'Modern klasik' tabirinin en çok yakıştığı yazarlardandır Ernest Hemingway. Her ne kadar Milan Kundera onu, ‘Ölümsüzlük’ adlı romanında erken faniliğe mahkum etmişse de hâlâ çok okunuyor, genç kuşaklara ilham veriyor. Onun daha önce Türkçeye hiç çevrilmemiş biri derleme biri roman iki kitabının art arda yayımlanması ise Hemingway tutkunları için tam bir sürpriz
İzmir'den Kanada'ya, İspanya'dan Küba'ya kadar mesleğini zirvelerde icra etmiş gazeteciydi. İki Dünya Savaşı'na katılmış, İspanya İç Savaşı'nda Cumhuriyetçilerle omuz omuza savaşmıştı. İzmir'in yakılmasına bir gazeteci olarak tanıklık etti ve Türk-Yunan Savaşı'nı haber yapmıştı.
Onlarca roman ve öykü derlemesiyle geçen yüzyılın edebiyatına damga vurmuş bir yazardı. Klimanjaro eteklerinde avcı, Birinci Dünya Savaşı İtalyası'nda ambulans şoförü, İspanya İç Savaşı'nda hem gerilla hem gazeteciydi. Gençlik yıllarında iyi çello çalabilen bir müzisyen ama aynı zamanda boks yapmış, atletizmle uğraşmış, su topu ve futbol oynamış bir sportmendi. 19’uncu yüzyılın son senesinde dünyaya gelmiş, 1961'de hayatına kendi elleriyle son vermişti. Savaşlarda aldığı yaralardan fiziksel olarak tükenen bedeni, ruhunu da yormuştu çünkü.
UNUTULMAZ NOBEL MEKTUBU
1920'lerin ortalarından başlayarak 30 yıl boyunca, yedi roman -ilki 1926'da yayımlanan ‘Güneş de Doğar’ adlı romanıydı- altı kısa öykü koleksiyonu ve ikisi de kurgu dışı olmak üzere 15 kitap yayımlamıştı. Bu kitaplara ölümünden sonra üç roman, dört kısa öykü kitabı ile üç kurgu dışı kitap eklendi.
1953 yılında Pulitzer, bir yıl sonra da Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştü. Rahatsızlığı nedeniyle ödül törenine katılamamış, bir radyo kanalı vasıtasıyla yayınladığı konuşmasında yazarlığının poetikasını ilan etmişti: “... Birçok büyük yazarın bu ödülü alamadığını bilen her edebiyatçı, ödülü biraz utanarak alacaktır. Yazmak, en iyi ihtimalle, yalnızlığa mahkum bir yaşamdır. Yazarın yalnızlığı kök salarken, toplumdaki itibarı da artar fakat çoğunlukla yapıtları kötüleşir. Çünkü yapıtlar, o tek başınayken ortaya çıkar ve eğer iyi bir yazarsa, her gün ölümsüzlükle ya da fanilikle yüzleşmesi gerekir.”
Şimdi Ernest Hemingway'in ülkemizde hiç yayımlanmamış biri roman, biri de gazetelerde yayımlanmış farklı türlerdeki yazılarından oluşan derlemesini kısaca tanıtalım.
MODERN BİR PERİ MASALI
‘Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine’, Hemingway’in 1950'de, ‘Yaşlı Adam ve Deniz'den önce basılmış sondan bir önceki romanıdır. Bazı otobiyografik özellikleriyle ciddi eleştirilere uğramışsa da yayımlandığı yıllarda uzun süre çok satanlar listesinde kalmıştır. Amerikan ordusunda albay olan Richard Cantrell, gönlünü genç İtalyan soylusu Renata'ya kaptırır. Albay, Renata'nın tazecik özverili aşkıyla savaşın ruhunda açtığı yaraları kapatma amacındadır.
Sinema perdesine yansıyan edebiyat uyarlamalarına meraklı olanlar için küçük bir not: Modern bir peri masalı olan bu roman, iki yıl önce aynı adla sinemaya uyarlanmıştı. Paula Ortiz'in çektiği aynı adlı filmde, Liev Schreiber, Matilda De Angelis, Josh Hutcherson, Laura Morante, Massimo Popolizio ve Danny Huston gibi ünlü isimler yer almıştı.
SON EDİTÖRÜ TORUNU OLDU
Savaş, Ernest Hemingway'in tüm yönleriyle yaşadığı, defalarca ölümcül yaralar aldığı, uzun süreler tedavi görmesine neden olan hayatının belki de en önemli uyaranı.
‘Savaş Üzerine’ adlı derlemesi yazarı yakından tanımak isteyenler için bu bakımdan apayrı bir öneme sahip. Yazarın torunu Seán Hemingway’in derlediği bu kitapta, yazarın ilk büyük savaştaki ambulans şoförlüğünden sonra 25 yıl sürecek savaş muhabirliği yılları sırasında gazetelerde yayımladığı yazılarının yanı sıra ‘Silahlara Veda’ ve ‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor’ gibi en önemli romanlarından pasajlar yer alıyor. 'Başka Bir Ülkede', 'Kelebek ve Tank' gibi kısa öyküleri, ilk kısa öykü kitabı ‘In Our Time’ ve tiyatro oyunu ‘Beşinci Kol’dan seçilmiş fragmanlar, yazara ait dönemini yansıtan fotoğrafları ve özellikle unutulmaz Mussolini röportajı ise bu derlemenin bir diğer hoş sürprizleri.
Nehrin Ötesine, Ağaçların İçine / Ernest Hemingway / Bilgi Yayınevi
Savaş Üzerine / Ernest Hemingway / Bilgi Yayınevi
Ernest Hemingway, İkinci Dünya Savaşı'nın en ünlü savaş muhabirlerindendi. Yazar, bu büyük savaşı, Karayipler'den Normandiya sahillerine kadar yaşamıştı.
Bir toplum kendi özgürlüğünü sınırlayabilir mi?
Frida Isberg'in distopik romanı ‘İşaret'te olaylar, İzlanda'nın belirsiz/yakın geleceğinde yaşanıyor. Ülkesinde ve romanın yayınlandığı ülkelerde çok ses getiren ve farklı eleştirel bakış açılarıyla değerlendirilen bu bir hayli 'modern roman'ın konusu şöyle: İzlanda'da, dürüst vatandaşları 'ahlaki erozyona uğramış kişilerden ayırt etmek için bir işaretleme uygulaması başlatılmıştır. Bir empati testiyle işaretlenin kişi, 'ahlaki sağlamlık onayı' almış sayılmaktadır. (Bu uygulama gerçek hayatta Çin'in mobese olan yerlerde kameralarda, kırmızı ışıkta geçme, yerlere çöp atma vs. gibi uygunsuz hareket eden vatandaşlarına puanlama yapmasına ne kadar benziyor!)
Taraftar olanlar, söz konusu işaretleme ile kişilerin merhamet duygularının farkına varmaya başlayıp, içlerindeki iyiliği keşfetmelerini dolayısıyla toplumun huzur ve sükununu bozacak hareketlerden vazgeçecekleri inancındadırlar. Muhalif olanlar ise ilkesel olarak yaklaşıp işaretlemenin bir damgalama ve dolayısıyla gayri insani, özgürlük düşmanı bir uygulama olduğunu savunmaktadır.
ÖZGÜR İRADE NASIL TECELLİ EDECEK?
Uygulamanın zorunlu tutulup tutulmayacağını belirleyecek referandum öncesi yandaşlarla muhalifler arasında tartışmaların tansiyonu yükselir ve cevabı belirsiz sorular daha farklı sorunsalları gündeme getirir: Toplum yararına özgürlükler ne zaman ne oranda kısıtlanabilir? Özgür irade olmazsa insan iradesinin tecellisi mümkün müdür? Herkesin iyiliğine olan şeyi kim nasıl belirler?
İzlanda Kadın Edebiyat Ödülü, P. O. Enquist Ödülü, ve Fjara Edebiyat Ödülü’nü kazanmış roman, gerilimli atmosferi, düşündürücü temasıyla ilginç bir distopik roman örneği.
İşaret / Frida Isberg / Domingo Yayınları
İki büyük savaş arasının romanı
Neredeyse tüm hayatı silahların gölgesinde geçmiş, Alman yazar, çocuk yaşta orduya katılmış ve 1918’de Berlin’de komünist ayaklanmaların bastırılmasında görev almıştı. İlk romanı ‘Dışlanmışlar'ı 1930'da yayımlayan Ernst von Salomon, bu yıllarda geçirdiği düşünsel değişiklikler, Hans Fallada ve Bodo Uhse gibi yazarlarla kurduğu dostluklar sebebiyle defalarca tutuklanmıştı.
CESUR VE İRONİK
Aşırı sağcı Freikorps grubu mensubu ve Weimar günlerinin hızlı nasyonal devrimcisi olduğu dönemlerde müttefiklerin hazırladığı 131 soruluk Nazi karşıtı soruşturmaya cevap niteliğindeki otobiyografik romanı ‘Soruşturma’, hem müthiş bir roman kahramanı gibi hayat süren yazarın kendisinin hem de o yılların Almanyası’nın savaş öncesi ve sonrası dönemine ışık tutuyor. Yazarının kurgu ile gerçeğin tüm kartlarını karıştırdığı bu roman, yayımlandığı Nazizmin yükselişe geçtiği yıllar dikkate alındığında oldukça cesur ve ironik bir çalışma.
Soruşturma / Ernst von Salomon / Alfa Kitap
4.
Gerçek bir klasik: Bielkin'in Hikayeleri
‘Cennetmekân İvan Petroviç Belkin’in Hikâyeleri’, Rus edebiyatının en önemli şairlerinden Puşkin'in ilk düz yazı eseridir. Uzun yıllar boyunca, Hasan Âli Ediz çevirisiyle bir Milli Eğitim Bakanlığı klasiği olarak basılmış, kuşaklar boyunca edebiyatseverlerin zihninde yer etmiştir. Bu harika öyküler, şimdi Uğur Büke çevirisiyle yayımlandı. Merhum toprak sahibi Rus soylusu, İvan Petroviç’e anlatıldığı söylenen beş öykünün toplandığı eser, olayların geçtiği dönemin Rusya’sını başarılı bir biçimde yansıtıyor.
Öyküler, nükteli, eğlenceli ve sürükleyici anlatımları ve bir o kadar da merak uyandıran sonlarıyla, bir şehirlerarası yolculukta başlanıp bitiriliverecek gerçek bir okuma keyfi sunuyor.
Cennetmekân İvan Petroviç Belkin’in Hikâyeleri / Aleksandr Puşkin / Can Yayınları
5.
Yeni bir çocuk yetiştirme modeli
Ebeveynlere uzun yıllardır bir hayli etkisiz ve ödül ve ceza yöntemlerini merkezine yerleştiren bir çocuk yetiştirme modelinin dikte edildiğini iddia eden yazar, bu modeli insan yetiştirmeyi değil, davranışları şekillendirmeyi hedeflediği için eleştiriyor.
Becky Kennedy'nin bu modele alternatif olarak sunduğu çocuk yetiştirme modeli ise kısaca şöyle özetlenebilir: Çocuk davranışları buzdağının sadece görünen kısmıdır. Onların yüzeyin altındaki iç dünyasına inmek gerekir. Yazar da tam bunu yapıyor. Bu çalışmasında, kardeş rekabeti, ayrılık kaygısı ve öfke nöbetleri gibi belli başlı kriz senaryoları için alternatif çözümler sunuyor. Bu konuların profesyonelleri ya da ilgili anne babalar için rahat, anlaşılır ve faydalı bir kaynak.
Özümüzde İyilik Var: Düşlediğiniz Ebeveyn Olmak İçin Bir Rehber / Becky Kennedy / Nova Kitap
6.
Beyni zorlamadan beyne dair her şey
Konu üzerine yazılmış ilk anlatısal çalışma olma özelliğindeki ‘Beynin Tarihi’, insanlık tarihinin başlangıcından günümüze beyinle ilgili inançlar, düşünceler, keşifler ve yanlışlarla örülü bilgiler verir ve bu bilgilerin analizini yaparken yaşadıkları dönemlerde beyinle ilgili çığır açıcı keşifler yapmış bilim insanlarının hikayelerini de bu bilgilerle birlikte aktarıyor. Wickens, bu çalışmasında ele aldığı konuları basit ve kolay anlaşılır bir dille anlatıyor.
Beynin Tarihi / Andrew P. Wickens / Alfa Yayınları
7.
Eski sırların dehşeti
Shirley Jackson ve Bram Stoker En İyi Korku Romanı ödüllerinin sahibi, doğa ile bahtsız ve kayıp bir kuşaktan gelen insanlar arasında yaşanan intikam hikayesini anlatan ‘İyi Yerliler'in konusu şöyle: Toplum tarafından dışlanmış ve doğanın uçsuz bucaksız genişliğinde kapana kısılmış dört Amerikan yerlisi, 10 yıl önce gittikleri geyik avında yaşadıklarını herkesten saklamaya çalışsa da sevdiklerinin suretine bürünebilen bir ruhla amansız bir mücadeleye girişiyorlar. Sonrası tam bir korku ve gerilim şöleni!
İyi Yerliler / Stephen Graham Jones / İthaki Yayınları
8.
Salome'nin özgür kadınları
Erken modernizmin kendine has kadın entelektüellerinden Lou Andreas-Salomé’nin 1898'de yazdığı romanında olaylar özgür düşünceli bir kadınla, neredeyse kadın eşitliğinin düşmanı bir psikolog arasında geçiyor. İkili, birbirlerine yakınlık duysalar ve bu yakınlık giderek artsa da zaman içinde geleneksel kadın ve erkek rollerinin birbiriyle çatıştığı gerilimli bir ilişkinin içinde buluyorlar kendilerini.
Feniçka / Lou Andreas-Salomé / Can Yayınları