Suriye'de isyan ilk olarak, “Arap Baharı”ndan etkilenerek, Ocak 2011 tarihinden itibaren küçük gösteriler halinde başladı. Geniş çaplı gösteriler ise 15 Mart 2011 tarihinde güney şehri Dera'da ortaya çıktı. Gösteriler kısa sürede ülke çapına yayıldı ve hükumet gösterilere geniş çaplı tutuklamalar, işkenceler, polis şiddeti ve sansürle cevap verdi.
Gösterilerin büyümesiyle Esad, büyük ölçekli askeri bir harekat başlattı. Harekata tanklar, piyadeler ve ağır silahlar katıldı ve kısa sürede büyük sayılarda sivil can kayıplarına neden oldu.
2012 ve 2013 yılları muhaliflerin avantajı ele geçirdikleri yıllar oldu. Hatta muhalifler, Şam şehir merkezine bir kaç kilometreye kadar yaklaştı, Halep'in büyük bölümünü ele geçirdi. Aynı dönemde Kuzey ve Doğu Suriye büyük bir oranda rejimin elinden çıktı. PKK'nın bir kolu olan YPG Afrin, Kobani ve Haseke'de özerk kantonlar ilan etti.

***

2013 yılın sonu ve 2014 yılı başında muhaliflerin dış desteği büyük oranda kaybetmesi ve aralarında çarpışmaya başlaması sonucu rejim güçleri kaybettiği pek çok şehri geri aldı. Şam şehir merkezi, Hama ve Humus kırsalı büyük oranda muhaliflerden temizlendi. Lazkiye yolu güvence altına alındı. IŞİD ise, kuzey ve doğudaki bölgelerin çoğunu ele geçirdi.

***

Eylül 2015'te Rus hava saldırılarının başlaması ile birlikte muhaliflerin lehine olan güç dengesi aleyhine bozulmaya başladı. 2015 yılı sonu Rusya, İran ve pek çok Şii milisin Suriye rejimine desteğini artırdığı bir dönem oldu. Muhalifler ise batıdan aldığı desteği büyük oranda kaybetti. 2016 yılında rejim ve müttefikleri Halep kırsalında muhalifler ve IŞİD'den pek çok yerleşim bölgesini geri aldı. Ayrıca Türkmen Dağı'nın büyük bölümünü ele geçirdi. Türkiye, ilk kez kara operasyonu ihtimalini masaya yatırdı ve Suudi Arabistan ile görüştü. Bu durum İran ve Rusya arasında uluslararası gerginliğe yol açtı. IŞİD, Suriye'nin kuzeydoğu kırsalında YPG'ye, güney kırsalında ise Suriye muhalefetine karşı pek çok bölgeyi kaybetti.

***

Birleşmiş Milletler'in açıklamasına göre Suriye iç savaşında 250 binden fazla insan hayatını kaybetti. Ne yazık ki Birleşmiş Milletler Suriye iç savaşına dair istatistik toplamayı bıraktığı için ölenlerin sayısının daha fazla olduğu düşünülmektedir. Suriye Politika Araştırma Merkezi (SCPR) yayınladığı raporla 2011 Mart ile 2016 Şubat ayları arasında Suriye iç savaşında 500 bin insanın hayatını kaybettiğini, 1.88 milyon insanın ise yaralandığını belirtildi.

***
Batılı güçlerin desteklediği YPG ve benzeri örgütlerin özellikle Suriye'nin kuzeyindeki ilerlemesi, Türkiye'de IŞİD kaynaklı terör olaylarının artması sonucu Türkiye sonunda Suriye topraklarına askeri birliklerini soktu. Zırhlı araçların desteklediği operasyon bir haftayı tamamladı. Türkiye'nin açıktan destek verdiği Özgür Suriye Ordusu bileşenleri sınırımızdan 24 kilometre kadar Suriye toprağını kontrol altına aldı.

***
Burada operasyon ile ilgili askeri anlamda ortaya çıkan en önemli sonuç, ortada IŞİD'in hiç görünmemesidir. Otuz kilometreye kadar ilerleyen Türkiye ve ÖSO birliklerinin henüz yakaladığı, etkisiz hale getirdiği IŞİD militanı hiç görmedik.
Bir haftayı özetleyecek olursak;
Öldürülen IŞİD militanı sayısı: Sıfır.
Ölen ÖSO üyesi sayısı: Sıfır.
Vurulan mevzi sayısı: Sıfır.
Esir alınan IŞİD militanı sayısı: Sıfır.
Ele geçirilen mühimmat sayısı: Sıfır.
İmha edilen savaş aracı sayısı: Sıfır.

***

Böyle bir ortamda, Suriye'nin “toprak bütünlüğünden” bahsederek, ucu açık bir savaşa girdiğimizin ve bu kadar birbirinden bağımsız aktörün rol aldığı topraklarda “etkin olmak uğruna” bataklığa saplanabileceğimizi düşündük mü acaba?
Suriye karanlık bir tünel.
Tünelin ucundaki aydınlık mı, yoksa gelen trenin ışığı mı orası belirsiz...