Bayramlar güzeldir... Ortak bir sinerji yakalanır, pozitif enerji oluşur, üzerimize bir rehavet çöker, herkes birbirine iyi dileklerde bulunur, en nemrutun bile yüzüne tebessüm yerleşir, çocukların coşkusu büyüklere de sirayet eder vs.
Ama artık bize bunu da çok gördüler.
Etrafa özenle ve bilinçili olarak saçılan nefret ve bölücülük tohumları öyle güzel filiz verdi ki, artık bayramlarımız bile ayrı.
Sizin bayramınız, bizim bayramımız.
oncel-ilk-bolumeMesela yarın 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda ülkenin yarısının hissedeceği gurur, coşku, yürek kabarmasını diğer yarısı umursamayacak.
Hatta alay edecek, yok sayacak, bayramı kutlamak isteyenlere engel olunacak.
Hemen arkasından gelecek Kurban Bayramı'nı ise memleketin diğer yarısı eleştirecek, hatta ortalığın kan gölüne dönmesine, hayvanların ehil olmayan ellerde, uygun olmayan ortamlarda işkenceyle boğazlanmasına isyan edecek, böyle bayram olmaz olsun diyecek, bunun Kuran'ın emri olduğunu değil, vahşi bir Arap geleneği olduğunu savunacak vs.
Ne tadımız kaldı ne tuzumuz. Ne birliğimiz, ne beraberliğimiz.
Ülkenin yarısının sahibi, koruyanı, kollayanı, her şartta, işledikleri her suçta şefkatle sarıp sarmalayanı var...
Diğer yarısı ise adeta düşman ilan edilmiş. Ya da hadi düşman ağır geldiyse sevilmeyen üvey evlat diyelim.
Bütün ortak değerler paramparça...
Hiçbir olay bizi birbirimize kenetleyemiyor artık.
Arada çok sert fikir ayrılıkları, kavgalar, çatışmalar da yaşansa iyi kötü yine de el ele tutuşmayı bilen eski ve köklü bir aile gibiydik biz.
Şimdi o eski aile tarumar edildi.
Artık yeni bir 'şey' var! Aile maile kalmadı anlayacağınız.
Canım çok sıkkın... Ama yine de yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Mustafa Kemal Atatürk, yaşasın benim canım ülkem!
Zafer Bayramımız kutlu olsun.