Perşembe akşamlarının vazgeçilmezi haline gelen ve Güney Kore'nin fenomen dizisi "King The Land"den uyarlanan Çift Kişilik Oda, izleyicileri ekran başına kilitlemeye devam ediyor. Başarılı oyuncular Ulaş Tuna Astepe'nin canlandırdığı gizemli otel varisi Kaan ile Devrim Özkan'ın hayat verdiği neşe dolu otel çalışanı Nilüfer'in arasındaki çekim ve çatışma dolu aşk hikayesi, kısa sürede milyonların favorisi oldu. Ancak dizinin en az başrol oyuncuları kadar konuşulan bir başka yıldızı daha var: hikayenin kalbinin attığı, lüksün ve zarafetin sembolü olan Lutesya Otel. İzleyiciler, dizinin her bölümünde bu görkemli otelin koridorlarında gezinirken, akıllardaki en büyük soru da "Bu otel gerçekte nerede?" oluyor.

Kiracıyı bezdirmek için sayaçları söken emlakçıya Yargıtay’dan karar!
Kiracıyı bezdirmek için sayaçları söken emlakçıya Yargıtay’dan karar!
İçeriği Görüntüle

Lutesya otel'in sır perdesi aralanıyor: kurgu mu, gerçek mi?

Dizinin takipçilerinin en çok merak ettiği ve internet arama motorlarında sıkça sorduğu "Çift Kişilik Oda hangi otelde çekiliyor?" sorusunun cevabı, aslında dizinin kendi büyülü dünyasında saklı. Yapım ekibinden edinilen bilgilere göre, dizide adı geçen ve tüm olayların merkezinde yer alan Lutesya Otel, tamamen senaryo gereği yaratılmış kurgusal bir mekan. Yani İstanbul'da bu isimle faaliyet gösteren bir otel bulunmuyor. Bu isim, dizinin romantik ve bir o kadar da entrika dolu atmosferini yansıtmak, hikayeye özgü bir kimlik kazandırmak amacıyla özel olarak seçilmiş. Dolayısıyla, "Lutesya Otel'i ziyaret edebilir miyiz?" diye düşünen hayranlar için bu, ne yazık ki mümkün değil. Ancak bu durum, dizinin çekimlerinin gerçek dışı mekanlarda yapıldığı anlamına gelmiyor. Aksine, yapım ekibi, bu hayali oteli canlandırmak için İstanbul'un en prestijli ve gerçek mekanlarını kullanıyor.

Peki, o görkemli sahneler hangi otelde hayat buluyor?

Lutesya Otel kurgusal olsa da, o lüks lobiler, ihtişamlı süitler ve nefes kesen manzaraların çekildiği yerler tamamen gerçek. Yapım ekibi, çekimlerin büyük bir gizlilik içinde yürütüldüğü bu mekan hakkında resmi bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Bu gizem, aynı zamanda dizinin merak unsurunu da artırıyor. Ancak kulislerde konuşulanlara ve dikkatli izleyicilerin mimari detaylardan yakaladığı ipuçlarına göre, çekimler İstanbul'un en bilinen ve lüks otellerinden birinde gerçekleştiriliyor. Bu otelin hem tarihi dokusu hem de modern mimarisi, Lutesya'nın o çift kimlikli yapısını ekrana yansıtmak için biçilmiş kaftan. Yapım ekibinin bu seçimi, dizinin görsel kalitesini ve inandırıcılığını bir üst seviyeye taşıyor. Otelin tam adının bir sır gibi saklanması, ilerleyen zamanlarda bir sürprizle açıklanıp açıklanmayacağı ise merak konusu.

İstanbul'un kalbi, dizinin doğal platosu oldu

Çift Kişilik Oda dizisinin çekimleri sadece bir otelin sınırları içinde kalmıyor. Dizi, karakterlerin özel hayatlarına ve sosyal çevrelerine de odaklandığı için, İstanbul'un dinamik ve kozmopolit ruhunu da sıkça ekrana taşıyor. Dizinin dış mekan çekimleri için, şehrin en ikonik ve tarihi semtlerinden bazıları tercih ediliyor. Özellikle Beşiktaş'ın hareketli sahili, tarihi binaları ve modern kafeleri ile Beyoğlu'nun İstiklal Caddesi başta olmak üzere nostaljik sokakları, karakterlerin hikayelerine doğal bir fon oluşturuyor. Kaan'ın gizemli geçmişinin izlerini taşıyan sahneler ya da Nilüfer'in arkadaşlarıyla dertleştiği anlar, bu semtlerin o eşsiz atmosferinde hayat buluyor. Yönetmenlerin bu mekan seçimleri, diziyi sadece bir otel hikayesi olmaktan çıkarıp, yaşayan, nefes alan bir İstanbul masalına dönüştürüyor.

Güney Kore'den uyarlama bir başarı hikayesi

Çift Kişilik Oda'nın bu denli sevilmesinin ardındaki en önemli faktörlerden biri de şüphesiz ki orijinal senaryosunun gücü. Dizi, Güney Kore'de yayınlandığı dönemde izlenme rekorları kıran "King The Land" adlı yapımdan uyarlandı. Orijinal hikaye, büyük bir şirketler grubunun soğuk ve gülümsemeyi sevmeyen varisi ile o gruba ait lüks bir otelde çalışan, gülümsemesiyle herkesi kendine hayran bırakan bir çalışanın arasındaki çatışmalı aşkı konu alıyordu. Bu evrensel tema, Türk izleyicisinin damak zevkine uygun bir şekilde, yerel kültür ve dinamiklerle harmanlanarak başarıyla ekrana aktarıldı. Ulaş Tuna Astepe'nin canlandırdığı Kaan karakteri, orijinalindeki o mesafeli ama içten içe sevgiye muhtaç varis profilini başarıyla yansıtırken, Devrim Özkan'ın Nilüfer'i ise çalışkanlığı, iyi niyeti ve hayat enerjisiyle izleyicinin kalbini fethetti. Bu başarılı uyarlama, senaryonun gücünü, doğru oyuncu seçimi ve kaliteli bir prodüksiyonla birleştirerek NOW TV ekranlarında perşembe akşamlarının en çok konuşulan işlerinden birini ortaya çıkardı. Dizinin çekim mekanlarının yarattığı bu merak ve gizem de, projenin pazarlama stratejisinin bir parçası olarak başarıyla işliyor gibi görünüyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ