Dün Twitter kullanıcısı bir gazeteci arkadaşımız son derece kişisel ve masumane bir paylaşım yaptı ama ortalık fena karıştı.
İsmini özelikle vermiyorum, çünkü şahsıyla ilgili olmayacak bu yazı. Yanlış anlaşılma olmasın sonra.
Şöyle yazmıştı:
“Eşim okulların yarı yıl tatiline girmesi nedeniyle 10 günlüğüne annesine gitti dün. Son 24 saatte 3 kez çaydanlığı yaktım çayı unutup. Karnım aç, ev berbat hale geldi. Kadın evin direğidir.”
Bunun üzerine sadece feministlerden değil, kadın erkek her kesimden büyük tepki aldı.
Takipçileri kendisini beceriksiz olmakla ve karısına hizmetçi muamelesi yapmakla suçladı.
Konu, özellikle de bu günlerde memleket meselesi sayılamayacağı için, ortada bol bol da makara döndü.
Yorumların çoğu son derece eğlendiriciydi.
Benim de bu konuda edecek birkaç lafım var hani.
***
Bazı erkeklerin el becerilerinin, kendi arkasını bile toparlayamayacak küçük bir çocuk olarak kalmasının en büyük sebebi aileleri.
Ailelerindeki kadınlar...
Hele o kadınların sayısı fazla ise çocuk yandı! Anne-anneanne-babaanne-teyzeler-halalar içinde büyüdüyse yani...
Türk kadınlarının özellikle erkek evlat büyütme anlaşıyı “sen otur paşam, sen yorulma paşam, ye paşam, iç paşam” şeklinde oluyor çünkü.
Hele o oğlan çocukları üniversiteyi de ailelerinin yaşadığı şehirde okurlarsa tamamen elsiz ayaksız büyüyorlar.
Sonra evlendikleri kadınlar bir bakıyorlar o aşık oldukları adam kreş çocuğunun bile yetilerine sahip değil.
Sifonu çekmekten, klozetin kapağını indirip kaldırmaktan, çorabını, donunu toparlamaktan, yalnız kaldığında bir tost yapmaktan aciz biri.
Kimi kadınlar bundan şikayetçi iken kimileri de kendine pay çıkarıyor: “Osman mı? Aaa bensiz kravatını bağlayamaz, öyle bağlıdır bana.”
İşte şimdi gelelim ikinci noktaya...
***
Hayır ablacığım Osman sana bağlı değil... Bağımlı... Ama kötü bir haberim var, bir sevda bağı değil o... Annesine, ona bakan anneannesine bağımlı olduğu gibi bağımlı.
Sonra Osman ne yapacak biliyor musun? Gidip arkasını toplamayan, çay istediğinde, “hadi sevgilim kalk koy, hatta bana da bir kahve yap lütfen” diyen, ona anne değil, sevgili gibi davranan, kendisini küçük bir çocuk gibi değil, tutkulu bir erkek gibi hissettiren kadına aşık olacak.
Ve yuvadan pırr uçacak... Aaa bir bakmışsın evliyken elsiz ayaksız zannettiğin Osman'ın meğer son sürat kaçarken kıçına vuran bir çift ayağı varmış!
Sıkıyorsa o kadınla beraber yaşadığı evin klozet kapağını kalkık bıraksın mesela... Ya da çorabını sağa sola fırlatsın...
Bir kere yapar, sonra alacağı cevapla öğrenir; kadınlar erkeklerin kat hizmetlisi değildir!
Hele iki taraf da çalışıyorsa evin tüm zahmeti iki kişinin aynı derece üzerindedir.
Ayrıca bir yumurta kıramamak, bir çorba kaynatamamak, bir kap yemek pişirmeyi becerememek erkeklik değil tamamen beceriksizlik göstergesidir.
***
Neyse işte... Erkek çocuklarınızı yemini suyunu vermezsen ölecek hale gelecek bir ev pet'i gibi büyütmeyin... Siz de kocalarınıza bir haltı beceremeyen geri zekalı muamelesi yapmaktan vazgeçin.
Onları siz kadınlar bu hale getiriyorsunuz. Çocukluktan itibaren el birliğiyle...
Sonra da eserinizden şikayet ediyorsunuz. Eh, o zaman etmeyin!