1987'de imzalanan Montreal Protokolü, insanlığın en kritik çevre zaferlerinden birine dönüştü. Nature dergisinde yayımlanan son çalışma, CFC gazlarının yasaklanmasıyla ozon tabakasındaki iyileşmenin %95 kesinlikle insan kaynaklı olduğunu ortaya koydu. MIT araştırmacısı Peidong Wang liderliğindeki ekip, 65 farklı atmosfer simülasyonuyla bu sonuca ulaştı.
Bilim tarihinin dönüm noktası: "Artık kanıtladık"
NOAA ve MIT'nin ortak çalışmasına liderlik eden Susan Solomon, "Veriler bize şunu gösterdi: Ozon deliğindeki küçülme, volkanik patlamalar veya rüzgar modelleri gibi doğal faktörlerle açıklanamaz. Bu tamamen Montreal Protokolü'nün eseri" açıklamasını yaptı. 1985'te keşfedilen dev deliğin, 2000'li yıllarda maksimum 25 milyon km²'ye ulaştığı hatırlatılırken, 2024 verileri bu alanın 15 milyon km²'ye gerilediğini gösteriyor.
CFC gazları nasıl bir tehlike yaratıyordu?
Kloroflorokarbonlar (CFC'ler), 20. yüzyılın ikinci yarısında buzdolaplarından klima sistemlerine, aerosol spreylerden endüstriyel üretime kadar geniş kullanım alanı bulmuştu. Ancak 1980'lerde yapılan araştırmalar, bu gazların stratosferdeki ozon moleküllerini parçaladığını ortaya çıkardı. Tek bir CFC molekülünün 100.000 ozon molekülünü yok edebildiği hesaplanınca, dünya acilen harekete geçti.
197 ülkenin ortak başarısı: İşte kritik tarihler
-
1985: Antarktika üzerinde ozon deliği keşfedildi
-
1987: Montreal Protokolü imzalandı
-
1996: Gelişmiş ülkelerde CFC üretimi tamamen yasaklandı
-
2010: Gelişmekte olan ülkeler yasağa uyum sağladı
-
2024: Ozon tabakasının %15-20 kalınlık kazandığı tespit edildi
2035 hedefi gerçek olabilir mi?
NASA'nın Aura uydusu ve Antarktika yer istasyonlarından gelen veriler, Eylül ayı ozon deliğinin her yıl %3 küçüldüğünü gösteriyor. Solomon'un ekibi, bu tempoyla 2030'da deliğin 8 milyon km²'ye, 2035'te ise tamamen kapanma eşiğine geleceğini öngörüyor. Ancak uzmanlar, kuzey yarımküredeki beklenmedik CFC-11 salınım artışlarına karşı uyarıyor: "2018'de Çin'de tespit ettiğimiz yasadışı üretimler gibi riskler süreci yavaşlatabilir."
Ozon tabakasının iyileşmesi bizi nasıl koruyor?
Stratosferik ozon, Dünya'yı UV-B ve UV-C ışınlarından koruyan doğal kalkan görevi görüyor. Tahminlere göre Montreal Protokolü olmasaydı:
-
2030'a kadar cilt kanseri vakalarında %30 artış
-
Tarım ürünlerinde %20 verim kaybı
-
Okyanus planktonlarının %60'ının yok olması
-
Yıllık 460 milyar dolar ek sağlık maliyeti
Küresel ısınmayla mücadelede model oldu
Harvard Üniversitesi'nden çevre politikaları uzmanı Dr. Emma Tucker, Montreal başarısının iklim kriziyle mücadelede yol gösterici olduğunu vurguluyor:
"CFC'ler aynı zamanda CO2'den 10.000 kat daha güçlü sera gazlarıydı. Bu protokol, 2100 yılına kadar 2.5°C'lik küresel ısınmayı önleyerek iklim değişikliğiyle mücadelede de kritik rol oynadı."
Antarktika'da neler değişti?
-
1980'ler: UV indeksi 25 seviyelerinde (normalin 5 katı)
-
2024: UV indeksi 8-12 bandına geriledi
-
Penguen popülasyonu: Son 10 yılda %18 artış
-
Deniz buzu kaybı: Ozon iyileşmesiyle yavaşlama eğilimi
Genç iklim aktivistlerinden tepki: "Daha fazlasını yapmalıyız"
16 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg, X platformundan yaptığı paylaşımda "Ozon deliğinin kapanması umut verici, ancak tek kriz bu değil. Liderler fosil yakıtlara karşı da aynı kararlılığı göstermeli" çağrısında bulundu.