Cumhuriyet Halk Partisi’nin Anayasa niteliğindeki yeni tüzüğü belirlendi. Yeni tüzükte, özellikle parti organlarının belirlenmesi yöntemlerindeki değişiklikler kamuoyuna yansıdı. CHP’deki bu adımın bir sonraki seçimlere yansımasını görmemiz biraz zor olacak. Olası bir erken seçim halinde değişikliklerin toplumdaki karşılığını görme şansımız olabilir.

Uzun yıllardır CHP’yi izliyorum. Belirli görevlerim nedeniyle bazen olması gerekenden fazla CHP kulislerinde bulundum. Partinin “Kurultaylar Partisi” olarak anılması da “Çok toplantı yap ama sonuç almasan da olur” anlayışını bize anlatıyor.

Şimdi gelelim en kritik konuya. CHP’ye her zaman bir parti içi diktatörya egemen oldu. Bunun en somut örneği ise Deniz Baykal – Önder Sav- Eşref Erdem kliği idi.

Bu model sonradan gelenlere de kötü örnek oldu. Toplumun “Yolsuzlukları ifşa etme” nedeniyle gözbebeği- kahraman yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu da CHP’deki hizip anlayışında yıllar içinde boğuldu. Partide etnik anlayışlar, kökenler hakim kılındı. Solculuk, iyi insan olma, dürüstlük, iş bilirlik, yerini akrabalık, iş bilmeyeni yüceltme, parti görevlerini yolsuzluk için kullanmaya bıraktı.

Belediyeye işe para karşılığı adam aldırmak bile “utanç” olmaktan çıktı. Sağ ve sığ siyasetin tüm hastalıklarının üzerine biraz daha eklenerek CHP’de uygulanması neredeyse övünç ile anlatıldı.

Hepimizin işi zor

Toplum olarak çok zor günler geçiriyoruz. Ekonomi batık, hukuk yok, eğitim bazı çevrelere peşkeş çekiliyor. Emek yüce değer filan değil. Üniversite mezunu iş bulamıyor intihar ediyor. Bir minicik kız çocuğunun peşinden milyonlar gitmese belki de ölüsü bile bulunamayacaktı. İşte tüm bu koşullar altında, muhalefet partisinin tüzüğünde değişiklik yapıldı.

Milletvekilliği seçimlerinde bir kişi en fazla 3 dönem üst üste seçilebilecek. Ama bir istisna var. Partinin milletvekili olmayan seçim çevrelerinde, partinin oyunu yükseltmek veya seçilmesini sağlayabilmek için dönem kuralı uygulanmayacak.

Peki o tarihe kadar bölgesinde başarılı olamayanlar yeniden aday gösterilse ne olur gösterilmese ne olur. Bu doğru mu? Belediye başkanlarına da üç dönem kuralı getirildi. Zaten bir belediye başkanı iki dönemden sonra eskimeye ruhunu kaybetmeye başlıyor.

Mevcut tüzükte yüzde 33 olarak belirlenen kadın kotası, 39. Olağan Kurultay’dan başlamak üzere 4 kurultay sonra aşamalı olarak yüzde 50’ye çıkarılacak. Okuyunca çok estetik bir madde gibi görünüyor. Ama bugüne dek kadın kotasından listelere girenlerin çok çok büyük bölümünün hak ederek girmediğini isteyene anlatabilirim, hem de isimler vererek.

Milletvekilliği için aday saptanmasında yöntemler, önseçim, örgüt denetiminde önseçim, aday yoklaması, örgüt denetiminde aday yoklaması ve merkez yoklaması olarak belirleniyor. Hangi seçim çevresinde hangi aday saptama yönteminin kullanılacağına ilçe ve il örgütlerinin görüşü doğrultusunda PM karar verecek.

Büyükşehir sınırları içinde kalan ve nüfusu 20 binden fazla olan yerlerde milletvekilleri, belediye ve il genel meclis üyeleri, partili belediyeler, bunların bağlı kuruluşları ve iştiraklerinde çalışanlar kongrelerde aday olamayacak ve ilçe kongresi delegesi olarak seçilemeyecek.

İşte benim en favori değişiklik maddem. Parti içinde aslan gibi mücadele edenler artık karşılığını alacak. Bir anda önüne bir bürokrat vesaire geçemeyecek. Partinin kuruluş yıldönümü her yıl 4-9 Eylül tarihleri arasında bilim, kültür, siyasal etkinlikler düzenlenerek kutlanacak. Bu maddenin de sağlıklı bir düşünce ürünü olduğunu söylemeliyim. Ama etkinliklerin içi dolarsa tabi…