Kampüsü Narlıdere'de olan DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi, İzmir'in önemli değerlerinde biri. Bugüne kadar mezun ettiği pek çok isim önemli yerlere geldi, isim yaptı. Ortaya koydukları çalışmalarla kentin gururu oldu. Biz bu fakülteden daha fazla etkin olmasını beklerken okul yönetimi Tınaztepe yerleşkesine taşınacaklarını açıkladı. Öğrenciler taşınma kararına karşı imza kampanyası başlatırken fakülte yönetimi binaların depreme karşı dayanıklı hale getirildikten sonra geri döneceklerini söylüyor. Bu acaba ne kadar doğru? Ya da gerçekten böyle bir taşınma işlemine gerek var mı?
Dışarıdan bakıldığında öğrenciler taleplerinde çok da haklı gözüküyor. Bu duruma karşı çıkan sadece öğrenciler de değil. DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Üyesi ve GSF Sahne Sanatları Bölümü eski Başkanı Prof. Özdemir Nutku başta olmak üzere pek çok öğretim üyesi, eski mezun ve kent sakini verilen karara tepkili.
1994 yılından beri Narlıdere yerleşkesinde eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren Güzel Sanatlar Fakültesi'ni, aslında Tınaztepe Kampüsü'nde rektörlük binası olarak inşa edilen binaya taşınmak istiyorlar. 2 bine yakın öğrenci ile 150 civarında akademik ve idari personeli 8 katlı bir binaya sıkıştırmanın peşindeler... Bahsedilen binanın fiziki koşulları Güzel Sanatlar Fakültesi için yeterli değil. Mesela bir tiyatro salonu var mı? Yok... Sergi salonları var mı? Yok... Atölyeler, el işçiliği için gerekli fırınlar, dokuma tezgahları, tasarımcılar için geniş alanlar, müzik stüdyoları var mı? Yok... Yeni bina kent merkezinde ve insanlara dokunabilecek bir noktada mı? Hayır... Kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapabilecek mi? Hayır... Rektörlük binası dururken neden GSF taşınıyor o binaya? Şehir dışından gelen öğrenciler düşünüldü mü? Bütünleme dönemine denk düşen bu taşınma öğrencileri olumsuz etkilemeyecek mi? Mevcut binaya birçok sponsorun desteği ile sergi salonları açıldı. Gençlere destek olan bu insanlara ne diyeceksiniz? Tüm bunlar dikkate alındığında taşınmanın ne anlamı var? Hele ki binaların aslında 10 şiddetinde bir depreme dayanıklı olduğu söylenirken... Yoksa amaç sanat üretimini mi engellemek demezler mi?
Bu arada şunu da hatırlatmak gerekiyor; GSF'nin mevcut bulunduğu arsa eğitim şartıyla bağışlanmış durumda. Öğrencilerin imza kampanyasındaki talepleri şu: "Rektörlüğün bu kararında ısrar etmesi bizlerin hayatında öngörülemeyen sorunlara ve sıkıntılara yol açacaktır. O nedenle, rektörlüğün bu işlemle ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmadan bu işlemi yeniden gözden geçirmesi ve ertelemesi ya da doğrudan iptal etmesini istiyoruz."
Özdemir Nutku'nun şu sözlerine katılmadan edemiyorum: “Bu akıl tutulmasından bir an önce kurtulup köklü bir sanat kurumu olan Güzel Sanatlar Fakültesi’ni yok etmeyiniz. İleride, bunun vebalini taşımak vicdanınıza büyük bir yük getirir. Verilecek zararın neresinden dönülürse, o kadar doğru bir karar alınmış olur. Güzel Sanatlar Fakültesi yerinde güzel.”
DİP NOT: Ben öğrencilerin daha fazla üretim yaptıkları ve bunları çeşitli etkinliklerle kentte yaşayanlarla paylaşan bir Güzel Sanatlar Fakültesi görmek istiyorum. Tiyatro bölümü bunu yaparken neden müzik bölümü farklı günlerde farklı müzik türlerinde konserler verilmesini sağlamıyor? Albüm yapan öğrencileri var. Neden onlara stüdyoları ücretsiz açılmıyor da gençler dünyanın parasını verip başka stüdyoları kullanıyorlar? Yılda bir kez olsun ses getirecek bir sanat festivaline imza atılmıyor? Fakültede yapılan etkinlikler neden daha fazla duyurulmuyor? Geçmişte bir basın birimi vardı. Medyaya haber geçilirdi. Neden artık yok?