duma’nın, Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk özerk yönetimlerini tanıma kararı ile ateşlenen fitil için herhalde hiç kimse olayların bir dünya savaşına evrilmesini beklemiyordu ancak pandemi ile yeniden yapılanan dünya ekonomisinde, küresel ortam hem Batı hem de Rusya için yeni düşmanlıkları yeniden tanımlama ihtiyacını da dayatıyordu.
Nispeten sınırlı bir soğuk savaş dönemi her iki tarafın da çıkarına hizmet eder görünürken, gelinen noktada, Rus bankalarını SWIFT sisteminden ihraç edilmesi, Almanya’nın Kuzey Akım 2 boru hattı sürecini dondurması ve oligarkların servetine el konulması gibi ekonomik yaptırımlar, Rusya’yı nefessiz bırakacak gibi. Gerçi, Rusya Kırım'ı ilk işgal ettiği 2014 yılında SPFS ismi ile SWIFT tarzında bir altyapı oluşturmuştu, ancak küresel entegrasyonu olmadığından bu yaptırımı kompanse etmesi sözkonusu değil. Benzer bir uygulamayı da Çin CIPS adı ile işletiyor! SWIFT’i kullanmama, ülkenin tüm uluslararası ticaretini durdurma anlamına geliyor. Yine de son nokta SWIFT sisteminden uzaklaştırma değil, bir de Rusya Merkez Bankası'nın uluslararası operasyonlarını kısıtlama kararı devreye sokulabilir ki, 600 milyar dolarlık Rus Merkez Bankası rezervinin kullanılamamasının tek bir anlamı var: Rus rublesinin çakılması.
Rus bankalarının küresel finans sisteminden dışlanması, Rus ekonomisinin de izole edilmesi anlamına geliyor. Enerjiden teknolojiye, spordan ulaşıma bu izolasyon uzun süre dayanılacak bir stres değil. Onun için de Rusya, nükleer silah alarmı ya da nükleer santrallere kısıtlı saldırılarla dünyaya gözdağı veriyor.
Görünen o ki, KGB orijinli bir strateji uzmanı olan Putin, bu seferki eylem planını dünyadaki Rus prestijini ve ekonomisini tarumar etme pahasına oluşturmuş gibi... Umulur ki, bu krizden herkes dersini alır ve hızla çözüm için taraflar anlaşır.
***
Dünyaca ünlü Ukraynalı balet Oleksiy Potyomkin’in hayatı, birkaç gün içinde radikal şekilde değişti ve sahnelerden savaş cephelerine sürüklendi. Dünya da tam pandemiden kurtuluş müjdesini beklerken, küresel bir savaş riski ile baş başa kaldı. Önümüzdeki günlerde, bu krizden geriye ne kalır bilemeyiz ama kesin bir gerçek var o da; dünyada Rus ve Rusya algısı yerlerde sürünecek, enerji tabanlı ekonomisi de bir trilyon doları bulan kaybını tolere etmek için yıllarını harcayacak.
Amerika imparatorluğunun gelecek 50 yılda da devam etmesini engelleme potansiyelindeki güç odakları olarak Avrupa Birliği, Rusya ve Çin’den söz edilmekte idi. Brexit ile AB, Ukrayna kuşatması sonrası yaptırımlar ile Rusya bloke edildiğine göre, bakalım Çin için neler göreceğiz?