Daha düne kadar,
En parlak, en başarılı,
En karizmatik Davutoğlu idi.
Gözden düştü, kayboldu...

Davutoğlu'nun seçildiği,
Kongreyi bir anımsayın...
Yağ, bal, şeker gidiyordu.
Sanki kurtarıcıydı memlekette.

Sonra bir ara sanırım,
Biat etmede sıkıntı yaşadı.
Tereddüt bile edilmeden,
Koltuktan aşağı atıldı...

Bir yıl önceki sahne,
Dün aynen tekrarlandı.
Giden ağam, gelen paşam.
Tek bir farkla ama;

Bir öncesinde hep birlikte,
Ayağa kalkıp saf tutup,
Liderin sözleri okunup,
Ayakta biat edilmemişti...

Bir düşünün bakalım,
Camiye girip oturdunuz,
Hoca Kuran'ı Kerim okuyor.
Ayağa kalkıyor musunuz?

Türkiye'de sadece ve sadece,
İstiklal Marşı okunurken,
Bir da mahkemedeyseniz,
Karar ve benzerinde,
Ayağa kalkıp dinlersiniz...

Daha döne kadar,
Davutoğlu'yu övenler,
Bugün bir şey olmamış gibi,
Binali Yıldırım'ı övüyorlar.

“Bir kez düşmeye gör” sözü,
Ete kemiğe bürünüyor adeta.
Herkes kuyruğa girmiş,
“Kral öldü, yaşasın kral” diye,
Vefasızlık örneği gösteriyor...

Yaşadıklarımız gösteriyor ki,
Saraya ayakta biat etmek,
Yeni dönemin geçerli kuralı,
İçselleştirilen ilkellik bu işte...

İşadamı, gazetecisi, parti üyesi,
Hepsi yeni güne hazırlanıyor.
Mümkünse dünden olmayan,
Dünden gelmeyen fotoğraflarla.

Tarihimizde yeni sayfa açıldı.
Bu sayfanın bilenen adı,
Ayak üstü biattır artık,
Gerisi de fasa fiso...