En sevdiğiniz öğretmeninizi düşünün.

Anne ve babanızı...

Hangisinden daha çok şey öğrendiniz?

Zaman da iyi bir öğretmendir ama bence kişinin kendisinden daha iyi bir öğretmen yoktur.

Hayatı ve kendinizi iyi gözlemlerseniz atacağınız adımları hesap edebilirsiniz.

Bu sayede de kendinize bir yol haritası çizebilirsiniz.

Öğrenme, varmak için ortaya koyduğunuz çaba ve hedeflerlerinizle birlikte gelir.

Başkalarının yaşadıkları da bizlere ilham kaynağı olabilir.

Bu nedenle biyografi ve otobiyografi okumayı severim: Elon Musk, Steve Jobs, Stephen Hawking, Tesla, Frida Kahlo, Malala, Fatiha Sultan Mehmet ve Atatürk'ün hayatı onlardan bazılarıdır...

Geçtiğimiz günlerde okuduğum İlber Ortaylı'nın “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” adlı kitabı da kendi bilinç yolculuğunuza çıkarken yanınıza mutlaka almanız gereken kılavuzlardan bir tanesi.

İnsanın hayattaki anlam arayışına, bu arayışın tadını nasıl çıkaracağına ve süreç boyunca karşılaşacağı zorluklarla nasıl baş etmesi gerektiğine dair çok özel bir kitap...

Sayfalarını çevirirken, "Keşke bu kitabı 15 yaşında okusaymış" dedim.

Çünkü İlber Hoca, çocukluktan itibaren hayatın hemen her alanında ihtiyaç duyacağınız çözümleri nasıl bulabileceğinizi örnekler vererek anlatıyor.

Ben her ne kadar 15 dediysem de 70 yaşındaki bir insanın da içinden edineceği pek çok bilgi olabilir.

İçinde, İlber Hoca'nın en sevdiği kitapların, müzik albümlerinin, müzelerin listelerini, mutlaka görülmesi gereken ülke ve şehirleri de bulacaksınız.

Dolu dolu geçen ömrünü; çalışarak, bilginin kaynağına ulaşarak, gezerek ve keşfederek nasıl şekillendirdiğini okuyacaksınız.

Eğitimden turizme pek çok konudaki fikirlerini öğreneceksiniz.

Ve böylece siz de zihninizde açılacak pencerelerle atacağınız adımları daha iyi seçeceksiniz.

***

Bir gün bir bakmışız ki bizi biz yapan seçimlerimiz olmuş.

Bunu bugünlerde bize en iyi anlatan "Up" adında gerçek insanların hayatını ortaya koyan bir belgesel.

Bu belgesel 1964 yılından beri yayımlanıyor. Bu yıl da yeni bir bölümünü izleme şansına sahip olduk. Belgeselin konusu kısaca şöyle: Hepsi 7 yaşında olan farklı sınıflardan çocukları bir araya getirmişler ve hayatlarına mercek tutmuşlar. Amaç gelecekte onların nasıl bir insan olacağını anlayabilmek. Belgeselin yapımcılarının düşüncesi: "Bunu anlarsak yaptığımız seçimlerle dünyanın neye dönüşeceğini de anlayabiliriz."

İlk bölümde topladıkları 20 çocuktan 14’üyle 7 yıl sonra ikinci bir bölüm daha çekmişler.

Daha sonra belgeselin yapımcısı ve yönetmeni Michael Apted bu fikri hayatının projesi haline getirmiş.

Her 7 yılda bir onları tekrar ziyaret ederek yeni bir bölüm daha çekmiş.

Böylece bu insanların hayatında onları 7, 14, 21, 28, 35, 42, 49, 56 ve 63 yaşlarındayken izleyebiliyoruz.

Belgeselin geçtiğimiz günlerde yayımlanan 9. bölümünde 14’ünün 11’iyle yeniden röportaj yapıldı. Yapılamayanlardan biri Charles, artık izin vermiyor.

Biriyle teknik nedenlerle yapılamadı, sonuncusuysa artık hayatta değil.

Dolayısıyla birinin hayatı ilk kez başından sonuna 7 yıllık aralıklarla kaydedilmiş oldu.

Üstelik rastgele seçilmiş sıradan birinin hayatı.
Bu belgeseldeki kişiler okula gidiyor, mezun oluyor, bir işe giriyor, evleniyor, çocuk sahibi oluyor, bazıları boşanıyor, işsiz kalıyor.
Yani hangi bölümünü izlerseniz izleyin kendinizden bir şeyler buluyorsunuz.

Aynı İlber Hoca'nın kitabında olduğu gibi...

Belgeseldeki çocuklardan bir de Nick.

Nick fakir bir ailede doğup köy okulunu zorluklarla bitiriyor.

Okumayı hiç bırakmıyor ve mücadele ediyor.

Bu verdiği savaş onu Oxford Üniversitesi’ne taşıyor.

Sonra da ABD’ne giderek nükleer fizikçi olarak çalışmaya başlıyor.

Belgeselin dördüncü bölümünde 28 yaşında evleniyor.

Evlendiği kişi izleyicilerden gelen eleştirilerden hoşlanmadığı için 35 ve 42 yaşlarında çekilen bölümlerde yer almak istemiyor.

Çünkü eleştiriler bu evliliğin yürümeyeceği şeklinde.

Gerçekten de yürümüyor ve 49. yaşında çekilen bölümde Nick’i ondan boşanmış ve başka bir kadınla evli olarak izliyoruz.

2019’da artık 63 yaşındaki Nick bir nükleer fizik profesörü olarak görüyoruz.

Belgeselle ilgili daha fazla bilgi vermeyim.

Ama şunu söyleyebilirim: Fakir ya da zengin doğuyorsunuz. Çok çalışıp çok çabalıyorsunuz. Bir yerde kazanırken başka bir yerde kaybedebiliyorsunuz. Hayatınız iniş çıkışlarla dolu oluyor. 7 yıl sonra nerede nasıl biri olacağını kestiremiyorsunuz. İşte belgeselin en güçlü tarafı da bu. Size bir ayna oluyor.

Bize gösterdikleri her kişi aslında yedi yılda bir yeni birisine dönüşüyor.

Onları hayatlarının dokuz ayrı bölümünde dokuz farklı insan olarak görüyoruz.

Siz de yaptığınız seçimler ve aldığınız kararlarla yeni bir insana dönüşebilirsiniz.

Asla vazgeçmeyin ve yaşınız kaç olursa olsun kendinizi değiştirmekten, dönüştürmekten ve tazelemekten geri durmayın.