Geçen haftaki köşe yazımda denizlerin insanoğluna sunduklarını, ancak insanoğlunun aynı davranış içinde olmadığını, çok ciddi tedbirler alınmaması halinde gelecek kuşakların balıkları kitaplardan okuyacaklarını yazmıştım. Pek çok e-mail ve mesaj gönderen okuyucularım denizlerin korunması konusunu daha sık yazarak her yaş kesiminden destek istedi
Özellikle Urla’nın Demircili Köyü, Sığacık Körfezi Mevkisi, 9 numaralı potansiyel alanda yıllık 10 bin ton kapasiteli balık çiftliği kurulması konusunda Seferihisar, Urla, Özbekköyü’nden pek çok okur konuyu gündemde tutup 10 Mayıs 2022 tarihinde yapılacak ÇED toplantısını yaptırmayacaklarını yazmışlar. ÇED dosyasında, “Özsu Balık Üretim A.Ş., İzmir İli, Urla İlçesi, Sığacık Körfezi 9 Numaralı potansiyel alanda mevcut bulunan iki adet 950 ton/yıl kapasiteli ve iki adet 2000 ton/yıl kapasiteli su ürünleri yetiştiriciliği tesisleri ile faaliyetlerini sürdürmektedir. Ancak tesis artan rekabet koşulları ve taleplere karşılık veremediğinden Özsu-2 ve Özsu-4 projeleri için yer değişikliği, kapasite artışı ve yüzey alanı artışı talepleri ile Özsu-1 ve Özsu-3 projelerini birleştirip alan artışı ve yer değişikliği başvuru yapılmış, Tarım ve Orman Bakanlığı’na yapılan başvuru ilgili kurumlarca değerlendirilmiş, uygun bulunmuş ve ön izinleri verilmiştir” ifadeleri yer almıştı.
BALIK ÇİFTLİĞİ İSTEMİYORLAR
Yine Sığacık Körfezi’ne yakın bir bölge olan Urla’nın Demircili Köyü’ne kurulması planlanan balık çiftliğini halk istemiyor. Eğer izin verilirse, Sığacık Körfezi’ndeki gibi büyük halk kitlesi eylem yapacaklarını söylüyor. “Bir veya bir kaç şirket para kazanacak” diye turkuvaz renkli denizlerin balık çiftlikleri ile kirletilmesine, yok edilmesine nasıl göz yumuluyor akıl alacak gibi değil. Denizler insanoğluna çok fazla şey sunuyor. Türkiye’de 10 milyon insan gelirini denizlerden kazanıyor. Bazı insanlar para ve zenginlik hırsı uğruna denizleri ve deniz canlılarını yok ediyor. Ayrıca kirlilik alarm vermeye başladı. Yapılan deniz dibi temizliğinde, otomobil lastiği, yatak, yorgan, otomobil parçaları, masa, sandalye, terlik, ayakkabı, kadın pedi, çocuk bezi, tabak-çanak, kaşık- bıçak gibi atıklar ise cabası. “Denizlerimizi Korumak Zorundayız” başlıklı yazımı okuyan gazeteci büyüğüm Esat Erçetingöz'ün, “Hasta Körfez Can Çekişiyor, İzmir’de deniz kirliliği büyüyor” başlığı ile gönderdiği yazı ve fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedim. Erçetingöz, “Geçen gün İnciraltı balıkçı barınağında gördüğüm manzara karşısında inanın içim acıdı. Bir yandan yüzeye çıkan deniz marulları, bir yandan çevresel atıklar yüzünden oluşan çöp adaları arasında boğulan balıkçı tekneleri vardı.
İNCİRALTI İÇİMİ ACITTI
Tüm sahili kaplayan kirlilik üzerinde plastik atıkların yüzdüğü adacıklar oluşmuş. Denizlerin uzun süredir fosseptik olarak kullanıldığını dile getiren yetkililer, (Dünya ve Türkiye nüfusunun yüzde 80’i denize 200 kilometre mesafede yaşadığı için atıklar doğrudan denize gidiyor. İzmir, Avrupa’nın en iyi arıtma tesisine sahip ancak kaçaklar çok fazla. Bu yüzünden de bu tarz durumlarla karşılaşılıyor. Kısacası denizi bir insan gibi düşündüğümüz de ortaya çıkan görüntülere bakarak ne kadar hasta olduğunu, hatta can çekiştiğini söylemek mümkün. Arıtma tesisleri verimli çalıştırılmalı ve kaçakların da önü kesilmeli. İzmir’de yapılan çok büyük bilimsel yanlışlar var. Mesela; dereler betonlandı ve o suyun içindeki ağır metalleri çekecek olan toprak betonun altında kaldı. Artık bunlar doğrudan denize geliyor. Yerel ve merkezi yönetimin aslında yapacak çok şeyi var ve bir an önce gerekli tedbirleri almalılar. Mesela; Çiğli arıtmadan gelen suları daha iyi arıtıp tarıma kazandırmalıyız. Böylelikle hem denizi hem tarımı kurtarmış oluruz. Şu an en kurak dönemlerimiz deniyor ancak daha hiçbir şey görmedik. Bu bize pahalı tarım ürünleri ve pahalı enerji olarak da yansıyor. 1955 yılından günümüze gelindiğinde ise kirlilik ciddi bir boyuta geldi. Bunun çözülmesi için fabrikalar arıtma tesislerini açmalı. Arıtma tesisleri sübvanse edilmek zorunda. Ya da fabrikalar denize olan bölümleri kapatılacak. Körfez hasta. Artık körfeze bir şey yüklememek gerekiyor. Derelerin temizlenmesi gerekiyor. Fabrikaların sıkı denetlenmesi gerekiyor” diyor.
***
DAHA YAŞANILIR BİR DÜNYA İÇİN ÖNEMLİ KURULTAY
Ekonomi Gazetecileri Derneği, 17. Küresel Isınma Kurultayı’nı “Çevre ve Geri Dönüşüm Teknolojileri Fuarı” kapsamında İZFAŞ’ta gerçekleştirecek. Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER), Yenilenebilir Enerjiyi Destekleme Platformu tarafından desteklenen kurultayda, “Geri Dönüşüme Medyanın Bakışı”, “Geri Dönüşüme İş Dünyasının Bakışı” oturumları ve “Geri Dönüşüm Neden Önemli?” adlı form yapılacak. “Daha İyi Yaşanılabilir Kentler İçin Geri Dönüşüm Olmazsa Olmaz” sloganıyla düzenlenen kurultayın açılış konuşmalarını, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi adına Toyota Türkiye Ceo’su Ali Haydar Bozkurt ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yapacaklar. 2019 yılında Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen “Temiz Enerji Temiz Kentler” oturumunda konuşmacı, bu yılki kurultayda, şahsıma moderatörlük görevi verilmesi onur vericidir. Daha yaşanılır bir dünya için kaçırılmaması gereken bir kurultay olduğunu söylemek isterim.
***
OKUYUCU MEKTUBU
FOÇA’LI ALİ KEMİKSİZ’E KULAK VERİLMELİ
Ali Kemal Kemiksiz ile 1982 yılında, arkadaşımız İsmail Arabacı’yı Foça Komando Okulu’na teslim etmeye gittiğimiz gün tanışmıştım. Herkes onun denize atlayışlarını imrenerek izlerdi. 40 yıl geçmesine rağmen dostluğumuz hiç bitmedi. Ali Kemal “Denizlerimizi Korumak Zorundayız” yazısını okuduktan sonra bana bir mesaj atmış, “Ahmetcim dededen babadan balıkçı olarak benim de 40 yılım denizlerde geçti. İyi ki senin gibi duyarlı insanlar var da bu günleri gördük. Yoksa balığı biz de belki kitaplardan görürdük. Lütfen diğer meslektaşlarına da söyle onlar da sık sık denizlerin korunması için yazılar yazıp televizyon haberleri yapsınlar. Türkiye’de benim gibi balıkçılık yaparak evini, ailesini geçindiren 15 milyon insan yaşıyor. Bak bu ağları onarırken çektirdiğim fotoğrafı da gönderiyorum. Eski Foça foklarıyla meşhur bir ilçedir. Benim gibi pek çok balıkçı arkadaşımın ağlarındaki balıkları yemeye kalkıp ağlara zarar verseler de foklara asla zarar vermedik hatta onları koruduk. Biliyorsundur dünyada fokların nesli tükenmek üzere. Biz burada onları korumaya çalışıyoruz. Balıkçılığa başladığım ilk yıllarla günümüz arasında kıyaslama yaptığımda denizlerimizin aşırı kirlendiğini ve balık türlerinin azaldığını görebiliyoruz. Gerçekten denizlerin korunması için ciddi önlemler alınması gerekir. Yazılarınla bize destek verdiğin için çok teşekkür ederiz”. Yaşamının 40 yılını denizlerden kazanan Ali Kemal Kemiksiz’e kulak verilmeli.
***
HAFTANIN FOTOĞRAFI
Kediler sabırla kısmetini bekliyor… Fotoğraf: Celal Varol
***
HAFTANIN SÖZÜ
“Çevre insanların yaşama biçimini ve ekonomik gelişmesini belirleyen bir öğedir.” Wilfred Ruprect Bion (Dünyaca ünlü matematik dehası ve felsefeci)