Tüm Türkiye, O'nu bu türküyle tanıdı ama sanatçılığının yanı sıra ağabeyliğini, insanlığını, adamlığını, kocaman naif yüreğini; yanında yöresindekiler, çevresindekiler, dostları, kardeşleri, insanları çok iyi bilir...
30 yıl hizmet verdiğim, çocuk yaşta kutsal saydığım kapısından içeri girdiğim, çok üzgünüm ama şimdiki yetersizliğinden dolayı acısını taa içimde hissettiğim hâlâ kurumum saydığım TRT sayesinde; Ali Gürlü gibi, ismini saymadığım nice sanatçı ve yayıncıyla tanışma, çalışma fırsatı bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. 3 yıl oldu aramızdan ayrılalı. 22 Ağustos 2019'da kaybettik ustayı.
***
Sıcacık; tınısından hissettiğiniz, sevgi dolu bir hitapla seslendi yıllarca radyo dostlarına. Öyle tanıdık, öyle senden gibidir ki sesi; öyle huzur verir, öyle yüreğe iyi gelir ki; programın bitmesini istemez insan. Radyodur ya aslolan, iletişim araçlarından. Öyle öğrendik, öyle gösterdiler bize. Nice nice yenileri ve kolaylıkları eklense de, radyonun yeri her zaman bir başkadır bizde. Radyo ve gazete…
Çalışırken, işini-gücünü yaparken, sadece kulağını değil, hiç fark etmeden, bakarsın yürek köprüleri kurulmuş da yüreğini de vermiş insan...
Boşuna “Sihirli kutu” dememişler. Sihirli kutunun, tamamen gerçek insanlarıydı bu ustalar. Çok acı ki, artık çok az kaldılar...
***
1966 yılında; Stajyer Sanatçı olarak girdiği yuvamıza – TRT’ye Sanatçı, Prodüktör, Spiker olarak 31 yıl boyunca hizmet verdikten, yüzlerce sanatçı, yayıncı yetiştirdikten sonra 1997 yılında emekli oldu ama hiç kopmadı ki... Kanser olup; 1 buçuk yıl boyunca tedavi görene kadar, yani son anına kadar hep stüdyodaydı. Hep çalıştı, hep hizmet etti kurumuna, yurduna.... Ruhun şad olsun Ali Baba... Anısına ve muhteşem üretimlerine saygıyla...